Merhaba kitap dostlarım mutlu akşamlar dilerim.Bu akşam sizlere Maksim Gorki’den ve son okuduğum eserinden bahsetmek istiyorum.Kısaca yazardan bahsetmem gerekirse. 19. yüzyıl, edebiyatta büyük bir atılımın yaşandığı bir zaman dilimi oldu. özellikle natüralist ve realist sanat akımları, insanı ve onu çevreleyen toplumu nesnel bir zeminde tasvir etmeye girişirken, toplumun değişik katmanlarının temsilcileri bu dönem romanlarının kahramanları oluverdiler.Ancak, unutulan ya da yeterince önem verilmeyen bir insan tipi vardı ki o da, yükselen kapitalizm koşullarında toplumsal konumu belirginleşen işçi sınıfının ve onunla birlikte toplumun tüm emekçi katmanlarının temsilcileriydi.Onların seslerini duyurmak görevi de, sosyalist gerçekçilik akımının kurucusu sayılan Aleksey Maksimoviç Gorki’nin olacaktı.Biraz da eserden bahsetmek istiyorum.
Bu romanda, 1905 Devrimi sonrası bir Rus kasabası anlatılır.Maksim Gorki diğer eserlerinde olduğu gibi Özgürlük romanında da devrimci işçi sınıfı hareketiyle ilişkisinden ve emekçi sınıfın savaşımından edindiği izlenimlerinden yararlanarak aktarır.
Kitaptaki karakterlerin birden fazla adı var ve konuşmalar içinde sürekli isimler değişiyor, bu yüzden okumak gerçekten çok zorlaşıyor. Güzel düşünceler ve dersler var.Maksim Gorki’nin okunması gereken kitaplarından olduğunu düşünüyorum