Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Riyazü's- Salihin ve Tercemesi (3 Cilt Takım)

İmam Nevevi

Riyazü's- Salihin ve Tercemesi (3 Cilt Takım) Sözleri ve Alıntıları

Riyazü's- Salihin ve Tercemesi (3 Cilt Takım) sözleri ve alıntılarını, Riyazü's- Salihin ve Tercemesi (3 Cilt Takım) kitap alıntılarını, Riyazü's- Salihin ve Tercemesi (3 Cilt Takım) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz. Âişe r.a rivâyeti
Bir mü'min güzel ahlâkıyla, gece ibadet eden gündüz oruç tutan kimselerin derecelerine erişir.
Sayfa 53 - ikinci ciltKitabı okudu
Reklam
Atıyye b. Urve es-Sa'di r. a rivâyeti
Bir kul günaha düşmekten korkarak, günah olmayan şeylerden sakınmadıkça müttekiler derecesine çıkamaz.
Sayfa 30 - ikinci ciltKitabı okudu
Resûl-i Ekrem: “Allâhu Teâlâ bir kimseye hayır dilerse, -adâlet-i İlâhiyye muktezâsı o kimsenin günahlarını bağışlamak ve derecesini yükseltmek için- onu musîbete uğratır.” buyurmuştur.
Sayfa 69 - (Hadisi, Buhârî rivâyet etmiştir.)
Peygamber Aleyhisselam şöyle demiştir:
"Beni İsrâil arasında bozgunluk şöyle başladı: Bunlardan birisi, günâh işleyen diğer birisine rastlar, “Be adam, Allah'dan kork, yapmakta olduğun işi bırak; zirâ o iş sana helâl değildir” der. Ertesi gün yine o adama aynı halde rastlar. Böyle olduğu halde, o adamla yiyip içmekten ve onunla düşüp kalkmaktan çekinmezdi. Onlar böyle yapınca Allâhu Teâlâ bunların kalblerini birbirine benzetti. Sonra, “İsrâil oğulları içinde kâfir olanlar, isyanları ve hudûdu aşmaları yüzünden, Dâvud ve Meryem oğlu İsâ diliyle lâ'netlendiler. Onlar yaptıkları günahlardan birbirini menetmeye uğraşmazlardı. Bu ne çirkin bir şeydi. Bunlardan bir çoğunun, kâfirleri dost tuttuklarını görürsün. Onların nefisleri kendilerini ne fenâ şeye, Allâh'ın gazabına götürdü. Onlar azabda dâim kalacaklardır. Bunlar Allâh'a, Peygamber'e ve ona gönderilen Kitâb'a inanmış olsaydılar, kâfirleri dost etmezlerdi; fakat onların çoğu fâsıkdırlar”, meâlindeki âyeti okudu, sonra şöyle buyurdu: Hayır, ya mârûfu emir ve münkerden nehyeder, zâlimi zulmetmekten meneder, onu hakka çevirir ve hak üzerinde durdurursunuz, yâhud Allâhu Teâlâ kalblerinizi birbirine benzetir; sonra sizi de Beni İsrâili lâ'netlediği gibi lâ'netler.
Sayfa 237 - 194 —İbn-i Mes'ûd radiya'llâhu anh'den rivâyet..(Hadîsi, Ebû Dâvud ve Tirmizi rivâyet etmişler ve Tirmizi: Hadis hasendir, demiştir.)
Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi: “Allah’ım!Senden Hidayet,takva,iffet ve gönül zenginliği isterim.”
Reklam
“Şüpheli işi bırakıp, şüphesiz işe sarıl; zirâ doğruya gönül yatışır ve yalandan şüphelenir.”
Sayfa 86 - (Hadisi, Tirmizî rivâyet etmiş ve: Hadis, sahihdir, demiştir.)
Peygamber aleyhi's-selâm şöyle demiştir: “Başına gelen musibetten dolayı hiçbir kimse ölüm istemesin. Behemehal bunu yapmak mecbûriyetinde ise, 'Allâh'ım! Benim için yaşamak hayırlı ise beni yaşat, ölüm hayırlı ise beni öldür.' desin."
Sayfa 70 - (Hadisi, Buhârî ve Müslim rivâyet etmişlerdir. )
"Bir kimse sıdk ve hulûs ile Allah'tan şehitlik dilerse, Allah onu, yatağında ölse dahi, şehitler derecesine erdirir."
Sayfa 88 - (Hadisi, Müslim rivâyet etmiştir.)
"Benim ve sizin benzeriniz, ateş yakan ve ateşine pervâne ve çekirgeler düşmeye başlayınca onları men'e çalışan kimsedir. Ben sizi ateşe düşmekten korumak için eteklerinizden tutuyorum; halbuki siz, benim elimden kurtulmaya çalışıyorsunuz."
Sayfa 202 - 163 — Câbir radiyallâhu anh'den rivâyetle.. (Hadisi, Müslim rivâyet elmiştir.)
Reklam
Resulullah salla'llahu aleyhi ve sellem:
“Ameller, ancak niyetlere göre değerlenir. Herkesin ancak niyyetine göre amelinin karşılığı vardır.” buyurdu.
Sayfa 3 - (Hadisi, Buhârî ve Müslim rivâyet etmişlerdir. )
Peygamberimiz salla'llâhü aleyhi ve sellem Efendimiz'in tebliğ, fetvâ, kazâ ve imâmetle olan tasarruflarını birbirinden ayırmak ve onları bilmek, hadis ve sünnetle meşgul olanlar için, son derece faydalı ve lâzımdır. Çünkü Peygamber'den naklolunan şeyler çok kerre hangi sıfatla olduğu tasrih edilmediğinden, bunlarda, maksat gizli kalıyor. Sadece Peygamber'in söyledikleri, işledikleri, takrir ve sükütları cihetine bakılıyor. Bundan dolayı Peygamber'den nakil ve rivâyet olunan şeylerden bir çoğu şerâit veya din, sünnet veya mendup olmak üzere tefsir ediliyor. Halbuki onlar hakikatte, asla teşrih mahiyetinde sâdır olmuş bir hüküm değildir. Peygamber'in beşeriyet sıfatiyle, yahut âdet ve tecrübeye müstenit olarak sâdır olan veya kendi hasâisından olan fiillerin çoklarını bâzı kimseler bu yolda telâkki etmişlerdir. Böyle bir telâkki ise, mutlak olarak doğru değildir. Bunların hepsini umumi bir teşri mâhiyetinde almak, cihetleri birbirlerine karıştırmaktır. Meğer ki, umumi bir teşri mahiyetinde olduğu tasrih edilmiş olsun, bu nokta çok mühimdir ve dikkate şayandır.
XVII - Mukaddime
Ka'b b. Iyaz r.a rivâyeti
Rasûl-i Ekrem salla'llahu aleyhi vessellem'in Her Ümmet için bir fitne vardır. Ümmetimin fitneside maldır, buyurduğunu işittim.
KUR'AN İLE HADİSİN DERECESİ VE ARALARINDAKİ FARK: ı) Kur'an da, Hadis de her ikisi vahydir. Bu bakımdan ikisi de birdir. Fakat Kur'an vahyin en yüksek mertebesidir. Açık ve okunan vahiydir. (Vahy-i metlüv, vahy-i zâhir) dir. Lâfzı ve mânâsı birlikte vahy olunmuştur. Allah'tan gelen yalnız mânâ değil, lâfzı da beraberdir. Bundan ötürüdür ki: Kur'ân'ı mânâ ile rivâyet câiz olmamıştır. Ve yine bunun içindir ki, yalnız mânâ ve tercüme Kur'an değildir. Hadis ve sünnet de bir vahiydir. Cebrâil Peygamberimiz'e Kur'an ile geldiği gibi, hadis ve sünnet ile de gelirdi. Şu kadarki, bu, metlûv değildir. Lâfz olmayıp sadece mânâdan ibarettir. Allâh'ın muradını bildirmektir. Bunu Cebrâil istediği lâfz ile ifâde edebileceği gibi Peygamber de Cebrâil'den anladığını istediği lâfızlarla ifâde eder. Hadisi mânâ ile rivâyetin câiz olması da bundandır.
IX
Allahu teala şöyle buyuruyor:
“Allâhu Teâlâ'ya, kurbanların etleri ve kanları değil, yalnız Allah rızâsını gözetmeniz ve takvânız varır.” Sûre: 22 (Hacc), âyet: 37
Sayfa 2
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.