Serinin üçüncü kitabında, ilk kitaptaki kahramana ve onun ağzından olan anlatım tekniğine geri dönüyoruz. Bu sebeple insan ayrı bir keyif alıyor.
Aksiyon bu kitapta da olmasına rağmen, diğer kitaplarda olduğu gibi vurdu kırdının içinde akan bir hikayeden çok, yer yer hikayenin arasında yer alan operasyonlarla karşılaşıyoruz.
Siyaset, sosyoloji biraz daha ana eksende diyebiliriz. Savaşçılardan çok politikacıların, yöneticilerin yaşadıkları ahlaki ikilemler yer alıyor.
Aksiyonun nispeten az oluşu hikayenin akıcılığından kesinlikle bir şey eksiltmiyor. Yaşlı adamın serisi denilince kesinlikle aklıma "su gibi akıp giden kitaplar" olduğu gelecek.