İbrahim’in ruhu ağlamaya başladı. Fena halde çırpınıyor, “Ömrüm, ömrüm!” diye bağırıyor, kalmak için yalvarıyordu. İbrahim onu zapt edemeyeceğini anlayınca iki gözünün ortasına okkalı bir yumruk indirdi, ikincisi ağzına denk geldi, sonuncusu da kafasına. Ruh, birkaç kez nafile yere çırpındı. Sonra eli kolu boşaldı. Başı geriye düştü; olduğu yere yığılıverdi. Bir daha kıpırdamadı. Ölmüştü.