Herhangi bir konunun metaforlarla, sembollerle anlatılması, düşünce geleneğimizde sık karşılaşılan bir durum. İbni Sina ile başlayan bu gelenek İbni Tufeyl ile en etkileyici şeklini almıştır.
Bilgi nedir ? Akıl ile vahiy ne tür bir ilişki içerisindedir? Eğer vahiy olmazsa akıl tek başına hakikati bulabilir mi ? Akıl ile vahyin ulaştığı sonuçlar birbiriyle uyumlu mudur yoksa çelişki içerisinde midir? Bütün bu soruların cevabını metaforlarla süslenmiş bir yolculukta öğrenmek isteyenler için bu kitap bir şaheser niteliğindedir.
Hayy, annesi tarafından denize bırakılan ve nihayetinde bakir bir adaya ulaşan bir bebektir ve saf aklın sembolüdür. Saf akıl, dışarıdan hiçbir müdahale görmemiş, değişime ve dönüşüme uğramamış temizliktedir. İşte Hayy, bebek olmakla boş bir levha gibi saf ve temiz. Doğanın kucağında anne ceylan tarafından büyütülüyor, yetiştiriliyor.
Adanın diğer misafiri Absal ise, münzevi bir hayat yaşamak adına vahyin hakim olduğu bir coğrafyadan adaya gelen bir karakterdir ve vahyi sembolize etmektedir.
İşte Hayy ile Absal'ın bu adada karşılaşması aynı zamanda "saf akıl" ile "vahyin" karşılaşmasıdır. Peki onca tecrübeye karşılık Hayy ve Absal'ın varlık alemi üzerine yaptığı konuşmalar bizi aynı hakikate götürecek mi?
Kadir