Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İslami Tebliğin Mekke Dönemi ve İşkence

İhsan Süreyya Sırma

Sayfa Sayısına Göre İslami Tebliğin Mekke Dönemi ve İşkence Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre İslami Tebliğin Mekke Dönemi ve İşkence sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre İslami Tebliğin Mekke Dönemi ve İşkence kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz. Muhammed (s.a.s)'e itaat etmek, o kadar zorunludur ki, Allahu Te'âlâ, onun yanında yüksek sesle konuşulmasını bile menetmiştir. Nerde kaldı ki, Sünneti'ne uyulmasın.
Sayfa 9 - BeyanKitabı okudu
Hz. Muhammed (s.a.s)'e itaat etmek, o kadar zorunludur ki, Allahu Te'âlâ, onun yanında yüksek sesle konuşulmasını bile menetmiştir. Nerde kaldı ki, Sünneti'ne uyulmasın.
Sayfa 9 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
... Hz. Peygamber (s.a.s): “Bir gün gelecek, sizden bazıları koltuklarınızın üzerinde yayılacak ve benim yapılmasını emrettiğim, yada yasakladıklarım kendilerine söylenince, “Bilmiyorum, Allah'ın Kitabında varsa uyarım, (yoksa uymam) diyecekler."
Sayfa 9 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Eski basım kitaplar bir başka...
"Hz. Muhammed (s.a.s)'e itaat etmek, o kadar zorunludur ki, Allahu Te'âlâ, onun yanında yüksek sesle konuşulmasını bile menetmiştir. Nerde kaldı ki, Sünnete uyulmasın."
Sayfa 9 - Beyan Yayınları,1994
Muhammed'in özel sekreteri Allah adlı tanrı.
HUCURAT SURESİ 1-3 AYET:"Ey inananlar! Allah'ın ve Peygamber'in önüne geçmeyin; Allah'tan sakının; doğrusu Allah işitir ve bilir. Ey inananlar! seslerinizi, Peygamber' in sesini bastıracak şekilde yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, onunla da bağırarak konuşmayın ki, amelleriniz boşuna gitmesin. Seslerinizi Peygamberin yanında kısan kimseler, Allah'ın gönüllerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük ecir vardır. NUR SURESİ 63. AYET: "Peygamberi, kendi aranızda birbirinizi çağırdığınız gibi çağırmayın! Bunlar Kuran ayetleri ve bu memleketin değerleriyle akademik ünvana sahip olmuş bir kişi, bu tür söylevlerin tanrıdan geldiğine inanıyor ve yoksul halkı bu yönde bilgilendirmeye çalışıyor. Muhammed'in ortaya attığı tanrı modelini özel sekreteri gibi günlük çıkarları doğrultusunda kullandığını düşünemiyor. Eğer bir tanrı kabul etsek bile Allah adlı tanrının Orta Çağ köleci erkeğinin tanrı modeli olduğunu düşünemiyor. Akademik ünvana sahip bu kişilerin olduğu toplumlarda, toplumun yaşamı anlamlı ve değerli yapacak değerler üretmesi mümkün mü?
Sayfa 9 - Beyan yayınlarıKitabı okudu
Biz müslümanlar olarak, iman ediyoruz ki; Hz. Muhammed 'siz bir İslam'ı düşünmek mümkün değildir.
Reklam
İslamı camiye hapsetmek istiyor ki; devlet başkalarının olsun ve onlar güden, Müslümanlar da daima güdülenler olsun!..
Kur'an-ı Kerim'de Allah'a ve Resûlü'ne itaatı birlikte zikreden onlarca âyet varken, hâlâ Resûlullah (s.a.s)'in sünnet'ni kâle almayan bu güruha, tekrar ihtida etmeleri dileğimizle şu âyeti hatırlatmak istiyoruz: "Peygamber'e itaat eden, Allah'a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse bilsin ki, Biz seni onlara bekçi göndermedik." (Nisa Suresi, 80.)
Sayfa 10 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Birgün gelecek, sizden bazıları koltuklarınızın üzerinde yayılacak ve benim yapılmasını emrettiğim, ya da yasakladıklarım kendilerine söylenince, "Bilmiyorum, Allah'ın Kitabında varsa uyarım, (yoksa uymam) diyecekler. (İmâm Şâfii, er-Risale, Mısır, 1969, s. 51-52)
Sayfa 10 - BEYAN YayınlarıKitabı okudu
Hz Muhammed sav. İtaat etmek o kadar zorunludur ki, Allahu Teala onun yanında yüksek sesle konuşulmasını bile men etmiştir. Nerde kaldı ki sünnetine uyulmasın.
Sayfa 11 - beyan
Reklam
İtaat Etmek!
Hazreti Muhammed(s.a.s)'e itaat etmek o kadar zorunludur ki Allahu Te'ala onun yanında yüksek sesle konuşulmasını bile menetmiştir .Nerede kaldı ki Sünneti'ne uyulmasın
Sayfa 11 - BEYAN YAYINLARI
Hz. Muhammed (s.a.s)'e itaat etmek, o kadar zorunludur ki, Allahu Te'âlâ, onun yanında yüksek sesle konuşulmasını bile menetmiştir. Nerde kaldı ki, Sünnete uyumasın.
Sayfa 11 - BeyanKitabı okudu
AKSİYON VE REAKSİYON
Tebliğin gayesi, inanılan davayı neşir ve bu neşir hareketinde sebat; işkencenin gayesi ise, bu davadan taviz kopara kopara, onu yok etmektir.
Sayfa 11 - BEYANKitabı okudu
Meseleyi biraz daha daraltırsak, bu iki cereyana, aksiyon (tebliğ) ve reaksiyon (işkence) diyebiliriz herhalde. Zira birincisinde bir hareket, bir eylem; öbüründe ise bu hareket ve eylemi durdurma çabası mevcuttur. Tebliğin gayesi, inanılan davayı neşir ve bu neşir hareketinde sebat; işkencnin gayesi ise, bu davadan taviz kopara kopara, onu yok etmektir.
Sayfa 11 - neşir=dağıtma
544 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.