Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seçilmiş Öyküler

Jack London

Seçilmiş Öyküler Gönderileri

Seçilmiş Öyküler kitaplarını, Seçilmiş Öyküler sözleri ve alıntılarını, Seçilmiş Öyküler yazarlarını, Seçilmiş Öyküler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
456 syf.
·
Puan vermedi
Seçilmiş Öyküler
Genel de romanlarıyla tanıdığımız London; olayları düş gücüyle süslemeden sade bir dil kullanarak anlatmayı tercih eder. Bu seçki öykü zamandizinsel bir sıra izlenerek hazırlanmış. Gençlik dönemlerinde yazdıkları ile başlayarak yaşamının sonunda yayımlanan hikayelerle oluşturulmuş. Seçkideki hikayelerin çoğu gençlik dönemleri ve Alaska'da geçer.Ayrıca boks, denizcilik, insan ticareti gibi konular seçkide yer almaktadır.Öykü severlerin, cem yayınları çabası ile hazırlanmış öykü seçkisini zevkle okuyacaklarını düşünüyorum.
Seçilmiş Öyküler
Seçilmiş ÖykülerJack London · Cem Yayınevi · 2012225 okunma
Reklam
Seçilmiş Öyküler
"Akıllı olduğu halde yenilgi içinde ölen insan, ben gerçek tragedya diye buna derim."
Sayfa 271 - Cem yayınevi
İnsan kimi düşünsəydi canavar balası, yəqin ki, bu nəticəyə gələrdi: Həyat-doyunca yemək üçün ehtirasdır, dünya isə səhnədir. Bu səhnədə doymağa can atan adamlar bir-biri ilə mübarizə aparır, vuruşur, bir-birini təqib edirlər. Onlar bir-biriləri üçün yemək əldə edir, hətta bir-birini yeyirlər. Səhnədə qanlar tökülür, orada başdan-ayağa amansızlıq hökm sürür. Bir sözlə, həyat meydanı qarmaqarışıqlıqla, təsadüflərlə doludur
Dünyaya geleceği hayal bile edilmeden önce kendisi olan bu titrek hassasiyet çıkınının kabalık ve vahşet içinde yaşaması, dünyanın en son sınırlarının da ötesindeki bu karanlıklar ülkesinde ölmesi kararlaştırılmıştı.
Sayfa 89 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Düştüğü zaman dinleniyor, içinde yavaş yavaş ölmekte olan yaşam çırpındığı zaman sürükleniyordu. O insan olarak artık çaba harcamıyordu. Onu ileri sürükleyen şey, içinde ölüme razı olmayan yaşamdı.
Sayfa 79 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yaşam dedikleri buydu demek! Boş ve geçici bir şey. Istırap sadece yaşamdaydı. Ölümde ıstırap yoktu. Ölmek uyumaktı. Duraklama demekti, dinlenme demekti. O halde neden ölmeye razı değildi?
Sayfa 79 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Asıl sorun hiç hayal gücü olmamasıydı. Yaşam olaylarında canlı ve anlayışlıydı, ama yalnızca olaylarında, anlamlarında değil. Sıfırın altında elli derece, seksen dereceye yakın bir don demekti. Bu gerçek kendisini soğuk ve rahatsızlık verici olmasıyla etkilerdi. Sıcakkanlı bir yaratık olarak zayıflığını, sonra genel olarak bütün insanların zayıflıklarını, nasıl ancak belli soğukluk ve sıcaklık sınırları içinde yaşayabildiklerini düşünmeye yöneltmezdi. Oradan ölümsüzlük fikrine ve insanın evren içindeki yeri düşüncesine geçmezdi. Sıfırın altında elli derece, insanı rahatsız eden bir soğukluk ve donmaya karşı koyacak eldivenler, kulaklıklar, sıcak mokasenler ve kalın çoraplar demekti. Bundan başka şeyler de olabileceği düşüncesi hiç aklına gelmemişti.
Sayfa 49 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Danny Ward para için, paranın getireceği rahatlık için dövüşüyordu. Oysa gözleri faltaşı gibi açık bir halde köşesinde oturmuş hilekâr hasmını bekleyen Rivera'nın hayalinde kendisini dövüşmeye zorlayan nedenler alev alev yanmaktaydı. Rio Blanco'nun beyaz duvarlı, su gücü ile işleyen fabrikalarını görüyordu. Aç ve soluk yüzlü altı bin işçiyi, günde on sente çalışan yedi sekiz yaşındaki çocukları görüyordu. Boyahanelerde çalışan ölü yüzlü insanları, o ayakta yürüyen cesetleri görüyordu. Babasının boyahanelere "intihar çukurları" adını taktığını ve orada bir yıl çalışmanın ölüm demek olduğunu söylediğini hatırlıyordu. Küçük evlerini, annesinin ev işleri arasında vakit bulup kendisini okşayıp sevmesini hatırladı. İri yarı, uzun bıyıklı, geniş göğüslü, herkesten daha sevecen ve herkesi seven, o geniş yüreğinden taşan sevgisi karısına ve bir köşede oynayan küçük Muchacho'ya bile yetişen babasını gördü.
Sayfa 35 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Arrelano çaresizce, "Belki de büyük ve yalnız bir ruh, bilemiyorum," diyordu. "O insan değil," dedi Ramos. May Sethby ise, "Kavrulmuş bir ruhu var," dedi. "Yaşamının ışığı, neşesi kaçmış. Tıpkı bir ölü, ama yine de son derece canlı." "Cehennem ıstırabı yaşamış," dedi Vera. "Yüzünde öyle bir ifade var, oysa bir çocuk daha."
Sayfa 22 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kederin sessizliği sevecendir, insanı korurmuş gibi sarar ve anlaşılmayan bin bir avutucu söz mırıldanır; ancak kurşuni gökler altındaki o soğuk, duru ve parlak Beyaz Sessizlik insafsızdır.
Sayfa 18 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Ancak kadının yüzündeki sessiz keder, hem umutlu hem de umutsuz o sorgu karışımı arkadaşının ıstırabından da beterdi.
Sayfa 13 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
Tabiatın, insanı kendi ölümlülüğüne inandıracak pek çok oyunu vardır -nehirlerin sonsuz akışı, fırtınanın dehşeti, deprem, gök gürültüsü- ancak en müthişi, hepsinin en şaşırtıcısı Beyaz Issızlık'ın pasifliğidir. Her türlü hareket durur, gökyüzü açılır, semalar bronz gibidir; en küçük bir fısıltı kutsal olan her şeye bir saldırı gibidir ve kendi sesinin gürültüsünden korkan insan ürkekleşir. Bu ölü dünyanın genişliğinde yol alan tek yaşam zerresi olduğu için bu cüreti karşısında titrer, yaşamının bir solucanın yaşamından fazla bir şey olmadığının bilincine varır. Hiç farkında olmadan garip düşünceler doğar ve bütün şeylerin esrarı dile getirilmek için çırpınır. Ve insana ölüm korkusu, Tanrı korkusu, evren korkusu yerleşir; Yeniden Diriliş ve Yaşam umudu, ölümsüzlük özlemi, tutsak ruhun boşuna çırpınışları ile insan ancak o zaman Tanrı ile birlikte yürür.
Sayfa 11 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
"Ağ diş" povesti
Həyat - doyunca yemək üçün ehtirasdır, dünya isə səhnədir. Bu səhnədə doymağa can atan adamlar bir-biri ilə mübarizə aparır, vuruşur, bir-birini təqib edirlər. Onlar bir-biriləri üçün yemək əldə edir, hətta bir-birini yeyirlər. Səhnədə qanlar tökülür, orada başdan-ayağadək amansızlıq hökm sürür. Bir sözlə, həyat meydanı qarmaqarışıqlıqla, təsadüflərlə doludur.
Sayfa 140Kitabı okudu
134 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.