Her bölüm başında Manuel Çıtak’ın bir fotoğrafı var. Yazar meçhul İbrahim’i arıyor, kişilerle konuşa konuşa İbrahim’in hayatının parçalarını birleştiriyor, böylece bilinmeyenler de açığa çıkıyor. İbrahim’in hayatını anlatan kişiler aslında kendi hayatlarını da anlatıyorlar. Akıcıydı ama diğer kitapları kadar çok sevemedim, ayrıca içindeki küfürler de beni rahatsız etti.
gaye hanımdan ilk okuduğum bir kitaptı, aslında yaşanan bir olaymış ve bir yangında bulunmuş kasetlerden yazıma geçirilen bir hikaye olmuş.
ibrahmin hayatı, hissizliği, acıları, sevgisizliği ve yarım kalan sevdasını konu ediyor.
bazı kişilerin onun hayatına dokunuşlar o kadar güzel anlatılmıştı ki , akıcı okudum bir günde elimden kaydı.
melek denen kuşun onunla olan yerleri, insanlar onu anlamıyordu ama bir kuş onu anlıyordu mesala.
bazı yaptıklarına anlam veremediğim anları oldu İbrahimi , ama o acıya duyarsız olması onun acı çekmediği anlamına gelmezdi.
ve rüya, rüyanın hayatı ve ibrahimle karşılaşmaları aşırı güzeldi , sonunda rüyayla yollarının kesmesini okumak isterdim ama , görmedik, çok beğendim kitaplar arasına girdin meçhul:)
Acıyı hissedemeyenleri hissizlik suçladılar tıpkı İbrahim gibi...
geceleri uyuku almıyordu gözlerinde rüyanın ama ilk rüyasında kendi mezarını görmesi ve bunu anlatamadan isminin rüya olması..
İbrahim ve rüya ...
iyi okumalar...
belkide herşey yanlışlıklar üzerine kurulmuştu, tanışmalar ise tesadüfü doğurdu'
sedanın , İbrahim yaklaşımı bir abla gibi geldi ama sen zaten kırık dökük bir kadınsın , kendi yaraların varken merhem olmak senin neyine dermişim'
ibrahime yol göstermesi , beni mutlu etti .🌼