Kitaba ismini veren John Barleycorn, Amerikan argosunda sert içkilere verilen bir isimdir. Yazarın öz hayatından kısa bir parça ile içkinin insan hayatına nasıl tesir ettiği ince vurgularla anlatılır. 1919 yılında Amerika'da uygulanmaya başlayan Volstead Yasası'na (alkol yasağı) destek olur nitelikte yazılar yazar. Bu yasanın amacı alkolün üretiminin, dağıtımının ve satışının ortadan kaldırılmasıdır. Fakat bu yasanın sonucunda, kaçakçılar, stokçular, gangsterler ortaya çıkar ve 1933'te yasak ortadan kaldırılır. Burada asıl önemli soru: "Baskı bir çözüm müdür ya da baskı tetikleyici bir özellik mi taşır?" Jack London kitabında bu yasağı destekler ve bu sorununa yasayla çözüm bulmak ister. Bu durum onun proleter yapısının bir göstergesidir. Jack London bazılarına göre Marksist proleter, bazılarına göre üstün ırkın savunusudur. Kendi hayatında olduğu gibi John Barleycorn'da da çelişkilerle dolu bir karakter oraya çıkar karşımıza. Çünkü karakterin bedeni içkiden nefret ederken ruhu içmek ister. Aslında kitap boyunca sürekli içmesine rağmen alkolik olmadığını fakat toplumsal şartların kendisini alkole ittiğini anlatır. Çünkü o dönemki işçi sınıfının hayatının her alanında alkol vardır ve kitap karakterimiz de işçi sınıfındandır. London, içkiyi sevmemesine rağmen sırf çevreye uyum sağlayabilmek ve dost bulabilmek, onaylanmak için içmiştir. Kitabın sonlarına doğru, John Barleycorn'un Martin Eden ile benzerlik gösterdiğini söyleyebilirim. Fakat Martin Eden, otobiyografik özellik taşırken, John Barleycorn'da yazarın hayatından kısa kesitler mevcuttur.