Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tanrı İnancının Akliliği

Cafer Sadık Yaran

Tanrı İnancının Akliliği Gönderileri

Tanrı İnancının Akliliği kitaplarını, Tanrı İnancının Akliliği sözleri ve alıntılarını, Tanrı İnancının Akliliği yazarlarını, Tanrı İnancının Akliliği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Swinburne'ün, imanda veya inançta fayda, güven ve benzeri öğeleri değil, doğruluğu vurgulayan son derece net bir ifadesiyle, "bir takım doğru inançlar olmaksızın, bırakınız Cenneti, Londra'ya bile varamazsınız."
Sayfa 72 - Rağbet YayınlarıKitabı okudu
224 syf.
4/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitap başlangıçta felsefi bir tartışma vaad ediyor. Bu vaad zaten okunmasına en büyük teşvik. Ancak sıkıntı da burada başlıyor yazar kendi düşünceleri ile bir görüşe karşı gelmiyor, Swinburne adlı din felsefecisinin görüşlerini bize aktarıyor. Bunu fark ettiğimde çoktan içine girdiğim için bırakmadım kitabı. O yazarı merak etsem zaten okurum neden böyle bir açıklama eserine ihtiyaç duyulmuş anlamış değilim. Kaldı ki yazar kötülük problemine, kötülük de lazım bizi olgunlaştırır gibi sığ ve kötülüğün neyi kapsadığını aciklamayan tezler öne sürüyor. Basit önermelerle Tanrı'nın varlığını ispatladığını düşünüyor. Kare beş köşelidir yanlış bir önermedir gibi kanıtlar ortaya atıp Tanrıyı kanıtlıyor!!! Bilimsel hiçbir yönü olmayan, yazarın kendi fikirlerini içermeyen, okuduğunuzda size hiçbir şey katmayan, okurken kendi kendinize tartıştığınız gereksiz bir kitap.
Tanrı İnancının Akliliği
Tanrı İnancının AkliliğiCafer Sadık Yaran · Rağbet Yayınları · 201817 okunma
Reklam
Bu fiziksel evrenin neden yok değil de var olduğu tatmin edici bir açıklama gerektirir.
Sayfa 122Kitabı okudu
Basit, doğrunun işaretidir. (Simplex sigillum veri)
Sayfa 109 - Rağbet YayınlarıKitabı okudu
O halde kötü davranışlar karşısında suçluluk hissi nimetler karşısında minnettarlık tehlike anında yardım dileme kendini Tanrı'nın huzurundaymış gibi hissetme, evrenin çeşitli kısımlarının algılanışında Tanrı'yı görme gibi bir çok durum Tanrı' ya inanmayı gerektirmektedir. Bu tür tecrübeler yaşayan insan için Tanrı inancı çıkarımsal kanıtlar gerektirmeyen doğuştan gelen bir kaynağı olan, fıtri ve tecrübi bir inanç, teknik ifadesiyle tamamıyla rasyonel ve uygun bir temel inançtır.
Sayfa 29 - Rağbet YayınlarıKitabı okudu
224 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Akıl-iman ilişkisine dair dini tahkikin yararsızlığını savunmak için öne sürülen felsefi ve dini gerekçelere karşı çıkan Swinburne, inancın duygusal temellere ve irade gibi faktörlere dayandırılmasını doğru bulmaz. Çünkü ona göre "doğru inançlar olmaksızın bırakın cenneti Londra'ya bile varamazsınız." Doğru inanç arayan kişi de hem leyhte hem de aleyhteki delillerin yeterli araştırması ve değerlendirmesine dayalı yüksek ihtimaliyet derecesine bağlı inançlar aramalıdır.
Tanrı İnancının Akliliği
Tanrı İnancının AkliliğiCafer Sadık Yaran · Rağbet Yayınları · 201817 okunma
Reklam
Ateist kişi, kendi görüşü adına bir delil getirmek yerine, teizmin delillerinin yetersizliğini ateist olmak için yeterli görmektedir.
"Tasdik, bir önermeye sadece inanmak' anlamına gelmez, daha ziyade bir doğruluğu kabul etmek ve onu egzistansiyalize etmek [varoluşumuzun ayrılmaz bir parçası haline getirmek] anlamına gelir." Mutezile kelamcılarını, tam akılcı (perfect rationalist) erken dönem lerin Malik b. Enes gibi bazı fıkıhçı ve kelamcılarını da akla değil vahiy ve otoriteye dayalı"fideizme yakın bir iman anlayışından yana saymak yanlış değilse, Eşari ve Matüridi iman anlayışlarını da, bu ikisi arasında orta yolda, ılımlı veya eleştirel bir akılcı iman anlayışından yana saymak mümkündür.
Toshihiko Izitsu'nun belirttiği gibi, çok daha tutarlı bir akılcı (rationalistic) iman teorisi, Matüridiler tarafından geliştirilmiştir. Onlara göre, insan kendisine vahiy ulaşmadığı zaman bile aklıyla Allah'ın varlığını bilmelidir. Aklın genel ola rak kavrayabildiği şeyleri, somut, özel ve ayrıntılı hale getirmek için ise her zaman nakle ihtiyaç vardır. Matüridiler için, iman ve bilgi, birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Aralarında nedensel bir ilişki vardır. Matüridi'ye göre, bilgi gerçekten imana sebep ola bilmektedir; fakat imanın özünü oluşturan da, sadece bilgi değil, daha ziyade ona ilaveten var olan ve inanan kişinin içinde hissettiği sarsılmaz bir kanaat ve sağlam bir memnuniyet hissini ifade eden tasdik olmaktadır.
İkinci bir anlayış olan Lutherci iman anlayışına göre ise, iman, Thomist iman anlayışında olduğu gibi hem teorik inançları ve hem de ona ilaveten Tanrı'ya güveni içerir. Bu görüşe göre, imanlı kişi, sadece Tanrı'nın var olduğuna ve onunla ilgili öteki bazı önermelere inanmakla kalmaz, aynı zamanda O'na güvenir ve kendisini O'na teslim eder. Lutherci ilahiyatçılar imanın üç kısmını ayırdederler: bilgi, rıza, ve güven. Bunlar arasında en merkezi gördükleri de, güvendir.
Reklam
Teizme göre, Tanrı'nın bedensiz bir zat olduğu varsayılır. Çünkü bir kişinin bedeninin olması, sayesinde fiziksel dün yada bir değişiklik yapabilmesi ve onunla ilgili doğru inançlar edinebileceği madde yığınına sahip olması anlamına gelir. Fakat her şeye kudreti yeten biri olarak Tanrı, böyle bir maddeye bağlı olmaksızın fiziksel dünyada herhangi bir değişikliğe neden olabilir ve onunla ilgili bilgi edinebilir. Bu durumda onun bir bedene ihtiyacı yoktur, dolayısıyla bir bedeni de olmayacaktır.Tanrı her yerde vardır, veya her yerde hazırdır (omnipresent). Yani duyu organlarına ve el, kol gibi benzeri azalara ihtiyaç hissetmeksizin her yerdeki nesneler üzerinde değişiklik yapabilir ve her yerde olan şeyi bilir. Bununla birlikte, beden siz bir varlık olduğu için, uzayın bütününde veya belli bir yerinde değildir; her yerdedir. O zaman, Swinburne'e göre, böyle bir bireyi bir ruh olarak isimlendirebiliriz.
Sayfa 190Kitabı okudu
Çok kısaca belirtmek gerekirse, İslam düşünce tarihinde, Selefiye ve ona yakın bir düşünce çizgisine sahip olanlar, Allah'ın nitelikleri konusunda Kur'an ve hadislerde geçen "el" (yed), "yüz" (vech), "iniş" (nüzul), ve "kurulma, kaplama, oturma" (istiva) gibi nitelemeleri, herhangi bir şekilde sorgulamaksızın ve yorumlamaksızın, olduğu gibi kabul etmişlerdir.
Sayfa 173Kitabı okudu
Plotinus'dan etkilenmiş olan İbn Sina'dır. Ona göre, zorunlu varlık için, zorunlu olmasının dışında hiçbir mahiyet yoktur; bu da O'nun gerçekliğidir. Mutezile mezhebi de, Allah'ın hiçbir şeye benzetilemeyeceğini ifade eden ayetlerden yola çıkarak, sıfatları inkar etmiş (ta'til) veya Allah'ın zatıyla aynı olduğunu savunmuştur. Onların Allah'a olumlu hiçbir nitelik atfedilemeyeceği şeklindeki bu yaklaşımları da aşırı tenzih görüşü olarak değerlendirilmektedir."
Sayfa 175Kitabı okudu
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.