Belli bir alanda başarılı olarak takdir gören kişiler, genellikle salt zekâya övgüde bulunmayı sevmez hatta buna karşı çıkarlar. Başarılarını çoğunlukla çalışmaya ve odaklanmaya borçlu olduklarını sıkça dile getiren bu insanlar için zekâ elbette bir avantajdır fakat bu avantajı hayata geçirebilmek için çalışmak ve üretmek şarttır.
Zekâ, sahibini şımartan hoş bir aroma gibidir. Bu sarhoşluk içinde somut ve ciddiye alınabilecek bir sonuç ortaya koymadan koca bir ömür geçiren insanlar tanıyorum. Tam tersi durumlara da şahit olmuşsunuzdur mutlaka. Aklınızda görece vasat olarak kalmış biri bir bakmışsınız yıllar sonra önemli başarılara imza atmış. Son dönemin popüler konularından biri olan nörop-lastisite, yani beynin kendini değiştirebilme özelliğine dair yapılan çalışmalara bakılırsa, beynimizi gerçekten istediğimiz bir alana yoğunlaştırarak bu alanda başarılı olmamızı sağlayacak beceriler kazanabiliyoruz belli bir zaman dilimi içinde. Tıpkı sporcuların ilgili spor dalına ait kaslarını geliştirmesi gibi, beynimiz de aslında kendi içinde, yoğunlaştığımız konuya dair yeni nöral bağlantılar kurarak uygun bölgeleri aktive ediyor. Beynimizi aktif olarak kullanabilmenin, diğer bir deyişle “beyin kasları-mızı geliştirmenin” yolu ise belli konulara yoğunlaşmaya ek olarak; okumak, farklı deneyimler yaşamak, gezmek, müzikle uğraşmak ve hayal gücümüzü canlı tutmaktan, kısaca sürekli yeni şeyler öğrenmekten geçiyor. (Editor)
