Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Azîz Vatandan Ayrılışın Hikâyesi

Hicret

Kadir Mısıroğlu

Hicret Sözleri ve Alıntıları

Hicret sözleri ve alıntılarını, Hicret kitap alıntılarını, Hicret en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Bu dâvâ için hapis yatmak şereftir!.. El Hükmü Lillâh!...''
SÜLEYMAN DEMİREL İHTİLÂLDEN HABERDAR İDİ
Hukuk Fakültesi'nden bir arkadaşım E. vilayeti Adalet Partisi başkanıydı. Kendisi ihtilâl gecesi henüz harekât başlamadan Süleyman Demirel'e telefon etmiş ve ihtilâl ihtimâli üzerinde durarak fikrini sormuş. Kendisinin bana anlattığına göre Demirel: “Evet olacak!.. Haberimiz var! Lâkin korkma, bize bir şey olmayacak!" demiş. Demek ki; Süleyman Demirel ihtilâlden haberdar idi. Sonra başka öğrendiklerimle bu bilgileri birleştirince anladım ki; Demirel bu ihtilâlden sadece haberdar değil, aynı zamanda methaldardı.
Reklam
İnkılab sar'ası, millî coğrafya üzerindeki bütün tarihî izleri silmeyi murad ettiğinden Âhi Mes'ud olan bu havalimanının adı mânâsız ETİMESGUT şekline sokuldu. Tıpkı bin yıllık "Diyarbekir"in "Diyarbakır", "Elâziz"in "Elazığ", "Makri Köyü"nün (yani Macar Köyü) "Bakırköy" yapıldığı gibi....
Sayfa 50 - Sebil YayıneviKitabı okudu
16 - Bazı munsif solcularla hemşerilik, fakülteden devre arkadaşlığı veya kendilerine nazar-ı müsâmaha ile bakmış olmam gibi sâiklerle aramda bir hukuk ve nezakete riâyet hali vardı ki; hâlâ da öyledir. "Moskof Mezâlimi" isimli eserimin yayınlanmasından az sonra böyle solculardan biri olan Erdoğan Tokmakçıoğlu bana demişti ki: " - Bilirsin ben seni severim. Bir gün bu memlekette marksist bir ihtilâl olduğunu duyarsan, derhal bu ülkeyi terket! Zira çok emin bir yerden öğrendiğime göre böyle bir hal vukuunda evlerinden toplanıp ilk kurşuna dizilecek olanlarda biri de sensin! Listedeki sıranı bile söyleyebilirim: 57..." Erdoğan Tokmakçıoğlu hemşerimdi. Manisa'da askerliği beraber yapmıştık. Resmî elbise sırtındayken bile "Ben marksistim!..." diye bağırmasına şahid oluyor ve hiçbir aksülâmel göstermiyorlardı. O zaman komünistler M. Kemal Paşa'yı kendilerine kalkan yaptıklarından devrimbazlara şirin görünüyorlardı. Erdoğan Tokmakçıoğlu'na dedim ki: " - Sağol, teşekkür ederim!.. Vatanım Rus işgali altına düştükten sonra yaşamak istemem ki; kurşuna dizilmekten korkayım!.. Benim kadere imanım var. Allah takdir etmemişse böyle bir şey olmaz! Olursa, kader bana mazlûmiyet tâcı ikram ediyor, demektir!" Muhtabim o günlerde marksist bir ihtilâlin akşama sabaha gerçekleşeceğini sanıyor ve beni fanatik bir fatalistlikle (kadercilik) itham ediyordu.
Sayfa 84 - SEBİL YAYINEVİ / BİR HAFTALIK İRÂDÎ HAPİS / Dipnot kısmı...Kitabı okudu
''- İhtilal olacak! Çünkü Amerika, Türkiye'nin İran gibi olmasından korkuyor!..''
Merhum Dede Paşa Hazretleri dâima şöyle buyururdu: Şeriat-i Garra gelinceye kadar zâhir âdâbından muafsınız. Ütülü ve temiz elbise giyiniz. Gravat takınız. Bunların çoğu İslâm'a bilmeden düşmandırlar. Arada bir sıcaklık ve samimiyet ihdas ederek kendilerine hak ve hakikati duyurmaya çalışınız. Zamanımız siyaset zamanıdır."
Sayfa 54 - SEBİL YAYINEVİ / BİR ALBAYIN ANLATTIKLARI / Dipnottan bir kesit...Kitabı okudu
Reklam
Bütün lise hayatım boyunca iki dindar hocayla karşılaşabilmiştim. Bunlar coğrafya muallimi merhum İsmail Hakkı Berkmen ile halen hayatta olan Ahmed Saka Bey'lerdi. İdare ve müdürümüz dindarlık ve milliyetçiliğe haşin bir sûrette karşıydı. Bundan dolayı pek çok kereler disiplin kuruluna girip çıkmak mecbûriyetinde kalmışımdır. Bu arada binbir güçlükle temin edebildiğimiz namaz odasına asılmış olan bir takvimin kartonundaki M. Kemal Paşa resmini yırtma sebebiyle üç gün "tard-ı muvakkat" cezasına çarptırılışım zikre değer. Bilahare büyütülen bu hâdise yüzünden, mezuniyet imtihanlarından sonra olgunluk imtihanlarının ikisini vermiştim ki mektepten tamamen uzaklaştırılma cezasına çarptırıldım. Ayrıca, güya beni himaye etmiş olmak töhmetiyle o zamanın başmuâvini İsmail Hakkı Berkmen ve edebiyat muallimi Kaya Bilgegil (sonradan profesör) de altı ay Vekâlet emrinde kalmak sûretiyle iz'ac olunmuşlardır. Ben de müteakip iki imtihan için Giresun'a gittim. O zaman olgunluk imtihanı dört dersten yapılırdı. Sualler bakanlıktan gelirdi. Yolda imtihanların birini kaçırmıştım. Diğerini de Giresun'da vermiştim. Kaçırdığım imtihan için 1954 Ekimi'nde Erzurum'a gittim. Bu dersin imtihanını da Erzurum Lisesi'nde vererek nihâyet lise mezunu olabildim.
Sayfa 17 - SEBİL YAYINEVİ / YAZARIN KENDİ KALEMİNDEN KISA BİR HAL TERCEMESİKitabı okudu
5- Özdemir Kazancıoğlu gâyet zeki ve kaabiliyetli bir gençti. Liseden sonra Ankara Hukuk Fakültesi'ne kaydolmuştu. Bu fakülteyi bitirmek için sadece bir - iki dersi varken, askerliğini yapmaya başlamıştı. O zamanlar yedek subaylık için lise tahsili kâfi idi. 27 Mayıs İhtilâli olduğunda askerlik vazifesine devam ediyordu. İhtilâl gecesi Ankara'nın Çubuk Semti'nden cephâne almaya gönderilmiş bir jipin içindeymiş. Babası Akçaabat DP başkanıydı. Kendisi de CHP'ye amansız düşmandı. Harekâtın mahiyetini öğrenince mümâneat etmiş veya yapılan işe muhalif sözler söylemiş olacak ki; jipin içinde kendisini kalleşçe vurmuşlardır. Fevkalade kuvvetli bir gençti. O'nu cepheden taarruzla öyle kolay kolay yok edemezlerdi. Tahnid edilmiş olan cesedi asker nezâretinde Akçaabat'a getirilmiş, âilesine gösterilmeden yine asker nezâretinde defnedilmiş ve mezarın açılmasını önlemek için de kırk gün müddetle mezarı başında biteviye nöbet tutturulmuştur. Kaza kurşunuyla ölen piçler devrim şehidi(!)... ilân olunup namlarına heykeller dikilirken, böyle değerli bir vatan evlâdının maaruz kaldığı şu muâmele doğrusu esef olunacak bir hâdisedir. Mevla rahmet eyleye!..
Sayfa 17 - SEBİL YAYINEVİ / YAZARIN KENDİ KALEMİNDEN KISA BİR HAL TERCEMESİ / Dipnot kısmı...Kitabı okudu
Hakkı tebliğe salih (uygun) vasıtalara mâlik olmadıkça tabii dostlarınızla bile ciddi bir ünsiyet peydah edemiyorsunuz.
Sayfa 55 - Sebil YayıneviKitabı okudu
BİR İSLAM DÜŞMANI: GNL İRFAN ÖZAYDINLI
Bu kin o derecede idi ki; GNL. İrfan Özaydınlı bir defasında ''yağmur duası''na çıkan Eskişehirliler'in üzerine asker sevketmiş ve defaatle câmilere ayakkabı ile girerek namaz esnasında milletin başındaki takkeleri toplatmıştı. Şehirde bayram münasebetiyle bile kartpostallar satılamıyordu. Hapishanede tatbik ettirdiği işkence ve terör ise, başka vesilelerle tafsil edeceğimiz ayrı bir mevzudur...
Reklam
Rüyaların mâhiyeti hakkında hadis-i şeriflerde, ilm-i kelam kitaplarında ve bugünkü modem psikoloji (Ruhiyat Ilmi) de pek çok görüş ve tezler mevcuddur. Bunlann Islâmî nokta-i nazardan hülâsası şudur: a · Şeytânî rüyalar: Şeytanın bir insana hüzün vermek, veya onu korkutmak maksadıyla ilkâ eylediği rüyalardır. Yüksek bir yerden düşmek veya
Sayfa 40
Sonradan öğrendiğime nazaran ihtilâl gece yarısından sonra başladığı için câmiler sabah namazı dahil hiç açılmamış. Otoriteye bu kadar bağlı bir milletle ciddi bir kalkınma hamlesi yapamayan idarecilere ne demeli bilmem ki...
Sayfa 47 - SEBİL YAYINEVİ / 12 EYLÜL'DEN ON GÜN ÖNCE TESÂDÜFEN BİR İTALYAN GAZETECİDEN ÖĞRENDİĞİM KORKUNÇ GERÇEK: İHTİLÂL OLACAK!.. ÇÜNKÜ AMERİKA TÜRKİYE'NİN İRAN GİBİ OLMASINDAN KORKUYOR!..Kitabı okudu
5- Fuad Şemsi Bey, Mehmed Akif'in "Asım" kitabını ithaf eylediği zattır. Kendisi 1943 yılında evine kapanmış, 1974 yılındaki vefatına kadar sokağa hiç çıkmamıştır. Bugün İstinye Vapur İskelesi'nin yapıldığı yerdeki yalısının istimlâkinden sonra Emirgân'daki Pembe Köşk'e taşınmıştı. 90 küsur yıl muammer olmuş bulunan Fuad Şemsi Bey'in evi bir akademi gibi idi. Benim de ancak Pembe Köşk safhasında sık sık devam ettiğim bu toplantılardan pek çok ilim ve fikir adamı tanımışımdır. Merhum, bana pek çok iltifat eder, Peygamber (a.s.)den sonra en çok beni sevdiğini söylerdi. İhtimal bu iltifatlardan dolayı oraya devam edenlerin gözünde müstesna bir mevkiim vardı. Kendisi uzun zaman edebiyat muallimliği yapmış, Meşrutiyet İnkılâbı'ndan sonra istifa edip ayrılmış, ondan sonra Hıdiv Abbas Paşa'nın kasasına hükmeder olmuştu. Fuad Şemsi Bey, tefekkür ve tahassütte şedid bir Osmanlıcı idi. İhtimal bu sebepleydi ki, en iyi anlaştığı kimse bendim: "- Seni tanıdıktan sonra ölümden korkmuyorum, çünkü senin şahsında hayata devam edeceğim. Sen, aynısıyla bensin!.." derdi. Merhum Mehmed Âkif son nefesini onun kucağında vermişti. "Hak" isimli tâlihsiz bir şiir kitabı da olan merhum Fuad Şemsi Bey'le ilgili olarak "Geçmiş Günü Elerken" serlevhalı eserimizde ilerde başka bilgiler de vereceğiz.
Sayfa 36 - SEBİL YAYINEVİ / YENİ BİR İHTİLÂLLE İLK TEMAS / Dipnot kısmı...Kitabı okudu
Almanya'ya doğru giderken Yugoslavya'ya yayık gibi dar uzun bir mesâfeyle geçilir. Takriben bin kilometre kadardır. Güzel güneşli bir gündü. Yolun iki tarafı mümbit bağ ve bahçelerle doluydu. Ecdadın kanı pahasına fethetmiş olduğu bu güzelim torakları ''İttihatçı Sergerdeler''inin ne elim fâcialara sebep olarak ve sür'atle kaybettiklerini düşünüyordum. Zihnim yakın tarihin fâcialar silsilesi üzerinde gezinerek Yugoslavya'yı geçip bitirdik.
Sayfa 100Kitabı okudu
............. Mâdem ölüme kadar verilmiş bir mühlet var!.. Donanıp tekrar aşkla sefere baştan başla!.. "SENA"dan KADİR MISIROĞLU (Eskişehir Askerî Cezaevi - 1972)
Sayfa 4 - SEBİL YAYINEVİKitabı okudu
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.