Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
L'étranger
Albert CamusDüşük Puanlı L'étranger Yorumları ve İncelemeleri
Düşük Puanlı L'étranger sözleri ve alıntılarını, düşük puanlı L'étranger kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.110 üzerinden
Kitabın aykırı ana karakteri Meursault. Bu ismin kelime oyunu olabileceğini belirtiyorlar. Deniz (Fransızca Mer) ve güneş (soleil) veya Ölümle gelen kurtuluş (sauvé dans la mort) gibi..Kitabı bitirdikten sonra size de çok anlamlı gelecektir bu ihtimal. Meursault'nin fikirlerinde ve davranışlarında absurdizm veya saçmalık felsefesinin izlerini görüyoruz. Absurdizm, temel olarak hayatın anlamsız ve amaçsız olması tezinden doğar. Örneğin Marie'nin evlenme teklifi bölümünde başka biri de bu şekilde isteğini teklif etse kabul edeceğini belirtmesi, Raymond"un arkadaşı olup olmamasının anlam ifade etmediğini söylemesi gibi. Fakat bütün bu fikirlerinin ve neticesinde davranışlarının toplum normlarına uymaması sebebiyle kendi davası sırasında anlaşılamaz ve ağır yargılanır. Kitabı okurken bizler ve toplum kurallarınca önemli diye düşündüğümüz çoğu olgu karşısındaki düşünceleri, bizim için de onu bir "yabancı" kılıyor ve biraz üzülerek, biraz yargılayarak, ve davası sırasında anlaşılamayan bu yaşam ile ilgili soru işaretleriyle kitabı bitiriyoruz.
Saçmalıktan Uzak Durun!
Okuduğum en saçma adamlardan biri, bravo gerçekten :))) Gözümün önüne sürekli üniversite de tanıştığım bir arkadaşım geldi okurken , kafa olarak nerdeyse birebir aynı , bu kadar mı benzerlik olur , pes! :))
Neyse kitaba gelecek olursak tamamen saçmalıklarla dolu ve "Bestseller" olması da etrafta bu kadar saçma şeyleri seven insanların talebi sebebiyledir diye düşünüyorum. Yazarın kendisi filozof sayıldığı için ve saçmalığı savunan biri olduğu için kendi fikirlerini hikayeleştirmiş bu kitapta... Absürtizmi iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
Dinsiz felsefenin aptalca ve amaçsızca görüşlerinden biri olan saçmalık (absürtizm) akımının bu kadar çoksatan kitaplar arasında olmasının sebebini anlamakta güçlük çekiyorum. Bu denli sebepli bir dünya da sebepsizce yaşayanları anlayamadığım gibi.
Değerli vaktinizi böyle boş kitaplar için harcamayın lütfen , zaten ne kadar yaşayacağımız meçhul...
Hayatta en tiksindiğim insan tipini bu kitapta ana karakter olarak görmek oldukça yorucu bir deneyim yaşattı. 'Yabancı' denilen ve hayata nesnel baktığı söylenen kişi sadece yalanlar içindedir bence. Kendi hayvani içgüdüleriyle hareket edip çevresinin bilincinde olmayan, ezik, küçüklükten muhtemelen aile sorunları yaşamış veya yetersiz beslenmeden ötürü beyin gelişimini düzgün tamamlayamamış, kibirinden geçilmeyen yaratıktır. Kimse duygu sahibi olmak zorunda değildir fakat söylediklerinle hareketlerin sürekli çelişki halindeyse işler değişiyor. Kendi duygularına dürüst değil. Zekanın kırıntısı bile yok. Bir de her şeyin üstüne eylemlerinin sorumluluğunu çevresine yükleme eğilimi de var. 'Gözlemci' kılığına girip sanki çok büyük izlenimler deneyimliyormuşcasına çıkarımlarda bulunup aslında normal bir insanın bilinçli veya bilinçsizce 0.1 saniyede olan farkındalığını anca anladığı bir türlü dank etmemiştir kendisine. Sabır sınayan kitap oldu benim için. Gerçek hayatta karşınıza çıkarsa kaçın.
Yabancı
#yabancı toplumun değer yargılarına ve insanların normalde hissedeceği türden duygulara sahip olmayan topluma ve hatta kendine bile yabancı olan bir adamın hikayesini anlatıyor. Kitabın bana çok fazla bişey kazandırmadığına inanıyorum fakat diğer taraftan hızlıca birgünde okunup biten tarzda bir kitap. Maalesef kitap bende olumlu duygular oluşturamadı. Keyifli okumalar dilerim..
Kitap Alıntıları:
”Değil mi ki yaşam bir yerde ölümle -yani yoklukla- sonuçlanıyor, öyleyse nedir bu didinip durma, bu yedim-içtim, aldım-verdim, benim-senin kavgasının anlamı?”
112 syf.
2/10 puan verdi
Kitabı çok fazla beğenmedim hatta beklentilerimin çok altında bir kitap desem bir çok insan tarafından linç edileceğimin farkındayım… Yine de bu fikrimin aksini düşünmem, söylemem mümkün değil. Konusunu beğendiğim için büyük bir heyecanla başladığım bu kitap benim için tamamen hayal kırıklığı oldu.
Yabancı; Albert Camus’un okuduğum ilk kitabı ve bende olumlu bir etki bırakmadığı için yazarın diğer kitaplarına şu an için korkarak bakıyorum. Tabi yanlış anlaşılmak istemem kitabı her ne kadar muhteşem bulmasam da kesinlikle öyle yerden yere vurulacak bir kitap değil. Okuduğuma pişman değilim sadece yazarın anlatımını çok yavan ve betimlemelerini de zayıf bulduğum için kitapla ilgili bu kadar olumsuz düşünüyorum.
Kitabın ilk yarısı bana sıkıcı gelse de ikinci yarısını beğendim. Özellikle hapishane kısmı oldukça iyiydi. Mersault’un umursamaz tavırlarının yanında içten içe bulunduğu durumdan hoşnut olmaması, çevresindeki insanlarla ilgili düşünceleri ve giderek kendini toplumdan soyutlaması bence çok iyi ifade edilmiş. Mersault’un aslında yaşamak için can atıyorken bunu çevresindekilere belli etmemesi, duygularını tamamen iç dünyasında yaşaması, her şeyi kabullenmesi daha doğrusu başka çaresinin olmadığını bilmesi bu kitabı diğer kitaplardan farklı yapıyor.
Kitap üzerinde detaylı düşününce aslında bir insanın duygularını oldukça güzel anlatması bakımından güzel bir kitap diyebilirim.
Yabancı
Hiç sevmedim.Ana karakterimiz dümdüz,gerçekliği olduğu gibi kavrayan ve insani özelliklerin tamamını gösteremeyen bir robot.Anlatılmak istenen fikir apaçık olsa da Camus bunu yaparken hiç bir edebi,felsefik kaygı gütmemiş gibime geldi.Olaylar çok saçma ve ani şekilde gelişiyor,karakterler çok sönük vs vs.Karakterin işlediği cinayetin arkası da bomboş psikolojik olarak herhangi bir açıklaması falan yok.Camus bu kitabı yazmak yerine sayfayı boş bıraksa Absürdizm mesajını daha net alabilirdik.Overrated
Kitapta bir şeyler eksikti. Adamın bu kadar her şeyden kayıtsız olmasının bir nedeni olmalı. Bütün kitap boyunca bu açıklama ne zaman gelecek diye bekledim, gelmedi. Tatmin edici bir kitap değil.
okumasaymışım büyük bir kayıp olmazdı.
nobel neye göre veriliyor acaba. sırf popüler olduğu için almıştım. çay arasında okudum ama onun yerine okunabilecek nice güzel eser var. bir de konu itibariyle kendi ruhuna olan yabancılığının milyonda bir olması itibari ile hiç de ilgi çekici değil. bir de böyle soğuk bir tipin iç konuşmalarında kendisini samimi hissettirmeye çalışmasına da anlam veremedim. okumasaydım da olurmuş ama işte ara sıra popüleriteden dolayı böyle kitaplara denk geliyor herkes.
Kitabı beğenmedim, demeyeceğim, sadece bana hitap etmediği kesin. Bu tarz olaysız kitaplarda derin anlamlar ararım, anlık olarak beni etkileyecek veya hayatıma katabileceğim şekilde, farkındalığa sebep olacak anlamlar ama bu kitapta böyle bir durum sôz konusu değildi.
Kitapta, bir adamın hayata karşı, insanlara karşı, duygulara ve olaylara karşı kayıtsızlığı anlatılıyordu; bu tarz bir kitaba ben de kayıtsız kaldım haliyle.
Ne herhangi bir duygu ne de herhangi bir düşünce kattı bana, yavan bir şekilde okudum, bitti. Kitabın bir amacı vardıysa ya ben anlamadım ya da yeterince iyi anlatılamadı, bilmiyorum. Benlik bir kitap değildi kısacası.