Yazar bu kitabını, solaklara, altı parmaklıklara, tek çocuklara, eşcinsellere, uzun kitaplardan canı sıkılanlara, sakarlara, tepegözlere, kekemelere, üç böbreklilere, iyi yüreklilere, harcananlara, harcamaya kıyamayanlara, sevgili Gavur Kazım ve büyük aşkı Ladiye'ye armağan etmistir.
Kitabın ithaf kısmında da belirtildiği üzere bu kitap; ötekileştirilmiş hayatlara ayna tutmak, onların hayatlarının zorlukları ve güzelliklerini bir apartman hayatı düzleminde bizlerle buluşturmak üzere yazılmış hissi uyandırıyor.
Fransız bir baba ve Türk bir annenin oğlu olan Sinan Laforge Paris'teki hayatını bir süreliğine bırakarak İstanbul'a gelir. Yakın dostunun ona açtığı Cihangir'deki apartmanda tanıştığı birbirinden farklı karakterlerdeki insanlarla yaşadıklarını anlatıyor.
Hayatların ön bahçelerine bakarak arka bahçelerinde neler gizlendiğini kim bilebilir? Meraklılar mı, sevdalılar mı, yürekliler mi? Bu uğurda o arka bahçeye yaklaşabilmek için travestiliği göze alabilen Necla(Cevat) gibi güzel yürekli insanlar mı? Yürek dağlayan bir son ile derinden etkileyen bir kitap. Özellikle sona kadar etkileyici sayılamasa da çözüm bölümü iyi bağlanmış.