Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Uğurböceği

D. H. Lawrence

Uğurböceği Sözleri ve Alıntıları

Uğurböceği sözleri ve alıntılarını, Uğurböceği kitap alıntılarını, Uğurböceği en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Kırmızı, karanlık kalbimin gücüne inanıyorum. Tanrı göğsüme bir çekiç koydu, küçük, ebedi bir çekiç...”
Sayfa 55
Gerçekten gitmek, gerçekten ölmek, gerçekten sınırı geçmek ve terk etmek, terk etmek... Kendini terk etmek...
Reklam
Dünyadan asla nefret edemem. Ama insanın dünyasından nefret ediyorum.
günümüzdeki güçlü doğaya sahip insanlar böyleydi işte: içleri paramparça...
Kalbindeki acıma duygusu ve iyiliği asla öldürmemekte kararlıydı.
"Dünyanın sonundan mı söz ediyorsunuz?" "Hayır, hayır, hayır, hayır! Bu kadar tatlı kestaneleri olan dünyaya ne garezim olabilir ki? Sevdiniz mi? Bir tane daha alır mısınız?" "Hayır, teşekkürler." "Çitlerinde bile meyveler olan bir dünyaya ne garezim olur? Sarkan, tırmanan, kara, kırmızı salkımlı meyveler... Asla dünyadan nefret etmem. Ama insanın dünyasından, evet Leydi Daphne." Sesi bir fısıltıya dönüşmüştü. "Nefret ediyorum," diye tısladı. "Çarp küçük yürek! Çarp, çarp, vur, kır! Oh Leydi Daphne!" Gözleri bir ateş çemberiyle çevrelenmişti. "Ne?" dedi Daphne korkuyla. "Ben karanlık, kırmızı yüreğimin gücüne inanıyorum. Tanrı benim göğsüme bir çekiç yerleştirdi. Küçük, ölümsüz bir çekiç. Vur, vur, vur! İnsanın dünyasına vuruyor, vuruyor, vuruyor! Ve o çekiç çatlamanın ince sesini duyabiliyor. Çatlamanın ince sesi. Dinleyin!"
Reklam
Gerçekten yaşayan ate­şin dünyası karanlıktır.
"Mutlu olmayı nasıl başardınız?" dedi Daphne. "Size nasıl söyleyeyim? Dağları yükselten gücün, o dağları yıkabileceğine de inandım. Ne kadar uzun sürerse sürsün."
Küçük bir kuş olsaydım Ve iki küçük kanadım olsaydı Sana uçardım.
“İyileştiğinize öyle sevindim ki." "Ben sevinmedim." "Neden? Eminim sevinmişsinizdir. Tıpkı bizim sevindiğimiz gibi. Çünkü iyileşmenizi istiyoruz." "Teşekkür ederim. Oysa ben ölmeyi istemiştim."
Reklam
Kara gözleri şiddetle Daphne'ninkilere baktı. Daphne neredeyse kendinden geçmiş bir halde gözlerini kaçırarak, tekdüze, büyülenmiş bir sesle: "En iyisi, öfkenizden kurtulmanız. Ama neden öfkelisiniz?" dedi. "Nedeni yok. Aşktan söz ediyor olsaydık bana neden aşıksınız diye sormazdınız. Ama bu öfke, öfke, öfke! Buna başka ne ad verebilirim ki? Ve nedeni de yok." Tekrar koyu, keskin, sorgulayan sancılı gözlerle Daphne'ye baktı. Daphne gözlerini kaçırarak, "Bundan kurtulabilir misiniz?" dedi. "Bir bomba patlayıp beni bin parçaya bölse bile," dedi Kont, "içimdeki öfkeyi yok edemez. Bunu biliyorum. Hayır, hayır, asla yok olmayacak. Ölüm de kurtuluş değil. Öfke, ölsem de içimde sızlanır ve gıcırdar. Leydi Daphne, Leydi Daphne, tüm sevgimizi tükettik. Geriye kalan yalnızca bu.''
"Neden her şeyden nefret ediyorsunuz?" dedi Daphne yüzü burularak. "Her şeyden değil. Özgür olsaydım! Kanunun dışında olsaydım! Ah, Leydi Daphne, insan kanunun dışına nasıl çıkar?" "Kendi içine bakarak," dedi Daphne, "dışarıya değil." Kontun yüzüne daha büyük bir tiksinti geldi. "Hayır, hayır. Ben bir erkeğim, ben bir erkeğim, küçük olsam da. Kabuğunun içine kıvrılan bir ruh değilim. Ruhumda öfke var, öfke, öfke! Öfkem için bana fırsat verin. Bunun için fırsat verin."
"Her şey eşini bulur," dedi Kont. "Gelincik de, sansar da, şahin de. İnsan hep sanır ki yalnızca kumru, bülbül ve geyiklerin sevecen eşleri olur.”
Ay hadi sevişin hemen!
Sessizdiler. Ansızın gizliliğin tuhaf heyecanı aralarında beliriverdi. Bir şeyler Daphne'nin asla itiraf edemeyeceği, hüznün ötesinde, değişik, gizli, heyecanlı bir paylaşıma dönüşmüştü.
88 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.