Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Meksikalı, Həyat Eşqi, Boz Qurd, Tonqal

Hekayələr

Jack London

Hekayələr Gönderileri

Hekayələr kitaplarını, Hekayələr sözleri ve alıntılarını, Hekayələr yazarlarını, Hekayələr yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan kimi düşünsəydi canavar balası, yəqin ki, bu nəticəyə gələrdi: Həyat-doyunca yemək üçün ehtirasdır, dünya isə səhnədir. Bu səhnədə doymağa can atan adamlar bir-biri ilə mübarizə aparır, vuruşur, bir-birini təqib edirlər. Onlar bir-biriləri üçün yemək əldə edir, hətta bir-birini yeyirlər. Səhnədə qanlar tökülür, orada başdan-ayağa amansızlıq hökm sürür. Bir sözlə, həyat meydanı qarmaqarışıqlıqla, təsadüflərlə doludur
Reklam
Dünyaya geleceği hayal bile edilmeden önce kendisi olan bu titrek hassasiyet çıkınının kabalık ve vahşet içinde yaşaması, dünyanın en son sınırlarının da ötesindeki bu karanlıklar ülkesinde ölmesi kararlaştırılmıştı.
Sayfa 89 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Düştüğü zaman dinleniyor, içinde yavaş yavaş ölmekte olan yaşam çırpındığı zaman sürükleniyordu. O insan olarak artık çaba harcamıyordu. Onu ileri sürükleyen şey, içinde ölüme razı olmayan yaşamdı.
Sayfa 79 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Yaşam dedikleri buydu demek! Boş ve geçici bir şey. Istırap sadece yaşamdaydı. Ölümde ıstırap yoktu. Ölmek uyumaktı. Duraklama demekti, dinlenme demekti. O halde neden ölmeye razı değildi?
Sayfa 79 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Asıl sorun hiç hayal gücü olmamasıydı. Yaşam olaylarında canlı ve anlayışlıydı, ama yalnızca olaylarında, anlamlarında değil. Sıfırın altında elli derece, seksen dereceye yakın bir don demekti. Bu gerçek kendisini soğuk ve rahatsızlık verici olmasıyla etkilerdi. Sıcakkanlı bir yaratık olarak zayıflığını, sonra genel olarak bütün insanların zayıflıklarını, nasıl ancak belli soğukluk ve sıcaklık sınırları içinde yaşayabildiklerini düşünmeye yöneltmezdi. Oradan ölümsüzlük fikrine ve insanın evren içindeki yeri düşüncesine geçmezdi. Sıfırın altında elli derece, insanı rahatsız eden bir soğukluk ve donmaya karşı koyacak eldivenler, kulaklıklar, sıcak mokasenler ve kalın çoraplar demekti. Bundan başka şeyler de olabileceği düşüncesi hiç aklına gelmemişti.
Sayfa 49 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Danny Ward para için, paranın getireceği rahatlık için dövüşüyordu. Oysa gözleri faltaşı gibi açık bir halde köşesinde oturmuş hilekâr hasmını bekleyen Rivera'nın hayalinde kendisini dövüşmeye zorlayan nedenler alev alev yanmaktaydı. Rio Blanco'nun beyaz duvarlı, su gücü ile işleyen fabrikalarını görüyordu. Aç ve soluk yüzlü altı bin işçiyi, günde on sente çalışan yedi sekiz yaşındaki çocukları görüyordu. Boyahanelerde çalışan ölü yüzlü insanları, o ayakta yürüyen cesetleri görüyordu. Babasının boyahanelere "intihar çukurları" adını taktığını ve orada bir yıl çalışmanın ölüm demek olduğunu söylediğini hatırlıyordu. Küçük evlerini, annesinin ev işleri arasında vakit bulup kendisini okşayıp sevmesini hatırladı. İri yarı, uzun bıyıklı, geniş göğüslü, herkesten daha sevecen ve herkesi seven, o geniş yüreğinden taşan sevgisi karısına ve bir köşede oynayan küçük Muchacho'ya bile yetişen babasını gördü.
Sayfa 35 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Arrelano çaresizce, "Belki de büyük ve yalnız bir ruh, bilemiyorum," diyordu. "O insan değil," dedi Ramos. May Sethby ise, "Kavrulmuş bir ruhu var," dedi. "Yaşamının ışığı, neşesi kaçmış. Tıpkı bir ölü, ama yine de son derece canlı." "Cehennem ıstırabı yaşamış," dedi Vera. "Yüzünde öyle bir ifade var, oysa bir çocuk daha."
Sayfa 22 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Kederin sessizliği sevecendir, insanı korurmuş gibi sarar ve anlaşılmayan bin bir avutucu söz mırıldanır; ancak kurşuni gökler altındaki o soğuk, duru ve parlak Beyaz Sessizlik insafsızdır.
Sayfa 18 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Ancak kadının yüzündeki sessiz keder, hem umutlu hem de umutsuz o sorgu karışımı arkadaşının ıstırabından da beterdi.
Sayfa 13 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
134 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.