Kısa 20. Yüzyıl: 1914-1991 Aşırılıklar Çağı Sözleri ve Alıntıları
Kısa 20. Yüzyıl: 1914-1991 Aşırılıklar Çağı sözleri ve alıntılarını, Kısa 20. Yüzyıl: 1914-1991 Aşırılıklar Çağı kitap alıntılarını, Kısa 20. Yüzyıl: 1914-1991 Aşırılıklar Çağı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu ekonomik kriz olmasaydı kesinlikle Hitler olmayacaktı. Neredeyse kesinlikle Roosevelt olmayacaktı. Büyük bir ihtimalle Sovyet sistemi ciddi bir ekonomik rakip ve dünya kapitalizmine bir alternatif olarak gö rülmeyecekti. Ekonomik krizin Avrupa'nın ve batı dünyasının dışında kalan yerlerde yarattığı sonuçlar herkesin görebileceği kadar dramatik oldu. Özetle, yirminci yüzyılın ikinci yarısının dünyası, ekonomik çöküşün yarattığı etki anlaşılmadıkça kavranamaz.
Yarın, bombalar yerini genç şairler alacak,
Göl kıyısında yürüyüşler, dostluk haftaları; Yarın bisiklet yarışları,
Yaz akşamları mahalle içlerinden geçerek. Ama bugün yalnızca mücadele
Fransa başbakanı · Daladier'nin Fransa'nın müttefiki olan bir ülkenin yaşamına son veren anlasmayı imzalayıp Paris'e döndüğünde ıslıklanmayı beklediği, ama büyük bir coşkuyla karşılanınca kendi kendine "Bande de cons" (Met.Fr. Sahtekarlar gurubu) diye homurdandığı söylenir.
... Hamile bir köylü kızının karnına bir süngü saplamayı akıllarından bile geçirmeyen yumuşak huylu genç erkekler, Londra ya da Berlin üzerine yüksek patlayıcıları veya Nagazaki üzerine nükleer bombayı rahatça bırakabildiler.
Nazi ırkçılığı hoşgörünün hala varlığını sürdürdüğü çeşitli yerlere dağılan Yahudi ve solcu bilim insanlarının kitle halinde göç etmesine yol açtı.Nazilerin entelektüel özgürlüğe duydukları düşmanlık Alman üniversitelerindeki öğretim görevlilerinin yaklaşık üçte birini hemen temizledi."Modernist" kültüre karşı girişilen saldırılar ,Yahudi kitaplarının ya da diğer istenmeyen kitapların alenen ateşe verilmesi neredeyse Hitler hükümeti gelir gelmez başladı.
Büyük Çöküş hala çoğunluğu kırsal olan Brezilyalılar için 1980'lerin ekonomik felaketlerinden çok daha katlanılabilirdi.Bunun sebebi yoksul halkın bir ekonomiden elde edebileceği şeye dair beklentilerinin hala aşırı derecede mütevazı olmasıydı.
Mussolini kendi yerli filozofu Giovanni Gentile'ye rahatlıkla yol verebiliyordu ve Hitler filozof Heidegger'in desteğinin muhtemelen farkında bile değildi ya da önemsemiyordu.
Bu arada, kuşkusuz, tarımsal Avrupa'nın köylüleri de toprağı işlemeyi bıraktılar. 1980'lerde kıtanın doğu ve güneydoğusunda köylü tarımının kadim kalelerinde bile çiftçilikle uğraşanlar işgücünün üçte birinden fazla değildi (Romanya, Polonya, Yugoslavya, Yunanistan) ve bu oran bazılarında, örneğin Bulgaristan'da (1985te %16,5) önemli ölçüde azdı. Ancak Avrupa ve Ortadoğu yöresinde sadece bir köylü kalesi kaldı: Türkiye. Burada koylülük zayıfladı, ancak 1980'lerin ortasında hala mutlak bir çoğunluk olmaya devam ediyordu.
"Korkuyla maskelenmiş kül rengi yüzleriyle,
Çıkıp siperlerinden saldırıya geçerler,
Bileklerinde zamanın tik takları,
Ve ürkek gözlerinde, sıkılı yumruklarında umutla,
Çamurun içinde debelenirler. Ah Tanrım, durdur artık bunu!"