Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ölümün Zaferi

Gabriele D'Annunzio

Ölümün Zaferi Hakkında

Ölümün Zaferi konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
5.5/10
7 Kişi
27
Okunma
9
Beğeni
2.564
Görüntülenme

Hakkında

“Sevildiğini bilip de sevmeyen ruh, en dipteki posasını ele verir; en dipte olanı yukarı çeker.” Friedrich Nietzsche “Giorgio Aurispa: Daima uyanık bir merakla, basit şeylerin söylemek istediği karanlık bir düşünceyi kavramak ya da elde edilmesi imkansız bir esrarı yakalamak istercesine, adeta bir dikkat çabasıyla, çevresine bakıyordu… Beyni, “malumdan meçhulu” yaratmakta ustaydı. Bir adam tasavvur edilsin ki, sürekli dalgalanan kaypak bir yüzey üzerinde ayakta durmaya mahkum edilmiş…” “İppolitayı seviyorum; her insan aşkının son bulduğunu bilmesem, onu sonsuz bir aşkla sevdiğime inanacağım.” ... “Peki, sevdiğimiz kadını öldürüp neden sonra bakire bir vücut ve yeni bir ruhla hayata yeniden doğmasını sağlayamıyoruz?” Giorgio Aurispa, ideal insan’ı arayışlarında, geleceğe mal olan bir geçmişi, tutku ve kayıtsızlık arasısında hırpalanan kanlı deneylere malzeme yaparak kendi “cevabını” buldu. Nietzsche’den yoğun bir biçimce etkilenen Gabriele D’Annunzio, Ölümün Zaferi ile Üstinsan’ın yaratılması sürecinde bizleri, düşlerin, düşüncelerin ve duyguların atlasında muğlak bir yolculuğa çıkarıyor.
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 6 dk.Sayfa Sayısı: 392Basım Tarihi: Mayıs 2015İlk Yayın Tarihi: 1964Yayınevi: Doruk Yayınları
ISBN: 9789755536279Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 44.4
Erkek% 55.6
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Gabriele D'Annunzio
Gabriele D'AnnunzioYazar · 9 kitap
20. yüzyıl basınının ve faşist dönemin en üretken ve tartışılan yazarlarından biri olan İtalyan romancı, şair, oyun ve öykü yazarı, gazeteci askeri kahraman ve siyasi önder. Yarattığı ideolojik tartışmaların ötesinde, çeşitli alanları kapsayan yapıtları 20. yüzyıl İtalyan edebiyatını derinden etkilemiştir. Siyasal alanda tanınmış, Pescara'lı zengin bir toprak sahibinin oğluydu. Roma Üniversitesi'nde öğrenim gördü. Büyük bir taklit dehasına sahip olması, şiirlerini çok genç yaşta yayımlamasına olanak verdi; bu şiirlerde Carducci'nin belirgin etkisi vardı. On altı yaşındayken ilk şiir kitabı Primo vere (1879; İlk Dizeler) yayımlandı. İlk şiirlerinden ayrı, daha özgün bir nitelik taşıyan Canto novo ise (1882; Yeni Şarkı) tutkulu ve betimlemelerle doluydu. İlk romanı olan otobiyografik Il piacere 'de (1889; Zevk) D'Annunzio'nun Nietzsche'yi çağrıştıran üstün insan kahramanlarından ilki yer alıyordu. D'Anunnzio'nun eserlerinin kahramanları Nietzsche'nin "süper homme" teorisi üzerinde kurulmuş şahsiyetlerdir. D'Anunnzio, Nietzsche'nin şiddetle tesiri altında kalmış ve kahramanlarını daima bu fikre göre hareket etmiş ve konuşturmuştur. L'innocente 'nin (1892; Masum, 1971) başkişisi de bunlardan biriydi. En tanınmış romanı Il trionfo della morte (1894; Ölümün Zaferi, 1964) yayımlandığında D'Annunzio oldukça ünlü bir yazar olmuştu. Gerek bu yapıtında, gerek onu izleyen Le vergini delle rocce'de (1896; Kayaların Bakireleri) yalnızca kendi çıkarlarını gözeten ve bütünüyle ahlak kavramı dışında kalan Nietzsche kahramanları cenlandırıyordu. D'Annunzio verimli edebiyat çalışmalarını I. Dünya Savaşı'na değin sürdürdü. En önemli şiir yapıtı Laudi del cielo del mare della terra e degli eroi'dir (1899; Göğe, Denize, Toprağa ve Kahramanlara Övgü). Bu şiirin 2. kitabı olan Alcyone, Toscana'da geçirdiği bir yaz mevsiminin kokularını, tatlarını, seslerini ve yaşantılarını lirik bir biçimde yeniden yarattığı ve çoğu kimsenin D'Annunzio'nun en büyük şiir yapıtı olarak değerlendirdiği bir yapıttır. 1894'te D'Annunzio'nun tiyatro oyuncusu Eleonora Duse'yle uzun sürecek ilişkisi başladı. D'Annunzio onun için 1899'da sahnelenen ve en büyük oyunu sayılan La figlia di Iorio 'da (Iorio'nun Kızı) Abruzzi köylülerinin korku ve boşinançlarını güçlü bir şiirsellikle işledi. D'Annunzio 1910'da borçları yüzünden Fransa'ya kaçmak zorunda kaldı. I. Dünya Savaşı başladığında, savaşa girilmesini savunmak üzere ülkesine döndü. İtalya savaşa girince ordunun çeşitli bölümlerinde görevler üstlendi, en son hava kuvvetlerine girdi ve bir çarpışma sırasında bir gözünü yitirdi. 1919'da D'Annunzio ve bazı yandaşları, Versailles Antlaşması'na karşı, İtalya'nın üzerinde hakkı olduklarına inandıkları Dalmaçya limanı Fiume'yi işgal ettiler. D'Annunzio 1921'e değin bir diktatör olarak Fiume'yi yönetti. Fiume 1924'te İtalyanların eline geçti. D'Annunzio daha sonra ateşli bir faşist oldu. Çapkınlığı, sporculuğu, askeri başarıları, faşist rejimin ulusal kahraman haline getirdiği kişiliğini bir efsaneye dönüştürmüştü. Mussolini onu, bir unvan vererek ve yapıtlarının ulusal basımlarını yaptırarak ödüllendirdi. Gardone Riviera'ya çekilen D'Annunzio daha sonra anılarını ve itiraflarını kaleme aldı. Hikayeden romana, gazete makalesinden tiyatro eserlerine kadar birçok edebi türde yazı yazan D’Annunzio’nun radikal fikirleri her zaman paylaşılabilir olmasa da samimi olmaları açısından dikkat çekici olmuştur