Haşan Hüseyin’in; oluşum evresinde kimseler okuyamasın diye, en çok da, usuna ve diline geldiği hızda saptayabilmesi için, bir tür stenografi
gibi kullandığı ve şiirine, sondan bir önceki biçimini vermemişse yazı makinesinden geçirmediği, kendine özgü Arapça elyazılarmın bir bölü
ğünü, tek göz penceresinin önünde kaç kez, kâh gülüp kâh ağlayarak, çözdük
Bir bölüğünü, duygulanma ve düşgücüme(eşi Azime Korkmazğil) göre sıralayıp kitaplaştırdığım bu şiirler, Haşan Hüseyin’in daha uzun süre üzerinde oynayacağı oluşumlardı belki. Bu yüzden, bir anlamda eksik yarım kalmış öksüz şiirlerdir. Ozan sağ olsaydı da onlan gün ışığına çıkarmak isteseydi nasıl kotaracaktı, neleri ekleyip çıkaracaktı?