İnsan ruhu ebedi midir? "Ölümden sonra dirilme problemi" hakkında yazdığın bu kıymetli eserin konusu, asırlardan beridir, felsefe ve ilmi işgal etmektedir. Derin bir müphemiyetin karanlıkları içerisine gömülen bir davayı halletmek için uzun senelerden beri ilim, metotla, çalışmaktadır. Hâlihazırda da en karanlık bu sahayı tenvir etmemektedir. Bugün izah edemediğimiz ve derinliklerine nüfuz edemediğimiz birçok esrar dolu hadiseleri tetkik, tevahhuş etmeğe, akıl ve muhakeme kuvvetiyle halletmeğe çalışmak oldukça güçtür. Elbet bir gün gelecek, bu siyah perdelerin altında gömülen, bu "esrarı hafi'yi aydınlatarak, bir ışık vermek imkân dahiline girecektir. Bu yarım asırdan beri insan aklının yarattığı keşiflere baktıkça hayret etmemek imkân haricindedir. Amerika'da parapsikoloji profesörü J. B. Rhon 19 seneden beri bu davaları laboratuvarlarda inceden inceye tetkik etmektedir. İki ayrı zihin arasında vasıtasız bir münasebet kurulabileceğini söylemektedirler; hayatta bu gibi vakıalarla karşılaşan insanların laboratuvarları tenvir etmeleri, icap etmektedir. Belki bir gün bu düğümlerin çözüleceği, insanlığın ilim ışığı altında bu keşifle karanlıkları aydınlatabileceğini nikbin insanlar tarafından ümit edilmektedir. Ölülerden gelen haberler acaba bir telepati hadisesi midir, yoksa başka insanlarda mevcut bilmediğimiz bir nevi radyo dalgalarının akıp gitmesi midir? Şimdi size burada geçmiş iki vakadan bahsedeceğim: Bu vakalardan biri anneme ait, diğeri çok sevdiğim eski bir arkadaşıma aittir. Bu arkadaşım Said Özdem'dir. 1 - Arkadaşıma ait vaka: Arkadaşım bir akşam rüyasında Mekke'ye kadar gidiyor. Babası orada bulunmakta ve kütüphane memuru olmak üzere çalışmaktadır. Rüyasında yolda yürürken kalabalık bir cenaze alayının gitmekte olduğunu görüyor. Onlara soruyor: Bu cenaze kimin cenazesidir? Onlar da babasının cenazesi olduğunu söylüyorlar…
