Ali Şeriati, Marks ya da Marksizm hakkında müstakil bir eser ortaya koymamıştır. Fecr Yayınevi, diğer eserlerindeki başlıklarından mürekkep bir kitap ortaya çıkarmış. İyi ki de çıkarmış...
Ali Şeriati, hem bir Müslüman hem de bir sosyolog olarak Marx'a ve onun fikrine dair perspektif geliştirmiş. Onun hayatını üç bölüme tasnif ederek aslında Marx'ın düşüncelerini ve bunun izdüşümlerini incelemiş. Marx'ın özgün bir düşünce adamı olmadığını söylemesine rağmen bazı noktalarda ona hak verdiği de olmuş. Yani ne baştan başa olumlu ne de enine boyuna olumsuz bir görüş serdetmiş. Kendince objektif bir bakış açısı geliştirmeye uğraşmış.
Marksizm'i de üçe tasnif ederek, onun kökenine ve gerçeğine inmeye çalışmış, sonradan başka varyantları çıkarak bozulduğuna işaret etmiştir.
Kitabın içinde bağıntı kuramadığım bazı benzetme ya da örneklemeler mevcuttu. Abdurrahman b. Avf ya da Hz. Osman gibi İslâm tarihinin mühim karakterlerini Marksist literatürün kavramlarıyla değerlendirmesi, bana göre yanlıştı. Çünkü aradaki bağlantının zayıflığından ortaya çıkan sonuç mânâsız duruyordu. Bazı noktalarda Emevî ve Abbasî hilafetlerini de Marksist kavramlarla ele almış. Bence bu, tarihin anlaşılmasında bir engel meydana getiriyor...