Daha önce söylemiştim, Kapı Yayınları’nın ‘Ölümsüz Klasikler’ seti var diye. Çok hoşuma gittiğini de eklemiştim. Şimdi o sete ‘ramazan bereketi’ olarak yeni kitaplar da geldi. İçindeki çizimlerden kapaklara çeviriye kadar müthiş kitaplar… Kitaplığıma renk geldi, manevi hazzım ziyadeleşti resmen… 😊
Allah ne zaman seni yarattıklarından uzaklaştırıyorsa, bil ki sana bir ünsiyet kapısı açmak istiyordur.
Ne zaman dilini duaya sevk ediyorsa, bil ki sana bir şeyler vermek istiyordur.
Hikem-i Ataiyye’de der ki: “Bu dünyada yaşadığın sürece üzüntü veren şeylerin olup durmasına şaşırma! Dünya sadece kendi özelliğini, vasfını ortaya koymaktadır.”
•Şu halde dünya imtihan, keder ve hüzün yeridir; zevk, safa ve istirahat yeri değil. Dünyanın vasfı böyle olunca insan orada olduğu müddetçe sıkıntılarını garipsememeli, dünyanın bu hallerle iç içe bulunduğunu unutmamalıdır.
Ziya Paşa’nın dediği gibi;
“Âsude olayım dersen eğer gelme bu cihana
Meydana düşen kurtulamaz seng-i kazadan.”
“Her âkıle bir dert bu âlemde mukarrer
Rahat yaşamış var mı gurûh-ı ukalâdan.”
•Diyor ki: “Eğer mutlu ve dertsiz olayım dersen bu dünyaya hiç gelme. Çünkü bu hayat meydanına bir defa düşen kimse kaza taşlarından (dertlerden) kurtulamaz. Bu âlemde her akıl sahibine bir dert takdir edilmiştir. Akıllılardan hiç rahat yaşamış kimse var mı?”
~