Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

En Eski Koyun Baba Sözleri ve Alıntıları

En Eski Koyun Baba sözleri ve alıntılarını, en eski Koyun Baba kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Siyasal korku, onunla bütün eşin dostun, insanoğlunun ilişkisini kesmişti. Yurdunun insanlarını daha üstün bir insanlık düzeyine çıkarmayı düşünmek, sonra, ceza olarak bu vahşi kayalıklar! İdealist bir felsefe öğretmeni olarak vaktiyle insanlar arasında geçirdiği günler, buradaki yalçın kayalıklardan daha anlamsız, daha çoraktı. Felsefeyle geri bir ülkenin sorunlarını çözümlemek isteyişine şimdi gülüyordu. Bu ıssız kayalıklara benzeyen okumamış insan yığınları, felsefenin yumuşak formülleriyle nasıl uyandırılabilir, ileriye doğru yürütülebilirdi? İktidar sahipleri, ellerindeki demirle vura vura onu bu kayalıklara sürmüş, felsefesiyle burada başbaşa bırakmışlardı.
Sayfa 22 - Tekin Yayınevi, Şubat 2007
Bir aydın, hiçbir vakit halk adamı kertesinde mutlu olamıyordu. Her şeyde ideal biçim araması, onu sonsuz çakır dikenliklerine doğru itiyor, orada her yanından kan damlayan varlığıyla yalnız başına kalıyordu. Oysa, halk adamı daha pratikti. Eline geçenle yetinmesini, onu hemen mutluluk öğesi durumuna getirmesini biliyordu. Bir sağduyusu vardı.
Sayfa 66 - Tekin Yayınevi, Şubat 2007
Reklam
“...Halk, kadere inandığından tehlikelerin karşısında çoğu zaman devekuşu gibi kafasını kuma gömer. Uzak karanlıkların dibinden çıkacak birilerinin gelip kendilerini kurtaracağı masalına bel bağlar...”
Sayfa 93 - Tekin Yayınevi, Şubat 2007
Benzer işler...
...işin bir püf noktasını da söyliyeyim: Gecekonduların bir su taşkını gibi ilerlediği ucuz, verimsiz, kısır, kıraç topraklardan bir bölüğünü Tapu Dairesinde üstümüze geçirdikten sonra bu arsalarımızın zamanla doğurduğunu, büyüdüğünü görürüz. Yani, aziz kardeşim, buradan bir kaplumbağa sırtı büyüklüğünde bir toprak aldık mı zamanla bunun sınırlarını istediğimizce genişletebiliriz. Yooo! Para ödeyerek, yeniden toprak satın alarak değil. Ufacık toprağımız kırk bin metre kare iken olur yüz kırk bin metre kare. Bundan birçok memurun da karnı doyar. Bizim karnımızsa sindirim zorluğundan patlayacak duruma gelir...
Sayfa 94 - Tekin Yayınevi, Şubat 2007
— Kondularımız, bu dalgalı durumda her an yıkılabilir, dedi. Yıkılabilir ama, biz yıkılmamalıyız. İşin en tehlikeli yanı insanın yıkılmasıdır. Yıkılmamış bir insan, yıkılan bir gecekonduyu her zaman yine dikebilir. Gecekondularımız yıkılsa bile yıkıntılar arasında bağdaş kurup oturacağız. Eski bir sarayın mermer direkleri gibi mavi göğe karşı, bizi düşünmeyenlere karşı, her türden zulme karşı başkaldıracağız...
Sayfa 174 - Tekin Yayınevi, Şubat 2007
Ne yazık ki en az iş gören silâh, göz yaşıydı. Hele kanunun kara kaplı kitabı, göz yaşından hiç anlamıyordu.
Sayfa 186 - Tekin Yayınevi, Şubat 2007
Reklam
Kitapların cenneti, onun için gerçek bir yitik cennet olmuştu.
Sayfa 60
Okumuş, işsiz insan, Hükümetçe de, halkça da kuşkuyla karşılanan garip bir yaratıktan başka bir varlık değildi. Hükümet, hem onu aç, işsiz bırakıyor, hem de işsizliğini kuşkuyla karşılayarak altında başka nedenler arıyordu.
Sayfa 64
Şu güzelim, şu yemyeşil, şu apaydınlık yer yüzünün ağaç, kuş, su gibi kaygısız serbestlikler içinde yaşayan varlıklarından biri olmayı ölesiye özlüyordu.
Sayfa 65
Sanki unutulup gitmişti. Sanki dört bin yıl önce Mısır'da yaşamış bir kölenin hiçliğini andıran bir unutulmuşluğun kalın örtüsüyle örtülmüş gibiydi.
Sayfa 66
Reklam
Dünyaya küsüp bir yana çekilmekle hiçbir şey elde edilmez.
Sayfa 215
Burası geri kalmış, zavallı bir ülke. Bunca mutlu duygularla beklenen bir bebeğin, doğduktan sonra hangi rüzgarların tutsağı olacağını kimse kestiremez. Ben bu yavrucağın talihine şimdiden üzülüyorum.
Sayfa 122 - Tekin Yayınevi
Her çağ, kendini aşmış düşünce adamlarının böyle sürgün yerlerine, engizitörlerin işkence zindanlarına püskürtmüştür.
Sayfa 12 - Tekin yayıneviKitabı okudu
''Vur demirci çekicini , boş durma sen bugün de Ocağından dört bir yana kıvılcımlar saçılsın , Şimdiye dek , o pas tutan altın örsün önünde , Sana bolluk ve mutluluk kapıları açılsın ..."
Bir aydın hiçbir vakit halk adamı kertesinde mutlu olamıyordu. Herşeyde ideal bir biçim araması onu sonsuz çakır dikenliklerine doğru itiyor, orada her yanından kan damlayan varlığıyla yalnız kalıyordu. Oysa halk adamı daha pratikti. Eline geçenle yetinmesini, onu hemen bir mutluluk öğesi durumuna getirmesini biliyordu.
Sayfa 70 - tekin yayıneviKitabı okudu
176 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.