Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
En Beğenilen Sofie'nin Dünyası Yorumları ve İncelemeleri
En Beğenilen Sofie'nin Dünyası sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Sofie'nin Dünyası kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Neredeyse 15 yaşına girecek olan Sofie Amundsen'e önce posta yoluyla, sonra da yüz yüze verilen felsefe derslerinden oluşuyor kitap..
Felsefeye merakı olanlar için çok sağlam bir giriş olacağını düşünüyorum. Kesinlikle sıkmadan, olabilecek en ilgi çekici şekilde evrenin başlangıcından başlayıp şimdiye, hatta şimdinin ötesinde neler olabileceğine kadar her şey anlatılıyor kitapta.
Aslında çok derine inilmiyor anlatımda, üstünde fazla durulmuyor konuların.. Ama dediğim gibi, felsefenin genel olarak neye benzediği, ne olup ne olmadığı, geçmişi, geleceği 576 sayfaya bu kadar güzel sığdırılabilirdi ancak..
•••••
Kitapta hoşuma gitmeyen tek şey ise yazarın bazı yerlerde cümleleri fazla uzatması. Yani birkaç kelimeyle gayet anlatılabilecek, hatta çok daha çarpıcı ve ilgi çekici olacak bölümleri gereksiz yere kelimelere boğmuş. Ama çok da önemli değil hani, o kadar kusur...
•••••
Benden bu kadar :)
Kitabı okuyacaklara keyifli okumalar diliyorum..
Kesinlikle tavsiye ediyorum okullarda okutulması gerektiğini düşünüyorum. Felsefe öğrenmek bakış açınızı gelistirmek için mükemmel bir kitap. Okurken Okumaya geciktigim kitap diye üzüldüm.
Klişe bir söylem var bu kitap hakkında " Felsefeye başlamak adına okunması gereken kitap " diye. Aynen bu tabiri ben de kullanacağım. Felsefe tarihine hem de bütünüyle ışık tutan, biraz biraz felsefedeki tüm akımlardan ve ünlü filozoflardan bahseden bir kitap diyebiliriz.
Felsefe, romanlaştırılmış; okuyucunun anlayabileceği bir dile indirgenmiş, her yaştan okuyucuya hitap edebilecek bir hüviyete büründürülmüş kitap özelinde. Kurgusal öğelerle desteklenince okuması ve anlaması haliyle daha kolay olmuş. Felsefe, derin düşüncelerin dünyası; anlaması zor, karmaşası bol bir umman misali... Kişi, bu alana ilgi duymakla beraber, çok kolay şekilde bozulabilir düşünceler ummanında. Yazar sanırım cankurtaran vaziyeti görmek istemiş eserinde. Platon'dan Kierkegaard'a uzanan geniş bir yelpaze sunmuş yazar bize.
Romanın başkahramanları 14 yaşındaki Sofie ve ona felsefe dersleri veren Alberto. Bu ikisi arasındaki mektuplaşmalarla başlayan bir süreç ve sonrasında gerçekleşen olaylar. Tabiki, mektuplaşma içeriği tamamiyle felsefeden ibaret. Varlığı, yaşamı sorgulayan temel felsefik sorularla başlayan ve gittikçe derinlere dalan bir ilişkiyi gözlemlemek mümkün. O kadar filozof ve akım hakkında bilgi sahibi oluyoruz ki felsefeye başlama noktasında ciddi manada rehber olabilecek, sözlük vazifesi görebilecek bir eser. Felsefe konusunda bilgili, işinin ehli kişiler için ise sıkıcı olabilir bu eser.
Bir diğer husus ise; Hegeller,Kantlar, Spinozalar, Kierkegaardlar vs vs o kadar filozofa geniş şekilde yer verilmişken Felsefe denince akla gelen ilk isimlerden Friedrich Nietzche 'ye bu kadar az yer verilmesi benim adıma hayalkırıklığı oldu.
Sofie’nin Dünyası
Bu kitabı okumak için neden bu kadar geç kaldım hiç bilemiyorum; ama şunu söyleyebilirim ki, çok keyif alarak ve ara ara da okuduklarımı sindirmek için hayallere dalarak okudum.
Ben de bazen çevremde olup bitenleri çok sorgularken buluyorum kendimi.. körü körüne söylenene inanmayı da pek anlayamıyorum açıkcası. Aklım, mantığım ve kalbimin kabul edebildiği her fikre sınırsız ve sonsuzca açığım ama dayatma ve sorgusuz sualsiz inanışa gelemiyorum. Belki de bu yüzden yer yer daldım gittim hep.
Bir kere her filozofun görüşlerinin açıklandığı bölümde onun savunucusu oldum. Onun döneminde yaşadım ve onunla birlikte araştırıp düşündüm.
Birçok filozofun Londra’da bulunduğunu okuduğumda daha da çok heyecanlandım. Şimdi her dışarıya çıktığımda buraya da gelmiş midir, bunu da görmüş müdür, o ne düşündü acaba diye bakıyorum etrafıma. Bir küçük mutluluk sebebi oldu benim için aynı yerde yaşıyor olmak.
Bir de bu kitap bende bazı kişilerin hayatını daha çok öğrenme isteği oluşturdu. Mesela, Sokrates daha önce bu denli ilgimi çekmemişti hiç. Veya Freud’un çalışmalarını hiç bu kadar merak etmemiştim. Sanırım kendime yeni bir okuma listesi hazırlamam gerekecek :)
Felsefik soruların aslında o kadar da uç sorular olmadığını vurgulamıştır kitap. Herkesin merak ettiği fakat ya sormaktan utandığı, ayıp bulduğu, cevaplarından korktuğu ya da daha kötüsü hiç sormaya başlamadığı o sorular bize hayat amacımızı veren de sorular aslında. Sordukça da derin bir okyanusun içinde buluyoruz kendimizi. Büyük düşünürler bu konularda neler düşünmüş, ne gibi fikirler ortaya koymuşlar. İşte kitap bunları güzel ve sade bir dille açıklamaya çalışıyor bize, en sevdiğim yanı felsefeyi bu kadar duru anlatması oldu. Kitabın içinde kurduğu iki farklı dünya ile "Ya yaşadıklarımız da bir romanın satırlarından ibaretse?" Sorusunu sorduruyor. Aslında en başta bana, yazılmış bir kader var ve onu oynayan oyuncuların olduğu bir evren izlenimini bıraktı. Sofie ve Alberto buradaki karakterlerdi. Yani hayat gibi; durup bir düşünmedikçe gerçekten sadece hayatın bize sunduklarını yerine getirmeye çalışıyoruz. Hayattan kopup; susup, düşündükçe kendi özümüze dönebildigimizi fark ediyoruz. Peki ya evren, bu koca evren bir döngüden ibaretse. Kitap en sonda bana bu soruyu sordurttu. Büyük patlamayla meydana gelen ve tekrar özüne geri dönmeye çalışan bir gezegende savrulup duruyorsak. Sonuç olarak kitap felsefe hakkında bilgi sahibi olmanın sizi soru sormaya yönlendirdiğini fark etmenizi sağlıyor. Kitabı aldiğimda kafamdaki düşüncelerin yanıtlarını bulacağımı düşünüyordum fakat bir sürü soru ile baş başa kaldığımı fark ettim. İyi de oldu, keşfetmek sormak ile başlar :)
Bu kitaba elim çok gitti, bir hevesle başlamayı düşünüp geç kalmışlık hissi ile kitabı yerine koyduğum çok oldu. En sonunda kendimi motive ederek başladım kitaba. İyi ki de başlamışım.
Kitap antik öncesi felsefe tarihinden başlayarak günümüze kadar geliyor. Felsefe tarihinde (hatta ekonomi, siyaset ve bilim tarihinde) önemli isimlerin düşüncelerini, düşünüş şekillerini, yaşadıkları zamandaki toplumun sosyo-ekonomik durumlarını ele alarak felsefi akımları tanımlıyor. Ufuk açıcı bir kitaptı.
Felsefeye başlangıç kitabı niteliğinde olduğundan dolayı, önceden bu alanda okumalar yaptıysanız, kitabın bazı yerlerinde bilgileriniz tekrara düşüyor olsa da kitap size geniş bir perspektif sunduğu için öncesi ve sonrası bağlamı ile baktığınızda aslında bildiklerinizi de pekiştiriyor oluyorsunuz.
Ayrıca kitabın kurgusuna da bayıldım. Gerçekten çok ince düşünülmüş ve kurgusu sayesinde o bilgi havuzunda boğulmadan kitapta ilerleyebiliyorsunuz.
Her kitabın kendi zamanı olduğuna inanıyorum. Benim gibi "geç kalmışlık hissi" ile okumaktan vazgeçenler varsa eğer bir daha düşünün derim.
Onun dışında da herkese okumasını tavsiye ediyorum.
"Üç bin yılın hesabını göremeyen
Karanlıkta yolunu bulamaz,
Günü gününe yaşar ancak."
Bu kitap yaklaşık iki sene kitaplığımda bekledikten sonra anca okunma şansı bulunabilen ve bu alanda okuduğum ilk kitap olma özelliğindedir. Başlamak için doğru bir seçim olduğunu düşünüyorum. Takip etmesi kolay, akıcı ve her ne kadar benim için çok
Doldurulamayacak bosluk.
Kitabin en buyuk eksikligi islam dunyasina ve felsefesine yer vermeyisi. Halbu ki Yahudilik Hristiyanlik ve Islamiyet ayni kulturun urunu degilmiydi ona gore. Bu sebeple evrensel kitap olmaktan epey uzakta.
Herseye ragmen bir kac bin yillik Avrupa felsefe tarihi ve gelisim sureclerini ( Hegel in de dedigi gibi) ozgun bir olay kurgusuyla okuyucuya oldukca etkili bir sekilde aktarmis.
NOT: Kitabi okurken biseylerin eksik oldugu hissini kulaklarimda ince bir fisilti seklinde surekli hissetmekten alikoyamadim dogrusu.
Okumaya zerrecik ilginiz varsa kendinizi bu kitaptan mahrum etmeyin derim. Hayatımda okudugum en kapsamlı, en açıklayıcı en bilgi yüklü yapıt. Iyiki karşılaştık sofienin dünyası
Antik çagdan günümüze muthis bir felsefe yolculugu. Platon, sokrates, demokritos, descartes, aristoteles, freud, nitce, darwin ve daha bircogunun varolussal incelemeleriyle yüklü olay örgüsüyle yormayan adeta bir baş yapıt. Hemen başlayın
Uzun, çoğu zaman göz korkutucu ama bir o kadar da zevkli bir felsefe tarihi romanı.
Geçmişe ve geleceğe, insanı insan yapan şeye yani kendisine, insanlık tarihi üzerine bir roman.
Bazı felsefi kısımların anlaşılması zor olsa da roman akıcı bir üsluba sahip. Sofie ile Sofie'nin Dünyası'nda dolaşmak gerçekten çok zevk verici.
Kitap kalın, göz korkutucu ama vazgeçmeyin!