Hece Dergisi - Sayı 294-295-296 - Özel Sayı 42 (Haziran-Temmuz-Ağustos 2021) (2 Cilt)

Hece Dergisi

Hece Dergisi - Sayı 294-295-296 - Özel Sayı 42 (Haziran-Temmuz-Ağustos 2021) (2 Cilt) Sözleri ve Alıntıları

Hece Dergisi - Sayı 294-295-296 - Özel Sayı 42 (Haziran-Temmuz-Ağustos 2021) (2 Cilt) sözleri ve alıntılarını, Hece Dergisi - Sayı 294-295-296 - Özel Sayı 42 (Haziran-Temmuz-Ağustos 2021) (2 Cilt) kitap alıntılarını, Hece Dergisi - Sayı 294-295-296 - Özel Sayı 42 (Haziran-Temmuz-Ağustos 2021) (2 Cilt) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Rönesansta öne çıkan hümanizm eksik de olsa insanın yaratıcılığını ve onun yaratıcılıkları arasında sanatı öne çıkartması açısından önemlidir. Ancak bizim kastettiğimiz sanat, Rönesans'ınkinden farklı olarak bu dünyayı da aşan, Tanrı'ya uzanan bir boyuta sahiptir. Bu açıdan sanat, Tanrı ve metafizikten bağımsız değildir. Sanatın Tanrı'yla bağını kabul edenlerden biri olarak FE. W. |. Schelling (1775-1854), sanat ve güzelliğin kaynağının Tanrı oluğunu şöyle ifade etmektedir: “Tüm sanatın dolayımsız nedeni Tanrıdır. Zira Tanrı, mutlak özdeşliği sayesinde sanatın dayanağı olan reel ve idealin karşılıklı olarak ayrımsızlığa şekillenmesinin kaynağıdır ya da Tanrı ideaların kaynağıdır..... Sanat ise asli örneklerin /arketiplerin temsilidir, dolayısıyla Tanrının kendisi sanatın nihai imkânı ve dolayımsız koşuludur; Tanrının kendisi tüm güzelliğin kaynağıdır.”
Sayfa 1072 - Kevser ÇelikKitabı okudu
Hiç kimse, mesela Sinan bugün yaşasaydı nasıl cami yapardı diye düşünmedi. Ama bu, ne talepte bulunanların, ne de arz edenlerin suçudur. “Peki çare nedir?” diye soracağınızı tahmin ediyorum. Bu coğrafyada kendisinden öncekileri de temellük ve temessül ederek bin yılda oluşmuş zengin ve incelikli bir kültür var; tuhaftır, bu kültürün bazı tezahürleri insanları korkutuyor. Önce bu korkuyu yenmek gerekir. Bu topraklara ayağını sağlam basmayan, onu sevmeyen, dilini söküp sembollerini çözerek arka planına nüfuz etmeye çalışmayanlar yeni ve farklı bir şey üretemezler. Avrupa'da kabul görmek için “gelenekten yararlanma iddiasıyla” alelacele yapılan işlerle oryantalizmin tuzağına düşme tehlikesi vardır. Yani önce keşif süreci, sonra yaratma... Ancak bu sürecin kendi içine kapanma olarak yaşanmaması şarttır, İçinde yaşadığımız çağı çok iyi anlamak zorundayız
Sayfa 946 - Beşir AyvazoğluKitabı okudu
Reklam
Işığın oyunlarına açık olmak ve dolayısıyla renkleri tüm canlılığıyla “sayabilmek, iyi “ruh hâletinin” belirtisidir. Oysa ruhu kararan için dış dünya, renksizlikle anlamdaş “külrengi”, “boz” bir hâl alır. Doğa, canlılığını yitirir; cılız hayvanlardan, kuru bitkilerden müteşekkil bir yığın olur. Renksizlik, “biçare, mânasız bir artık” olmanın da işaretidir (1970: 108). Rengi olmayan, kullanışsızdır, fazlalıktır. Eşyanın renksizliği, dokusuna da nüfuz eder; dağılmaya açık, işlevsiz, rutubetli, lime lime olur. O zaman rengin çok da satıhta bir keyfiyet olmadığı, eşyanın özüne dair bir görüngü olduğu ortaya çıkar. Ama renklerin arada solması, karanlıkta kaybolması, silinmesi de eşyanın özünden gelir. Rüya görmek, eşyayı yeni bir hülyanın, masalın içerisine yerleştirmek için karanlığa maruz kalma, renksizleşme zorunludur. Renklerde, görünür, vazıh olanda her zaman “karanlığın hissesi” vardır. Alacakaranlık içerisine girip çıkan eşya, izlenimci bir resimde gibi, yeni akislerle boyanır, yenilenir. Böylece rengine kavuşan atıl eşya, artık olmaktan kurtulur, yenilenmiş boyasıyla hayatın içine daha rahat yerleşir.
Sayfa 1177 - Özgür TaburoğluKitabı okudu
Tanpınar'ın, Nuri İyem'in resimlerine atfen dile getirdiği gibi, farklı renkleri, boyanmış, giydirilmiş olan, realite duyusunu sarsar. Modern resim ve yazı, biraz da böylesi keyfi görünen renkler, tasvirlerle şekil bulur. Çizgileri olduğu kadar, renkleri de eşyanın özünden ayırmak, bir görüngü ve belirti olmaktan çıkarmak, modernist resmin temel yönelimidir. Bu şekilde renk ve çizgi kendi özerk varlıklarına kavuşur Önce eşyayı çizip üzerini boyamak yerine, boyama fiilinin bir verimi gibi eşya görünür olur. İzlenimci resimde eşya ve renkler bir denklik, uzlaşı içerisinde bulunsalar d, sonrasında soyut resimle birlikte renk, eşyayla zorunlu bağlarından kurtulur. Soyut resim, ağsre, realitenin yeniden çizilmesi, renklendirilmesi çabasını yansıtır. Hatti çizgi ve renk de birbirinden bağımsızlaşır; çizgi, rengin bir belirtisi gibi ortada kalır Abstre, kemâle varmış eşyanın inşa halindeki şekli ve özüdür. “Bütünsüz”, dağınık bir dünyanın sahici bir sunumudur (1970: 198).
Sayfa 1178 - Özgür TaburogluKitabı okudu
Türkiye'de asıl muhafazakârlık küllerle oyalanmaktan öteye geçemiyor.Esasen muhafazakârlık bizde dindarlıkla özdeşleşmiştir. Tuhaf olan, dindarların kültürel anlamda muhafazakârlıktan uzak olmalarıdır. Ya muhafaza etmiyor yahut muhafaza etmeye çalışırken tahrip ediyorlar. Niyetim elbette iyi niyetli insanları mahkum etmek değil Bir kültür, kendi kurumlarından mahrum bırakılmışsa, aktarım usuller ortadan kalkmışsa, seçkinlerini yetiştiremiyorsa, içinden geldiğinizi bildiğiniz, hatta somut tezahürleriyle gözümüzün önünde duran bu kültürün dilini, sembollerini kaybetmişseniz, bırakın onu yeniden üretmeyi, koruyamazsınız da... kendilerini bu kültürün sahibi ve muhafızı olarak görenler, aslında çok uzağına düştükleri kültürü el yordamıyla korumaya, devam ettirmeye çalışıyorlar. Mesele bundan ibaret! Doğrusu, bizim muhafazakârlarımızın neyi, nasıl muhafaza etmeleri gerektiği konusunda sarih bir fikre sahip olduklarını sanmıyorum. Eğer yıkmazlarsa güya onararak tahrip ediyor, daha da kötüsü, sevginin yanı sıra bilgi ve yaratıcılık gerektiren, aksi takdırde birtakım göreneklere dönüşerek hareket alanımızı daraltma tehlikesi taşıyan geleneği,eski eserlerin sıradan benzerlerini üreterek devam edemez hale getiriyorlar.
Sayfa 946 - Beşir AyvazoğluKitabı okudu
Yapay insan düşüncesi ya da robot düşüncesi mitolojik bir düşüncedir. Bu düşünce birtakım aşamalardan sonra fiziksel karşılık bulmuş, robotlar modern dünyada hızlı bir şekilde yerlerini almışlardır. Kendisi de insan düşüncesinin geliştirdiği teknolojinin enstrümanı olan sinema sanatında robotlar her zaman yer almıştır. Teknolojik düşüncenin
Sayfa 1270 - Yunus ÖzmodanlıKitabı okudu
Reklam
82 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.