Yakın Tarihin Üç Büyük Adamı

Talat-Enver-Cemal Paşalar

Ziya Şakir

Talat-Enver-Cemal Paşalar Sözleri ve Alıntıları

Talat-Enver-Cemal Paşalar sözleri ve alıntılarını, Talat-Enver-Cemal Paşalar kitap alıntılarını, Talat-Enver-Cemal Paşalar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Görünüşleri son derecede şaşalı olduğu halde, hakikatten büyük bir tevazu içinde yaşayan bu talihsiz adamlar, senelerden beri büyük bir hüsnü niyet ve azami gayretle çalıştıkları halde muvaffak olamamışlardı.
Kendisine hitap edildiği zaman bir genç kız gibi göğsüne kadar kızaran narin bir delikanlı, güzel, şirin. Tam manasıyla yakışıklı. Yüzünün hatları, son derecede düzgün. Bu sevimli çehrenin en kuvvetli tarafı, bilhassa gözleri. Bu gözler biraz sert ve haşin olmakla beraber, bakanların kalbini derhal büyüleyecek kadar sehhar (sihirli).
Reklam
Vatanı kurtarmak için icabında hayatını feda edeceğine yemin et, diyor. Enver Bey, en küçük bir tereddüt bile göstermeden: — Vallahi… Billahi… diye yemin ediyor…
Talât Bey kadar cesur bir adam, dünyaya pek az gelmiştir.
Sayfa 46
Enver Paşa nasıl şehit oldu?
— 'Baskın var… Kızıllar geliyor!' feryatları işitildi. Enver Paşa, büyük bir sükûnetle: — 'Atımla silâhlarımı getirin.' dedikten sonra, yanında bulunan alay kumandanlarına birer nokta gösterdi. Emirler verdi. Kendisi de revolverini ve bir Afgan kılıcını da beline takarak kır atına atladı. Şark tarafındaki tepeyi tutmak için, atını keskin dörtnala sürmeye başladı. Enver Paşa, tutmak istediği tepeye yaklaşmıştı. Fakat altmış mitralyöz ile donanmış olan düşman alayları, gece yarısından itibaren aldıkları tertibat sayesinde, her tarafı kuşatmışlar ve Enver Paşa’dan evvel onun tutmak istediği tepenin mukabilindeki tepeyi tutmuşlardı. ... Düşman askerleri, silâhlarını bırakarak yerlerinden fırlıyorlar, ellerini havaya kaldırarak: — Teslim!.. Teslim, diye bağırıyorlardı. Enver Paşa, mitralyözlerin bulunduğu yere otuz kırk adım kadar yaklaştıktan sonra, birdenbire atının başını çekti. Başını arkasına çevirdi. Kendisini takip eden dört atlıya, kılıcının ucu ile düşman askerlerini göstererek: — Toplayın şunların silâhlarını… diyebildi. O anda, mitralyöz bütün dehşetiyle işledi. Düşman mitralyöz çavuşu, Enver Paşa’nın bir an başını çevirmesinden istifade etmiş, parmağını tetiğe dayayarak o katil aletin namlusunu onun üzerine çevirmişti.
Edirne’de, herkesin cer hocası sandığı Hafız İbrahim, 1305 (1890) senesi Mayıs ayının 21. günü İstanbul’da Askeri Tıbbiye mektebinin dört talebesi arasında kurulan ve Türk komitacılığının temelini teşkil etmiş olan İttihat ve Terakki cemiyetinin en ateşli azalarındandı. Cemiyetin ilk müessisi (kurucusu) olan İbrahim Temo’nun delaleti ile komitaya girmişti. Ve çok fedakârane işler deruhte etmişti (üstlenmişti). Muhtelif baskınlar neticesinde, cemiyet dağılmıştı. O zaman, Hafız İbrahim’de memleketine çekilmeye mecbur kalmıştı. Fakat istibdat ile mücadeleye karar vermiş olan bu hamiyetli (vatansever) adam orada uzun zaman atıl (etkisiz) kalamamış yeniden faaliyete başlamıştı. Hafız İbrahim bu faaliyete geçerken, bilhassa Edirne’yi seçmişti. Eğer o tarihte İkinci Ordu’nun merkezi olan Edirne’de hürriyet fikrini layıkıyla neşretmeye muvaffak olursa, İstanbul üzerinde çok mühim bir tesir meydana getirebileceğine, hatta bu sayede Sultan Hamid’i bile tehdit ederek hükümetin baskıcı idaresini meşrutiyete kalbedeceğine (değiştireceğine) iman getirmişti.
Reklam
306 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.