yatağının sıcaklığı, âdeta taze can üfledi bedenime. sonra bir zamanlar Suren ırmağı kıyısında körebe oynadığımız o solgun yüzlü, çelimsiz ve gözleri masum Türkmen gözleri gibi, o küçük kızı hatırlayarak; onun o tatlı, nemli ve ılık vücudunu kucakladım. hayır, hayır yırtıcı ve aç bir hayvan gibi atıldım üzerine; oysa bütün kalbimle de tiksiniyordum ondan, öyle sanıyordum ki aşk ve kin aynı şeydiler.