' Behçet Beyefendi, merhum zevcesi Atiye Hanımefendi'nin bundan otuz beş sene evvel, sırf kadın inadını yerine getirmek için birdenbire küçük ve manasız bir hastalık bahanesiyle genç ve güzel hayatına veda ederek tek başına kendisine bıraktığı geniş ve eski yatakta, bu gece belki bu otuz beş senenin en sıkıntılı uykularından birini uyumuştu.'
Giriş cümlesi bence bir ' dönüşüm ' girişinden daha afilli. Ama neden Tanpınar sadece huzur ve saatleri ayarlama enstitusunden ibaretmis gibi bahsediyoruz. Mahur beste (okuyanlar bilir) A.H.T. için romanlarında büyük öneme sahiptir. Nedir bu beste diye aranıp durmuş Attila İlhan şiiri ve Ahmet Kaya şarkısı ile karşılaşıp bunda ters bir şey var diye düşünmüştüm. Öyle bir beste yok :)
Kitaptan bahsedecek olursak diline diyecek lafımız olamaz. Eski İstanbul Türkçesi kullanıldığından bazı kelimeler anlaşılmıyor ancak cümlenin gidişatından o anlam hissediliyor. Bir çok yan karakterin hayatı ayrıntılarıyla anlatılıyor ki benim en sevdiğim taraflarından biridir. Bu hayatların altında bizim görmediğimiz yasamadigimiz tarihi okuyoruz. O meşhur istanbul yangınları , safahat sürülen konaklar, musikili sazlı geceler, padişahın emri ile nikahlanmalar...
Ahmet Hamdi Tanpınar yine şark- garp meselesini atlamadan da geçmemiş. Ufkunuzu genişletecek zıt görüşleri okuyacaksınız.
Bu kitabı 1 günde hatta çoğunu okulda teneffüs arasında okumuş biri olarak, çok zamanınızı almayacak ama eğer Tanpınar ile tanışmamış iseniz onu seveceginiz ve anlayacağınız bir eseri olarak görüyorum.
Galiba bu gidişle benim de en sevdiğim yazar olacak kendisi.
İyi okumalar.