Kalabalıkta Yüzler

Valeria Luiselli
“Sanatçının genç bir kadın olarak portresi” – Francisco Goldman Çağdaş Latin Amerika edebiyatının özgün sesi Valeria Luiselli’den göz kamaştırıcı bir roman: Kalabalıkta Yüzler. Luiselli, ödüllü romanı Kalabalıkta Yüzler’de kurmaca eylemini masaya yatırıyor ve bir yazar hakkında roman yazarken yaşamaya ve yaşamıyla hesaplaşmaya çalışan bir kadının izini sürüyor. Öyle bir roman ki bu, Meksiko’nun arka sokaklarından Harlem’deki barlara, kitaplarla sabahlanan gecelerden metronun karanlık tünellerine, geçmişten bugüne uzanarak romancının masa başındaki yalnızlığını edebiyatın coşkun kalabalıklarıyla dolduruyor. Şairler kadehlerini kaldırıp hayaller kuruyor ve sayfalarda kendine yer açmaya çalışan anlatıcının hikâyesi, anlatılan hikâyeye karışıyor. Kurmaca ile düzmeceyi, mizah ile hüznü, yazın ile gerçeği birbirinden ayıran sınırları incelikli bir biçimde bulandıran Kalabalıkta Yüzler, okuru yazara, yazarı şaire, şairi ölümsüz bir roman kahramanına dönüştürüyor. Kalabalıkta Yüzler, yaratıcılığın büyüsüne inananlar ve kitaplardan başka sığınacak yer bulamayanlar için bir hazine niteliğinde. “Sessiz bir roman, çocuklar uyanmasın diye.”
Yazar:
Valeria Luiselli
Valeria Luiselli
Çevirmen:
Seda Ersavcı
Seda Ersavcı
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 18 dk.Sayfa Sayısı: 152Basım Tarihi: Ocak 2016Yayınevi: Siren Yayınları
ISBN: 9786055903596Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
152 syf.
9/10 puan verdi
DİKEY HAYATIN ROMANI*
“Dikey anlatılan yatay bir roman,” diyor Valeria Luiselli Kalabalıkta Yüzler romanında. Öncelikle insan zihni açısından yatay ve dikey kavramlarına bir bakalım. Böylece yazarın bize ne demek istediğini daha iyi anlarız. Yatay hayat, bizim gündelik hayatımızdır. Her gün yaptığımız roller ve ödevlerdir. Dikey hayat ise, günlük hayat içerisinde
Kalabalıkta Yüzler
Kalabalıkta YüzlerValeria Luiselli · Siren Yayınları · 2016103 okunma
Reklam
152 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
‘Yatay anlatılan dikey bir roman.’ Belki de tam tersi, aslında her şey iç içe geçmiş durumda. İki çocuklu bir kadın, tam zamanlı anneliği ve eş oluşuyla birlikte kitap yazmaya çalışıyor. Bir görünüp bir kaybolan hayaletler hakkında. Metal yığını metrolardan, ağır kokulu kalabalık odalara mekanlar değişiyor. Yazdıkça gerçek ve kurgu birbiriyle yoğruluyor. Kadın yoruluyor bunu hissediyoruz. Yazdığı her cümle eşinin süzgecinden geçiyor, attığı adımlar çocukları tarafından takip ediliyor sanki.. Kitabındaki karakterler ise özerkliğini ilan edercesine seslerini yükseltiyor. Kadın yazmak, yaratmak, nefes almak istiyor. . Arka kapak yazısında yer alan şu cümle gibi: “sessiz bir roman, çocuklar uyanmasın diye.” . Valeria Luiselli, Kayıp Çocuk Arşivi’nde beni büyülemişti. Diğer eserlerini de okumalıydım elbet! Kalabalıkta Yüzler de beni şaşırttı. Çok zor bir metin bunu söylemeliyim, karakterin yazdığı eser ve bugününe dair anlattıkları yer yer şeffaflaşıyor. Ancak bu zorluğu seviyorsanız, kesinlikle bir şans verilmeli. Dalgalanmalar mevcut, kitap zemini de oldukça kaygan. Ben sevdim mi? Evet! . Çeviride yine yeniden Seda Ersavcı! . Kapak tasarımına ise bayıldım! Nazlım Dumlu çalışması .
Kalabalıkta Yüzler
Kalabalıkta YüzlerValeria Luiselli · Siren Yayınları · 2016103 okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Sessiz bir roman bu, çocuklar uyanmasın diye
“Sessiz bir roman bu, çocuklar uyanmasın diye.” Çocuklar, hayaletler ve üç kuyruksuz kediyle karanlık köşelerde dolanıp “..yere düşmüş olan, düşen ve düşmeye devam eden şeyleri topluyor..” kadın. Şiirler düşüyor, yere, şairler, hesaplaşmak gereken anılar düşüyor, kadınlık ve annelik, ölmüş bir ağaç ve hamam böcekleri.. Gözenekli bir roman bu. Gözenekler, kurgunun gerçeğin içine girip orada ayaklarını uzatmasına yetecek kadar geniş. Kadın ya da yazar, ya da şair mi demeli ona, boşluklar bırakarak yazıyor, kendine de girip yerleşebileceği bir yer kalsın diye. Kurguyla gerçeğin kollarını birbirine dolamanın enfes bir örneğini çıkarıyor ortaya Luiselli. “Dikey anlatılan yatay bir roman bu.” Kadının bilincindeki dünya ile günlük hayatın hayhuyu arasında seksek oynayarak kuruluyor hikaye. Daha çok zihnin içindekileri okuyoruz. Onları şimdiki zamanın şalına sarıp, belli bir zaman sıralamasından azade kılıp tekrarlarla beslediğinden İdeal Defter’i hatırlatıyor insana. Dil yalın, olaylar küçük, mekan dar. “Asla gereğinden fazlasını katmamak, fazla yüklememek, süsleyip püsleyip donatmamak.” Luiselli’nin tarzı, anladığım kadarıyla. Arka kapakta “romancının masa başındaki yalnızlığını edebiyatın coşkun kalabalıklarıyla doldurmak.” dedikleri şeyi kelimeleri incitmeden yapıveriyor. Bir tanışma kitabıydı bu benim için. Girdim koluna Luiselli’nin.
Kalabalıkta Yüzler
Kalabalıkta YüzlerValeria Luiselli · Siren Yayınları · 2016103 okunma
Reklam
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.