Yasak Zevkler Kitabı

Federico Andahazi

En Beğenilen Yasak Zevkler Kitabı Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Yasak Zevkler Kitabı sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Yasak Zevkler Kitabı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ruhbanlara kafa tutmak, yüreğe bak :)
Koster, Katedrale papaz yardımcısı olarak girmesinin ardından ne kadar önemsiz görünürse görünsün her işi büyük bir sorum­luluk duygusuyla yapmıştı. Oradaki ilk işi mum üreticiliğiydi. (..) Mum kalıpları çıkarmak için kil, farklı imgelerin biçimlerini yakalamak içinse balmumu kullanıyor­du. Daha sonra, sıradan insanlar ve onların gündelik işleriyle haşır neşir olmadan insan ruhunu asla tanıyamayacağına inandığı için cüppesini çıkarmaya ve çok çeşitli dünyevi işler­le meşgul olmaya karar verdi:Günlük ekmeğini kazanmak için tarım işçisi olarak çalıştı ve ağır çalışma koşullarını köy­lülerle paylaştı; alt tabaka bir tavernada meyhanecilik yaptı ve suçluların ruhunu, dertlerini alkolde boğma gereksinimi duyanların zayıf kişiliklerini, uyuyamayanların çaresizlikleri­ni, suçluların hizmetini satın alan ve zayıf kişiliklerle çaresiz­lerden menfaat sağlayan kudretlilerin yolsuzluklarını tanıdı. (..) Ne zaman ki elleri sert, yanık ve güçlü oldu, ne zaman ki ruhu ihtiyacı, acıyı ve alt tabakanın çoğunun mustarip olduğu mer­hametsizliği tanıdı, ancak o zaman, olmayı hiç bırakmadığı rahip görüntüsüne bürünmek için cüppesini yeniden giymeye karar verdi. Laurens Koster yeniden katedrale döndüğünde, İncil'den farklı pasajların tasvirlerini levhalara basarak, Kutsal Söz'ü okuma bilmeyenler arasında yaymaya adadı kendini.
Sayfa 87 - Koster, Gutenberg'ten önce matbaayı icat ettiği iddia edilen kişi
"Güvene dayalı ortak bir uzlaşıdan, bir anlaşmadan başka bir şey olmayan para, anlam itibarıyla zaten sahte bir şey: Gerçek para iyi niyetİn bir sahteciliği; sahte para kötü niye­tin bir sahteciliği. Değer paranın kendisinden değil insanın niyetinden kaynaklanıyor. Malların fiyatını kim belirleyebi­lir? Bir somun ekmekle küçücük bir madeni yuvarlak arasın­da hangi doğal denklik ilişkisi var? Şayet bir gün dünyadaki bütün buğday biterse, kimsenin aklına altın paraları mideye indirmek gelmeyecektir. Çok susayan bir prens tüm servetini bir küp vaha suyuyla değiş tokuş etmekte tereddüt etmeye­cektir. Ama şu da var ki, eğer o son su ise kimse bu teklifi ka­bul etmeyecektir. Ne su, ne hava, ne toprak, ne yuva, ne ek­mek, ne de balıkların sahtesi yapılabilir. Sadece kendisi za­ten bir sahtecilik ürünü olan bir şeyin sahtesi yapılabilir, ya­ni kendi başına bir işe yaramayan ya da kendi başına bir de­ğer teşkil etmeyen bir şeyin."
Sayfa 38
Laiklere verilmeyen ayrıcalık ^_^
O güne dek el yazmalannı kopyalama ayrıcalı­ğına sahip olanlar sadece din adamlanydı. Kilise bu işin baş­ka ellere doğru yayılmasına iyi gözle bakmıyordu. Ruhban sı­nıfı, kutsal kitapların kutsal mekanlarda kopyalanması gerektiğini, din dışı kitaplarınsa, tıpkı ölümlülerin ilk günahtan ve sonra işleyeceklerinden bağışlanabilmeleri için vaftiz edil­mek zorunda olmaları gibi, din adamları tarafından kutsan­masının zorunlu olduğunu savunuyordu. Ayrıca laiklerin her­hangi bir sözcüğün yerine çaktırmadan başka bir tane koya­rak İncil'in anlamını değiştirmelerinden korkuyorlardı, zira bu ayrıcalık asırlardan beri onlara aitti.
Sayfa 52
''Ne su, ne hava, ne toprak, ne yuva, ne ek­mek, ne de balıkların sahtesi yapılabilir. Sadece kendisi za­ten bir sahtecilik ürünü olan bir şeyin sahtesi yapılabilir, ya­ni kendi başına bir işe yaramayan ya da kendi başına bir de­ğer teşkil etmeyen bir şeyin."
Yabancılar için bu laik manastırlar büyük bir şaşkınlık sebebiydi ve onlarda çoğu söylentilerden kaynaklanan birçok fantezi uyandırıyorlardı. (..) Beginlerin(Hofje sakinleri) aynı za­manda, tıpkı Sappho gibi, şair, yazar ve kitap aşığı olmaları gibi tuhaf -bazı kilise mensupianna göreyse affedilmez- bir olay bu hayal ürünü düşüncelere katkıda bulunuyordu. (..) Kilise hiyerarşi­si bu yazar kadınların dindışı dünyevi konulardan bahsetme özgürlüğüne sahip olmalarına ya da daha da kötüsü, kendi­lerinin bir ön izni ya da bir son yorumları olmadan, kutsal şeyler hakkında yazmalarına müsamaha göstermiyordu. As­lında, din adamları onların kadın, yazar, din dışı olmalarına ve kutsal inanca ters düşen ya da daha da kötüsü dinle ilgili hayallerini Flamanca, Hollandaca, Fransızca ve Almanca gi­bi bayağı halk dilinde yaymalarına tahammül edemiyorlardı. Ama Beginlerin içinde en kötü kaderi yaşayan Marguerite Porete oldu. Muhteşem kitap 'Basit Ruhların Aynası'nın yazarı Engizisyon'un odun ateşi üzerinde dizeleriyle birlik­te can verdi. Chalons piskoposu tarafından mahkum edilip 1 Haziran 1310 günü Greve Meydanı'nda canlı canlı yakıldı.
Sayfa 99
''Gutenberg ünlü ol­mak için yaratıldığına inanıyor ve içinde, geleceğin kendisine ait olduğuna yönelik samimi bir duygu barındırıyordu. Ne var ki, isminin Almanya'nın belleğine bir kahraman ya da alçak­ların en alçağı olarak kazınması için eşit sebepler mevcuttu.''
''Görünüşte aralarında hiçbir bağ yokmuş gibi görünen bir­ çok olay, bazı durumlarda, tesadüf ve kaderin düğümlediği görünmez iplerle birbirlerine bağlıdır.''
27 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.