Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Türkiye'de Kadın

Aytunç Altındal

Türkiye'de Kadın Gönderileri

Türkiye'de Kadın kitaplarını, Türkiye'de Kadın sözleri ve alıntılarını, Türkiye'de Kadın yazarlarını, Türkiye'de Kadın yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
304 syf.
8/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Türkiye'de Kadın
Çok derin ve öz bir araştırma ve çalışma olmuş. Aytunç ALTINDAL'a yine hayran kaldım. Bu kadar bilgi ve birikimine. kitap çok iyi. Tabii ki eleştiriler yapılabilir, farklı yorumlar getirilebilir. Kendi açımdan baktığımda İslami yanı biraz daha araştırılabilir ve bütüncül ele alınabilir. Sadece bazı noktalara değinilerek geçilmiş. Daha farklı bir bakış açısı ile değerlendirilebilir. Öbür taraftan M. Kemal'e hiç toz kondurmamak, sadece olan şeyleri onun çevresine yıkmakta pek doğru olmayacağı kanaatindeyim. En azından 1923-1938 arasında 15 yıllık süre içinde devleti tekelinde bulundurduğu bu zaman zarfında ona ait olan sorumlulukları bir kenara atmak tarihi bir yanılgı olur. Ama kitabı beğendim, her Türk kadınına öneririm. Farklı bir bakış açısı ile bakmak faydalı olacaktır.
Türkiye'de Kadın
Türkiye'de Kadın
Türkiye'de Kadın
Türkiye'de KadınAytunç Altındal · Alfa Yayınları · 201755 okunma
Mezopotamya'da ilk yerleşikliği oluşturan Sümer'lerde (İ.Ö. 4000?) ve onların efsanelerinde kadının salt cinsel nedenle kendisinden yararlanılan toplum-üyesi olduğuna rastlanmaktadır
Reklam
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
599 günde okudu
1975'li yıllarda yazılan bir ilke imza atan kitap. Türkiye'de kadınların sorunlarına ve toplumdaki varlıklarına ilişkin ayrıntılı bir çalışmayı ele almış Aytunç hoca. Çok değerli bir kaynak. Dönemin mevcut kapitalist iktidarın gerçekleştirmiş olduğu eylemleri, kadın emekçileri üzerinden okuyoruz. Eşit işe eşit ücret yargısını dahi kendilerince
Türkiye'de Kadın
Türkiye'de KadınAytunç Altındal · Alfa Yayınları · 201755 okunma
Türkiyeli kadınlar, toplumsal hak ve özgürlüklerine, iktisadi, siyasal ve kültürel bağımsızlıklarına kavuşabilmek için yaptıkları mücadele, Türkiye'nin devrimci geleneğini de tanımak, öğrenmek ve yorumlamış olmak zorundadırlar. Türkiyeli kadınların bağımsızlıklarına kavuşabilmeleri Türkiyeli tüm emekçilerin sınıfsal mücadelesinden ayrık ve kopuk değildir.
Sayfa 201Kitabı okudu
Türkiyeli kadının, gerçek demokratik haklarına, iktisadi, siyasal, toplumsal ve kültürel bağımsızlığına kavuşabilmesi, ancak ve ancak DİYALEKTİK DÜŞÜNMEYİ öğrenmesi ve bunu aklına ve yüreğine sindirmesinden ve kendisini bu mücadeleye adamasından geçer.
Sayfa 200Kitabı okudu
ah burjuva kadınları
Genellikle siyasal, iktisadi kültürel temel bilgilerden yoksun oldukları için de 'eli-yüzü düzgün' hale sokmakla bu kadınların köylü-halk kadnların durumlarını düzeltileceğine yürekten inanmışlardır.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
Batılı ve özellikle Amerikan kadınının Türkiye kadınlarına örnek gösterilmesi ve Türkiye kadınlarını bu tip kadınlara benzetilmeye çalışılması ve bunun da Batılılaşma olduğu inancının yaygınlaştırılması II. Meşrutiyet döneminde başlatılmışsa da en etkin biçimde gelişmesi ve yerine oturması Cumhuriyet dönemine rastlamaktadır.
Sayfa 173Kitabı okudu
1950-60 lı yıllar
Defalardır yinelediğimiz üzere, varlıklı sınıfın kızları/kadınları kadın haklarının saltanatını sürmüş, alt-yapının kızları/kadınları ise sürülen saltanatın "çileli" taşıyıcıları olmuşlardır.
Sayfa 173Kitabı okudu
İlkokula giden kızlara bakarak kızlarımız okuyor denemez. Çünkü Anadolu'da -1980'lerde bile­ kızlarını okula göndermeyi günah sayan -kendileri böyle şartlandırıldıkları için- ya da zorla gönderip bir kaç yıl sonra geri çeken on binlerce aile vardır.
Sayfa 171Kitabı okudu
Gerek menderes gerekse demirel 1973 seçimlerine dek kadın seçmenlerden büyük ölçüde yararlanmışlardır.oysa bu hükümetler döneminde (1950-1971) kadın parlementer sayısı azalmış, kadınların siyaset dışında tutulması neredeyse kesin kural haline getirilmiştir. Gericilik hareketleri (nurculuk, süleymancılık, ticanilik) bu dönemde eski gücüne erişmiştir.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
Kadınlara siyasi hakların verilmesi yönünde yapılan çalışmalarda Türk Ocakları'nın büyük katkısı olmuştur. Türkçülük akımının savunucusu olan Türk Ocakları, düzenledikleri çeşitli toplantılarda kadın haklarını işlemişlerdir. Türk kadınına ilk siyasal hakkı, belediye seçimlerine seçmen olarak katılma hakkı tanınmıştır.
Sayfa 146Kitabı okudu
Beterin de beteri vardır. Türksoylu müslüman anadolu kadını, sonra tüm anadolu beyliklerini çeşitli siyasal oyun ya da savaşlarla teker teker tarihin sahnesinden silinecek ve yerinde dev bir imparatorluk kuracak olan osmanlılarda toplumsal-tarihsel kişiliğini neredeyse tamamen yitirecek ve yeni bir kimliğe büründürülecek; evde, yatakta, tarlada en ağır koşullar altında çalıştırılan, bir değil iki kez sömürülen, düşünme yapmasına vakit, olanak ve hak tanınmamış olan toplum elemanı olacaktır.
Selçuklu kadınının durumu, göçebe Oğuz Türklerindeki kadının durumundan çok farklıdır. Göçebe oğuzlarda, kadın erkeğinden aşağıda kabul edilmemekte, kabilenin yönetiminde kendisine de danışılmakta yani kabilenin geleceğini ilgilendiren kararların alınışında iyi-kötü kendisinin fikri de sorulmakta; üretimden kendine düşen payı alabilmekte be cinsiyete göre işbölümü düzeni içinde çalışmaktadır.
(islamiyeti kabul eden Türklerde kadın) ... Bu toplumsal değişim ve çalkantılar elbette ki yüzyıllardır kendi gelenek ve inançları içinde, müslüman arap kadını ile kıyaslanmayacak kadar özgür yaşamış olan Türk kadınını da etkilemiştir.
287 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Kitabın ilk baskısını okudum (1975 basımı) benden önceki sahibinin adina imzalanmış bir kitap kitap hâlâ güncelliğini koruyor bir nevi tarih kitabı da diyebiliriz kadinlar için ilk Türk devletlerinde ki kadının önemini anlatıyor daha sonra Büyük Selçuklu Devletinde kadinlar in onemi daha sonra Anadolu Selçuklu devleti ve Osmanlı devletin de ki kadınlara verilen önemi anlatıyor daha Türkiye Cumhuriyeti de kadınlara verilen önem dikkat çekiliyor ayrıca kitabın son 4 ya da 5 sayfası kurucu Mecliste ve daha sonra ki Meclislerde yer alan Hanımları gösteriyor (bu ilk basım kitapta mevcut diğer basimlarda var mı onu bilmiyorum )
Türkiye'de Kadın
Türkiye'de KadınAytunç Altındal · Birlik Yayınları · 197555 okunma
8 Mart
1-) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, özü itibariyle iktisadi taleplerin yeraldığı bir girişimdir. Bazı feminist çevrelerin sandıkları ve göstermeye gayret ettikleri gibi soyut bir «Kadın -Erkek Eşitliği» hareketi değildir. Bu girişimin nihai hedefi işgücünün belirli bir azınlıkca sömürülmesine son vermek ve onun metalaştırılmasını önlemektir. 2-) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, ortaya çıkışı itibariyle siyasal bir girişimdir. Üretimci emek sahiplerinin iktisadi değer ve haklarının siyasal üst yapıyı belirleyebilmesine çalışır. Bazı feminist çevrelerin savundukları gibi «sadece kadınlara özgü bir siyaset» kurmak gibi bir hayati talep değildir 3-) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü içeriği itibariyle toplumsal bir girişimdir. Bireylerin toplumlarındaki özel sınıfsal konumlarına özgü koşul ve durumların tespitine çalışır. Bu özel koşul ve durumlardan doğan sorunları ele alır. Bu meyanda doğuştan kadınlara özgü «özel» sorunlara tekil kadın düzeyinde değil, toplumsal düzeyde çözümler araştırır ve önerir. Kadın - erkek ayrımı yapmaksızın ekonomik bağımsızlaşmayı ve siyasal özgürleşmeyi tesise katılmayı öngörür. 4) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü biçim itibariyle tarihsel bir girişimdir. Toplumun, gelenek tarafından değil, tarih tarafından biçimlendirilmesini (forme edilmesini) öngörür. Kadın cinsinin tarihsel işbölümünden doğan yabancılaştırıcı tüm iktisadi, siyasal ve toplumsal yapay değerlendirmelerden kurtarılarak insani değerlendirmelere yükseltilmesini öngörür.
Sayfa 173 - Anahtar Kitaplar,Kasım 1991Kitabı okudu
Reklam
Yeniden 1950 sonrasının Kadın'ına dönelim. Bu dönemde kadın işçi sayısı büyük bir hızla artmış, kentli varlıklı sınıfın kadınlarıysa Amerikan karışımı Bati kopyacılığına dört elle sarılmışlardır. 1950 - 1960 arasındaki Menderesli, Bayarlı, Koraltanlı, Demokrat Parti iktidarı sırasında, Türkiyeli Kadın'ın siyasal hiç bir etkinliği olmamıştır, daha gerçeği, Kadın Hakları özünde bir saptırmaya uğratıldığı için, olması da beklenemezdi zaten. Kentli varlıklı aile kızlarıysa, hızla burjuvalaşma sürecini doldurmakta olan ailelerin kızları, en pahalı ve iyi okullarda (yurt içinde ve dışında) yüksek öğrenimler yapmışlar; işçi - köylü ve orta sınıfın kızlarıysa, genellikle, ilkokul ile lise (kız sanat, sekreterlik v.d.) arası bir mezuniyetle yetinmek zorunda kalmışlardır. Varlıklı sınıfın kızlarından, meslek sahibi olanlar genellikle doktor, eczacı, kimyager, avukat, dişçi, bankacı, üniversite öğretim üyesi gibi bir anlamda «pozisyonlu» kartvizitlerin sahibi olurken, altyapının kızları genellikle fabrika işçisi, ilkokul öğretmeni, ebe, hemşire, sekreter, polis, tezgahtar gibi meslekler edinebilmişlerdir. (Bu meslekleri edinebilmeleri de çok ağır maddi fedakarlıklarla sağlanabilmiştir.)
Sayfa 141 - Anahtar Kitaplar,Kasım 1991Kitabı okudu
Okuyup yazma bilmeyen bir kadınsa başkasına yazdırıp gazeteye yolladığı bir mektupta şöyle demektedir: «Çok karılılığın Şer'an caiz olduğuna diyecek yok. Ancak sakın bir karı ile kanaat etmeyin diye bir emir var mıdır? İşte bunu sual ederiz.»
Sayfa 104 - Anahtar KitaplarKitabı okudu
103 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.