Kitap 1,5 günde bitti. Nasıl güzel bir dil. Mest oldum okurken. Konu kesinlikle sıradışı. Bir tel kadar gergin, bir bıçak kadar keskin.
İnsanların hayatları inişli çıkışlı ilerler. Hayatımızın gidişatına maalesef bizler karar veremiyoruz. Önce evden mutluluk gider sonrasında hüzün girer içeri. Mutlu huzurlu bir hayat sürerken, birden ip kopar, ışık söner, her şey darmadağın olur. Sudan çıkmış balığa dönersiniz. Çırpındıkça batar, daha derine inersiniz. Dost, akraba önceden etrafınızda pervane olurken, yapayalnız kalırsınız.
Bir kaza sonucu tekerlekli sandalyeye mahkûm olan bir baba. Sonra annenin evi terk edişi. Baba, oğulun yaşam mücadelesi. Deniz'in başına gelen talihsiz olaylar.
Okurken tüm olayları bizzat yaşadım. Tüm duygular, tüm hisler kitabın iki kapağı arasında. Yok böyle bir dil, yok böyle bir anlatım. İlk satırlardan itibaren kayboldum adeta. Zaman ne ara geçti, saatler nasıl ilerledi bilmiyorum. Ağdalı kurgusu yok, yazılan kurgunun ikna ediciliği üst seviyelerde. O kadar gerçekçi yazılmış ki her şey, ayağımın altında çakıl taşlarını bile hissettim. Aldatılmayı, yalnızlığı, hüznü derinden hissediyor, siz de onunla birlikte savunmasız kalıyor, onun korkularıyla yüzleşiyor ve çaresizliğin kokusunu duyuyorsunuz. Okuyun, mutlaka ama mutlaka okuyun. O kadar güzel yazılmış ki...Yazarı tebrik ediyor, ayakta alkışlıyorum
