"Çaresizlik öyle bir şey ki "asla yapmam" dediğini yaptırır insana."
1979 yılında İran'da Muhammed Rıza Şah Pehlevi devrilmesinden sonra, Ayetullah Ruhullah Humeyni başa geçer. Humeyni'nin baskıcı rejimi yüzünden insanların hayatlarının nasıl değiştiği, yaşanan zorluklar, Türkiye 'nin 80'li yılları, Bulgaristan'da rejim değişikliğinden sonra artan Türkler 'den korkan Bulgarlar'in Türkler 'e yaşatılanlar, insanlık dışı muameler...
Sürgün, Iran'nın Hoy şehrinden başlayıp, oradan Türkiye ,Bulgaristan ve en son Isviçre 'ye kadar devam eden bir yaşam öyküsü anlatılmış.
Amira, hak ve özgürlük yolunda cesur, güçlü bir şekilde mücadele etmiş, birçok kisiye ilham kaynağı olmuş savaşçı bir kadın. Demoktatik bir yaşam için mücadele eder ve bu yolda ne yazik ki ölür.
Sara, babasını hiç tanımayan, annesi idam edilen, annesi gibi umut, hak, adalet için mücadele edip , sürgün edilen on dokuz yaşında bir genç kız.
Annesinin uğruna öldüğü davayı kendisi sonuna kadar sürdürmek istiyordu. Bu yolda sevdiklerini kaybetmiş olsa da umuda yolculuğu hüzünleriyle, acılarıyla, kayıplarıyla,çaresizce devam eder.
Acı, hüzün ,çaresizlik,ihanet, umut dolu ,insanı derinden etkileyen bir kitap.
Yaşanan acıları okumadım ,adeta yaşadım . Yazarın yazım dili, sade ,akıcı anlatımı oldukça güzel ve başarılı. Kitabı elinize aldığınızda bırakamıyorsunuz.
Bu güzel, etkileyici kitabı okumanızı öneririm.