Mühür
Gökçer TahincioğluMühür Sözleri ve Alıntıları
Mühür sözleri ve alıntılarını, Mühür kitap alıntılarını, Mühür en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
–“Küçük değil misin Baran, faşizm nedir biliyor musun sen?”
–“Bilmeyecek ne var abi, işte desen ki bir kediye niye böyle miyavlıyorsun, burada sadece kuş gibi ötülür, miyavlarsan suçtur. Kedi de korkudan kuş gibi ötmeye çalışıyorsa işte faşizmdir o abi.”
Sayfa 59 - İletişim
Kimin Vatanı bu
"Kimin vatanı komutan, kimin? Mesela doğduğu yerde yaşayamıyorsa, sürekli payına yoksulluk, acı düşüyorsa. Yakınları öldürülmüşse, işkenceden geçirilmişse. Başka türlü bir dünya hayal ettiği için başına gelmeyen kalmamışsa. Annesinin dilini konuşamıyorsa, kimin vatanı?
Sayfa 189 - İletişim yayınları
Babalık, sadece bir bebeğin dünyaya getirilmesine aracılık etmekten ibaret değildi.
Sayfa 81 - İletişim
Kayıp yakını olmak, öldüğünü bilmeye bile şükretmek demekti
Sevdiğini kaybetmek, kaybolmakmış, kayıp yakını olmak, kendini de bulamamakmış...
Sayfa 199
Kalbi kırılmış insanların yaralarının sözle iyileşmediğini bilirdi.
Sayfa 48 - İletişim yayınları
“Ulan memleketi yediler, yanlarına kalacak sandılar. Bak iki günde el değiştirir bu ülkede her şey. İki günde ayaklar baş olur, başlar ayak.”
Sayfa 233 - İletişim yayınları
Hayatta kalmanın sırrı unutmaktı, unutulmak ya da unutulduğunu sanmak değil.
Sayfa 134 - İletişim yayınları
Kalpten tanıdığın sesler asla unutulmaz. O sesin ismini nasıl söylediği de.
Sayfa 49 - İletişim
İnsan ne garip, ne edepsiz, ne uslanmaz, ne umutlu, ne karmaşık bir yaratıktı...
Sayfa 87 - İletişim yayınları
Kibritçi Kız'ı okumamış olsa kışları daha çok sevebilirdi. Ya da kar gerçekten örtebilseydi olanı biteni.
Sevilmek için hastalanmak gerekti
Küçükken, babasının çok uzakta olduğu zamanlar, ateşlenmeyi düşlerdi. Ateşlenmek, annenin yatağında yatmak, muz yemek, portakal suyu içmek ve istediğin kadar nazlanmak demekti. Sirkeli bezin alnına değmesiyle değil de terden ıslanmış tel tel saçlarını annesinin eliyle yana taradığı zaman ferahlardı. Demek sevilmek eskiden de eksikti. Sevilmek için hasta olmak gibi hep biraz daha fazlası gerekliydi.
Sayfa 24 - İletişim yayınları
Yoksullar, ezilenler hiçbir zaman gülemeyecekti
Bir uçurtma, gökkuşağının bütün renklerini taşıyan bir uçurtma değiştirebilirdi gökyüzünü, yoktu.
Sayfa 237 - İletişim yayınları
Edepsiz bir canlı bu insan. Ölemiyorsun da, utançtan ölsen de ölemiyorsun. Ve hatta seviniyorsun, gülüyorsun, umutlanıyorsun bile. Edepsiz bir varlık insan. Sen işte böyle olma diyorum.
Sayfa 229 - İletişim yayınları
Ölümden de feci bir şeydi nefessiz kalmak...
Sayfa 157