Kutsal Adalet
Mehmet MollaosmanoğluKutsal Adalet Gönderileri
Kutsal Adalet kitaplarını, Kutsal Adalet sözleri ve alıntılarını, Kutsal Adalet yazarlarını, Kutsal Adalet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Meçhul kadın, “ Erdem, etrafta başka insanlar da olduğunu görebilmek ve onlardan birisinin sen olabileceğini hissedebilmektir,” diye coşkulu bir ses tonuyla konuştu.
Sayfa 197Kitabı okudu
“Yapılan iyilikler de kötülükler de katlanarak geri döner, evren yansır genç adam, yansır…”
Sayfa 194Kitabı okudu
Yaşam adaletin bütününü barındırmaz içinde, lakin adaletin kırıntıları bazen tozlu bir koridorun ucundadır…
Sayfa 151Kitabı okudu
“Eski Tibet kitapları, İnsan aklı kurnazlığa yatkındır. Bu yüzden birisinin herhangi bir durumda başarısız olduğunu görüp de mutluluk duymak insanoğlunun en büyük zihinsel belalarındandır, diye söz eder.”
Sayfa 145Kitabı okudu
DOĞUM GÜNÜ KUTLAMASI...
Kitaplığımda önemli bir yer kaplayan bu kitapların yazarı sevgili Mehmet beyin doğum günü bugün...
2007 de çıkardığı ilk kitabı olan 
Ataerkil de "Müdahalenin Romanı" demişti ve hayatıma müdahil olmuştu kalemi ile...
Ölmeden değeri bilinen bir yazar olmanız dileğiyle iyi ki doğdunuz, iyi ki varsınız 
Mehmet Mollaosmanoğlu
Siz yazın ben okuyayım🦋🦋🦋🦋
Ataerkil 
Ata Mezarlığı 
Kaderler Tableti - Atakurt 
Kutsal Adalet
Çark 
Talaytaytan 
Cennet Ayracı 
Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri
Boğayı Öldür 
Domuz Kasabı 
Peru Travması 
Şili’de Alaturka
Kader yalnızca başlangıçtır, kısmetler belirler yolu, sokağı. Kader senin bırakıldığın zirvedir, ötesi senin yolun... yolunu kendin çizeceksin, kısmetlerini yaratarak. O yarattığın kısmetleri de bir gün ayağına dolanmayacak şekilde biçimlendireceksin. Yoksa hayatın cehenneme döner bir gün, gerçek cehenneme... işte tıpkı şimdi olduğu gibi.
Sayfa 229Kitabı okudu
Zamansızlıktan gelen düşler... hakikate açılan kapılar...
Kader!
Müdahalelerle beslenen, kasmetlerle dallanan budaklanan kader... Her şey bir anda gelişir, kısmet bir anda şekillenir ve o anda ne yaşadığını bile anlayamaz insanoğlu. Ne zaman kısmetin yansımaları hayatın akışını değiştirmeye başlar, işte o zaman olanların muhasebesine girişir. Oysa çoğu zaman geç kalmıştır...
Bir otel odasında meçhul bir delikanlının şekillendirdiği kısmetin ilk tohumunun atıldığı geçmiş... Geçip gittiği zannedilen dünler... Oysa kainatın zamanı yoktur ve aslında her şey aynı anda olur biter.
Sayfa 22Kitabı okudu
Adalet sağlayıcıların da kâinatın mutlak düzeninden kaçamayacağı, ilk ve asıl şerait olarak evrensel yasaların anlaşılması gerektiği, dahası, kalem kıran yargıcı da kalem kıracak bir başka 'kutsal yargıcın' var olabileceği asla unutulmasın.
Sayfa 351 - GALATA YAYINLARIKitabı okudu
Dostoyevski'nin dediği gibi, 'Doğru bir insan olsaydım karşındaki suçlu belki de hiç olmayacaktı' diye düşünmeli hukukçular.
Sayfa 351 - GALATA YAYINLARIKitabı okudu
Basitçe soruyorum, cani neden canidir?
Hayvanlarda ve bitkilerde olduğu gibi bir yaradılış özelliği midir bu yoksa yaşam koşulları mı vahşileştirmiştir onları? Eşcinsellik neden var? Hiç kimse, durduk yere, dışlanma pahasına 'kendi cinsimi seviyorum' demez. Onlar itilip kakılacaklarını, dışlanacaklarını bile bile mi eşcinselliği tercih ediyorlar yoksa kaderleri olduğu için yaşıyorlar? Daha pek çok örnek sıraya sıralayabilirim böyle ve hepsini kolaylıkla 'toplumdaki anormallikler' başlığıyla listeleyebilirim. Normal nedir peki? Toplumun belirlediği kurallar mı? Sistemi de toplum yaratıyor ve ben size dakikalardır sistemi takmayan kutsal bir adaletten bahsediyorum. Acaba evrenin normali-anormali yoktur denebilir mi? Kuşkusuz evren bir bütün; hem de güzeliyle-çirkiniyle, neşesiyle-kederiyle, nariniyle-vahşisiyle, iyiliğiyle-kötülüğle... Kurallar koyarak dünyevi sistem oluşturmaya devam etmeli yoksa bu haliyle yaşamı kabullenerek her şeyi evrenin kutsal adaletine mi bırakmalı? Işte kuyunun ağzı tam burası...
Sayfa 349 - GALATA YAYINLARIKitabı okudu
"Hiç düşündünüz mü, 'cani' sıfatını kim gönülden taşımak ister, ya da şehvani dürtülerini frenleyemeyip 'sapık' damgası yemek tercih meselesidir denebilir mi? Dahası; yerleşik toplumsal kabullerin dışında yaşayan bir eşcinsel hatta bohem, anarşist olmak? Malum, aykırılık, evrenin doğasında var. O zaman bu çeşitliliği normal-anormal diye ayırmak tabiatın kanununa ters değil mi? Madem kusursuz buluyoruz kainatın düzenini, işimize gelmeyeni neden reddediyoruz? Evet neden?"
Sayfa 349 - GALATA YAYINLARIKitabı okudu
Gökyüzü toprağa aşıkmış, toprakta gökyüzüne. Fakat kavuşamazlarmış bir türlü. Toprak hafifçe kımıldamak istese depremler olur, dağlar taşlar yıkılırmış, gökyüzü toprağa doğru yeltense şimşekler çakar toprağa ateş akarmış. Tanrıya isyan etmiş gökyüzü; 'Karşılıklı bakar dururuz bütün gün ama birleşemeyiz, adalet mi bu?' Diye... Tanrı demiş ki; 'Yaşamı tasarlarken bir tek adaleti koymadım içine. Koysaydım yaşam olmazdı zaten' Gökyüzü, Tanrı'ya biat etmiş toprağa demiş ki; 'Kavuşmak uğruna yaşamı yok etmek çok adaletli değil, ancak adalet uğruna kavuşmaktan vazgeçmemiz de adil değil. İşte bu yüzden arada uzanalım birbirimize... Varsın o anda depremler olsun, şimşekler çaksın fırtınalar kopsun. Ne yaşam tamamen yok olsun ne de biz ömür boyu hasret çekelim. Ve herkes bu kadar adalete razı olsun...
Sayfa 348 - GALATA YAYINLARIKitabı okudu
Kısmetlerimizi yaratırken kalbimize sormadık aklımıza sorduk hep.
Sayfa 336 - GALATA YAYINLARIKitabı okudu