Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Osmanlı Toplumunda Çocuk Olmak

Yahya Araz

Osmanlı Toplumunda Çocuk Olmak Sözleri ve Alıntıları

Osmanlı Toplumunda Çocuk Olmak sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Toplumunda Çocuk Olmak kitap alıntılarını, Osmanlı Toplumunda Çocuk Olmak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetname’de çocuk terbiyesinin eş seçiminden başladığını savunmuştur.
Sayfa 102 - Bir çocuğu yetiştirmek ya da terbiye etmek
Terbiye, disiplin ve dayak
İbn Haldun, çocukların her olumsuz davranışının dayakla cezalandırılmasının onları yalancı olmaya ittiğine dikkat çekmektedir.
Sayfa 132
Reklam
Osmanlı toplumunda ebeveynlerin erkek çocukları daha fazla arzu ettikleri bir vakıa olmasına karşın ihtiyarlıklarında birçok anne babaya kucak açan, onları kollayan ve bakımlarını sağlayan erkek değil kız çocuklarıydı.
Sayfa 35 - Çocuksuz Aileler, Erkek Ya Da Kız Doğmak
Rus atasözü...
Oğlunu besle, seni beslesin; kızını besle, başkasını beslesin.
Sayfa 37
Kanunlarda çocuk olarak tanımlanan kimselerin evlendirilmesi ya da iş gücünden yararlanılması gibi sorunların halen yaygın olarak devam ettiği modern Türkiye’de bu sorunların tarihsel kökenlerine ve gelişimine ilişkin çok az şey üretilmiş olması düşündürücüdür.
Sayfa 11 - Kitap Yayınevi
Vehbî’ye göre;
Gözden düşenlerden, makam tutkusundan, insaf yoksunu esnaftan, dilenci ve yoksullardan uzak durulmalıydı.
Sayfa 126
Reklam
Kınalızâde’ye göre utanma, çocuklarda ilk gelişen duyguydu.
Sayfa 105
19.yüzyılın ilk yarısında kayda geçirilmiş bir yatak duası, çocukların ilerleyen yaşlarda sık bir şekilde karşılaşacakları değerlerle doludur; Yattım Allah, kaldır beni, Rahmetine daldır beni, Can bedenden ayrılınca, İman ile gönder beni. Yattım sağıma, döndüm soluma Sığındım Subhanım’a İki melek şahid olsun, Göğsümdeki imanıma. Binbir selâm olsun, Varacak mekânıma, Kalkarsam El-hamdülillah, Kalkmasam El-hükmülillah.
Sayfa 103
...ortaçağda Doğu Akdeniz’ de Yahudi toplulukları arasında, erkek çocukların doğumu münasebetiyle tebrik mektupları yazılırken kız çocuklarının doğumundan bahsedilmez, sadece annenin doğumu sağ salim atlatmış olması tebrik edilir, ölen kız çocuklarının yerini de erkeklerin doldurması dilenirdi.
Sayfa 36 - Çocuksuz aileler, erkek ya da kız doğurmak
İlginç...
Emziren kadınların cinsel ilişkiye girmeleri riskli kabul edilirdi. Bu ilişkinin hem emzirilen bebeğe hem de hamile kalınması durumunda anne karnındaki “cenin” e zarar vereceği düşünülmekteydi. Buna göre cinsel ilişki “menstrual” akışı harekete geçirip sütün bozulmasına ve kusurlu hale gelmesine sebep olurdu. Hamile kalınması durumunda da anne hem bebeği hem de karnındaki cenini beslemek zorunda kalırdı. Bu yüzden hekimler emzirme dönemindeki kadınlarla cinsel ilişki kurulmaması için sürekli uyarılarda bulunuyordu. Böylece kadınlar kocalarının arzularını yerine getirmek ya da çocuklarını emzirmek tercihleri arasında sıkışabilmekteydi. Daha çok çocuk sahibi olmak ve eşleriyle ilişki kurmak isteyen babalar çocuklarına sütanne tutabiliyordu.
Sayfa 47 - Anne ya da sütanne
Reklam
Erzurumlu İbrahim Hakkı Marifetname'de çocuk terbiyesinin eş seçimiyle başladığını savunmuştur.
İslam bebeğin beslenmesinden babayı sorumlu tutmuştur. İslam hukukçularının bir kısmı annenin “dinen çocuğunu emzirme mecburiyeti olsa bile hukuken bulunmadığı sonucuna varmışlardır.”
Sayfa 45 - Anne ya da sütanne
Osmanlılar için çocukluktan erişkinliğe geçiş cinsel, fiziksel ve zihinsel olgunluk kriterlerinden geçmeyi gerektirmekteydi. Ancak sınırlar hem teorik hem de pratik olarak berrak değildi. Çocukların cinsel, fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin her birinin yetişkinliğe geçişte farklı bir karşılığı mevcuttu. Mesela, on yaşında cinsel ilişkiye girebilecek olgunluğa erişen bir kız, bir evliliği fiili olarak gerçekleştirebilir kabul edilmekteydi. Fakat aynı kız bâliğa kabul edilmiyor dolayısıyla kendi adına kararlar almıyordu.
neden sütanne?
19. yüzyılda "sterilize edilmiş süt ve biberonların kullanılmaya başlandığı tarihlere kadar anne sütünün hemen hemen tek alternatifi başka bir kadının yani sütannenin sütüydü. Müslüman hekimler, sterilizasyon sorununun farkındaydı. Diğer taraftan hem İslam hem de Batı dünyasında çocukların emdikleri süt yoluyla, süt ve kan arasında kurulan ilişkiden dolayı, sütannelerinin karakterini, zekâsını, güzelliğini aldıklarına inanılmaktaydı. Hayvan sütüne karşı büyük bir önyargı mevcuttu. Koyun, keçi, eşek, inek gibi hayvanların sütüyle beslenen çocukların "aptal" olacakları düşünülmekteydi." Buna, insan sütünün çocuklar için daha besleyici olduğu kanaati eklenince hayvan sütü önerilmiyordu.
Çocuklar, mevsimlere bağlı olarak farklı oyunlar oynamaktaydı. Mesela kışın kızak kayar, ilkbaharda yumurta tokuştururlardı. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde Anadolu'daki çocuk oyunları üzerine yapılan araştırmalar, benzer şekilde, oyunların mevsimlere ve cinsiyete göre değişebildiğini, kutsal gün ve gecelerin de kendilerine has oyunlara sahip olduklarını ortaya koymuştur.
Sayfa 138
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.