Hamamböcekleri'ni okuyunca Yarasa'nın neden çok sarmadığını anladım. Harry Hole'un ilk macerası biraz amatörce yazılmıştı ve Joe Nesbo'da Harry Hole'u çok iyi tanımıyordu. Hamamböceği'nde ise omurgası olan, tümevarımı da tümdengelimi de yerli yerinde başarıyla kullanan, zeki bir adamla tanıştım: Harry Hole.
Yazar ilginç bir şekilde kahramanını bu sefer de Tayland'a gönderdi. Harry'i kendi çöplüğünde görme şansımız yine olmadı. Ama bu defa Avustralya'ya göre Harry'de, Tayland'da daha canlı, karakterler ve olay örgüsü daha katmanlıydı. Yarasa'ya göre katili daha iyi tanıdık. Romanı beğendim ve serinin neden bu kadar hayranı olduğunu anladım. Anladığım şu; Joe Nesbo yazdıkça gelişmiş, Harry Hole da öyle. Harry Hole kitaplarını ikişer ikişer alma vakti gelmiş. Yaşar Şekerci Akbay gibi bu seriyi daha önce okumuş olanların ilk defa okumakta olan beni kıskanacaklarını biliyorum:))) Çünkü Zaman Çarkı, Kralkatili Güncesi, Centilmen Piçler, Dune, Vakıf gibi serilere baktığımda keşke ilk defa okuyor olsaydım diye hayıflanıyorum.