Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Yaz Düşleri Düş Kışları
Tomris UyarEn Yeni Yaz Düşleri Düş Kışları Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Yaz Düşleri Düş Kışları sözleri ve alıntılarını, en yeni Yaz Düşleri Düş Kışları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Selam sevgili okur!
Yaz Düşleri Düş Kışları'nın içerisinde toplamda dokuz tane öykü yer alıyor.
Öykülerin her biri kendi içerisinde farklı bir yapıda. Fakat her birinde olaylar ve karakterler belli ki özenle seçilmiş. Her öyküde Tomris Uyar yaşadığı dönemden bir karakteri karşınıza çıkarıyor. Kısacık öykü olmasına rağmen karakterin iç dünyasına girip, onun duygularına, sevinçlerine, hayal kırıklıklarına ve içsel kavgalarına kulak veriyorsunuz.
Öyküler kesinlikle odaklanarak dikkatlice okunmalı aksi taktirde sonuna geldiğinde başını unuttuğun bir öykü okumuş olursun.
Kimi öyküde sadece bir karakterin hesaplaşmasına tanık oluyorsun, kimisinde de birden fazla karakteri aynı öykü içerisinde ve hatta aynı mekanda buluyorsun.
Tomris Uyar özellikle ince detayları fark etmesiyle benim ilgimi çeken yazarlardan biridir ve buradaki öykülerde de bolca bu detayları görebiliyorsun.
İnsanların dikkatini çekmeyen ama yaşamını etkileye minik minik izler vardı.
Kolay okunan bir öykü kitabı diyemem, dikkat gerektiren bir eser. Benim oldukça beğendiğim, özellikle sorgulatan ve fark ettiren yanı ile keyif aldığım eserlerden biri oldu.
Herkese keyifli okumalar dilerim.
İsterseniz YouTube kanalıma da bakabilirsiniz.
youtube.com/c/EL%C4%B0FBEGE...
“Diyorum ki kişinin doğum tarihi pek önemli değil aslında, dünyaya gözlerini açmak daha önemli.”
Çok sevdiğim bu alıntısı meğer bu kitaptanmış.Tomris Uyar her öykü kitabının belli bir temanın etrafında döndüğünü söyler. Yani elbette her öykünün ana konusu olacak şekilde değil ama kitapların isimlerine de çoğu zaman yansıyan,alttan alta hissedilen hoş bir ortaklık söz konusu olur. Bu defa isimden de anlaşılacağı üzere imgesel öğeleri bol öykülerle karşımızda. Bilinçli bir tercih olmasa da her güne bir öykü şeklinde okumam bu imgeleri karıştırmadan özümsememe yardımcı oldu.
Açıkçası ilk öyküyü pek sevememişken sonrakilerde yavaş yavaş yine o sevdiğim haline döndü. Onun öykülerinde kahramanları, bir kameraman edasıyla yerleştirerek sinemaskopik bir hava vermesine bayılıyorum!”Oyun” u pek sevdim ama esas kalbimi çaldığı öyküsü “Zula” oldu ki bu bana göre şiir-öykü diyebileceğimiz yepyeni bir tür olmuş.Yakın dostlarına doğum günlerinde kendisine bir şeyler yazmasını isteyen Tomrisciğim, bu defa sanırım bu durumdan ilham alıp “bir doğum gününe” “Edip‘e” ithafıyla şahane bir öykü çıkarmış.
Sonuç olarak yine, tanımlayamayacağım kadar hoş ve özgün tarzını yansıttığı bir kitaptı.
82 syf.
9/10 puan verdi
Rafta duran Tomrislerimden elim bu kitaba gitti çünkü kapak tasarımını görüp kitabın adını tekrar tekrar okuyunca başka türlüsü olmuyor.
Gerçekle düş arasında gidip geliyor öyküler. Her biri hayatın içinden ama anlatımı kendine özgü. Derin anlatımıyla kısacık öykülerde büyülüyor Tomris kelimeleriyle, cümleleriyle. Karakterle bağ kurduruyor, biten yaza veda ettiriyor, gelen sonbaharı birlikte karşılattırıyor karakterle okura. Yalnızlığı, hüznü, mutluluğu, gökyüzünü, rüzgarın fısıltısını anlatırken ülkenin toplumsal sorunlarına da selam veriyor öyküler. Çokça sevdim, çünkü Tomris.
Öyle güzel kurgulanmış ki öyküler, öyle akıcı ve etkileyici ki her birini daha uzun dinlemek istedim, her öyküdeki karakterin daha derin anlatıldığı uzun bir roman olmasını. Hepsinin hikayesini ayrı ayrı, uzun uzun okumayı istedim. Kim bilir o zaman neler anlatırdı canım Tomris.
Son öyküde (Kuşluk Rakısı) dediği gibi:
"Sonra daldı. Ben de daldım uzaklara. Şu dize geldi nedense aklıma, yüksek sesle söyledim kendi sözümmüş gibi."
"Ama nasıl hatırlayabilir ki insan
Uzak yollarda karşılaştığı bütün tanışları?"
Yolun bir yerinde karşılaştığım Tomris, Yaz Düşleri Düş Kışları öyküleri ve karakterlerini ne kadar ve nasıl hatırlayacağım bilmiyorum ama bana yaşattığı gerçekle düş arasındaki hissi unutmayacağım.
İlk defa Tomris Uyar okudum. Ve kalemini çok geç keşfettiğimi düşünüp bir miktar üzüldüm. Zaten öykü kitapları okumayı seven biri olarak, bu kitabı çok çok beğendim. Yazarın hayal gücü, oluşturduğu cümleleriyle sizi kendisine ve kitabın içine, olay örgüsüne öyle bir çekiyor ki, efendim mis gibi edebiyat kokuyor ortam. Çok beğendim tüm öyküleri. Yazarın diğer tüm kitaplarını da almayı düşünüyorum. Kitap gerçekler ve düşler üzerine kurulu. Kafamı toplayıp bir türlü hakettiği derecede güzel yorum yapamıyorum, çünkü hala o öykülerin içindeyim, hala onları yaşıyor muşum gibi hissediyorum. Belki abartı gelebilir bu övgü size. Bilmiyorum, ben çok sevdim. Ya diyecek o kadar çok şey var ki... Edebiyatı iliklerinize kadar hissediyorsunuz bu kitapta. Hemen gidip alın bu kitabı :)
Yaz Düşleri Düş Kışları kitabını bitirdim .
Tomris Uyar’ın okuduğum ilk kitabı . Aslında Tomris Uyar merak ettiğim , tanışmak istediğim kadınlardan biri olmuştur hep . Neden bilmem içimde bir yerlerde özel bir sempati duyarım ona .
Üç şairin şiirlerine ilham olmuş bir kadından bahsediyoruz sonuçta .
Yani bu kadın benim gözümde çok cool , zeki , etkileyici bir kadın olarak belirdi , Zerafetini hissettim hep. Madem öyle neden daha önce hiç bir kitabını okumadın derseniz o da benim ayıbım
Kitaba gelecek olursam 9 öyküden oluşan bir eser . Biraz kafam dağılsın diye başlayıp kafamı daha da yoran kitaplardan biri oldu .
İyi ki okumuşum listesine bir kitap daha eklendi neyse ki .
Etkileyici bir anlatımı var bir kere . Gündelik hayatların düşlerle harmanlanması böyle güzel ifade edilebilirdi . Ve bir isim bir kitaba bu kadar güzel otururdu heralde .
Düşlerin sıcacık dünyasında gezerken karşına çıkan buz gibi gerçekler silsilesi …
Her düşün aydınlatmadığı , bazı düşlerin karabasan gibi insanı sıktığı gerçeği ….
1980’lerde yazılmış bir kitabı okuyup günümüzü anlatıyor sanmak sanki ….
Velhasıl seni tanımakta bu kadar geciktiğim için üzgünüm Tomris Uyar .
Bu kadar zarif bir kaleme , yumuşacık bir dile sahip olduğun için, beni düşlerde gezdirip , gerçekleri sunduğun için teşekkür ederim.
Tomris Uyar'ın öykü tekniğinde farklı bir açı:
Öykülerin arasına şiirler sıkıştırılmış. Türk Halk öykülerinin manzum-mensur karışımı gibi.
Bununla da yetinmemiş yazarımız araya fotoğraflar eklemiş. Belki kitabı okurken dalıp da yaz düşleri kurmamızı istememiş. Epik tiyatrodan ( B.Brecht) esinlenerek anlatılanların birer öykü olduğunu,gerçeklik olmadığını aktarmak istemiş.
Bir de İngilizce adresler var, afişler.
Oteller,Beyoğlu, İstanbul sokakları mekan alınmış öykülere. Yalnızlık, kırgınlık,başkaldırının mahallesini anlatmış.
Zaman zaman toplumsal, siyasal sorunlara değinir.
Onun kadın kahramanlarında ilk ilginç tip olarak burada Meserret Hanım'ı tespit ettim: Önce sosyete mensubudur, sonra bir halk tipine dönüşür, sonunda kendi içine kapanan bir yalnız tipini oluşturur.
Bir yaşama sığdırılan bu denli büyük değişimler...