Uzun zaman sonra bir inceleme yazma ihtiyacı hissettim. Orhan Pamuk’tan ilk okuduğum kitap olması dolayısıyla çok büyük beklentilerle başlamıştım bu romana. Adı üstünde roman olmasını beklerken tarihi bir gerçeklik mi okuyorum yoksa tamamen yazarın kurguladığı bir dünyada mıyım çok çelişki yaşadım. Daha önce veba konusunun geçtiği kitapları okuduğumda şimdiye kadar en başarısız gördüğüm kitap maalesef ki bu oldu. Bana nedense fazla iğneleyici bir üslup kullanılmış gibi geldi özellikle müslüman halka. Ayrıca tarihte gerçekten böyle bir şey yaşandı mı yaşanmadı mı diye sürekli bir ikileme düştüm. Vebanın etkisinden çok dönemin siyasi çalkantılarının ön plana çıktığı bir kitap olmuş, ama beklentim vebanın Osmanlı’yı nasıl etkilediğini güzel bir kurguyla verilmesiydi. Yer yer çok sıkıldım, artık bitsin diye baktım. Tarihi bir gerçeklikle bakamadım kitaba ki roman adı üstüne tarihi bir kitap okumak isteseydim alır onu okurdum. Beni hiç tatmin etmedi, gereksiz tasvirlerle dolu bir kitaptı bence. Yazarın hayat görüşünü yer yer hissedebiliyoruz. Genel anlamda beğenemediğim maalesef zorla okuduğum bir kitap oldu. Kitabın son bölümünde ise tarihin bu kadar kurmacayla verilmesi ve bunun tarihi gerçeklik gibi algılatılmak istenmesi bilemiyorum ama ne derece doğruydu? Evet biz Türkiye Cumhuriyeti insanları tarihimize iyi kötü hakimiz ama sen evrensel bir yazarsın Orhan Pamuk, bu yüzden tarihi bir kitap mı yazmak istedin yoksa bir kurgu mu önce buna bir karar verseydin. Sonuç olarak elimde sürünen bu kitabı bitirdim. Orhan Pamuk’a saygım sonsuz Nobel ödüllü bir yazarımız sonuçta ama uzunca bir süre sana elveda sevgili yazarım :)