Ah be Raif efendi, ne bedbaht adammışsın sen... Bir hüzünlü aşk hikayesi bu kadar mı güzel anlatılır, bu kadar mı gerçekçi yaşatılır okura?... Kürk Mantolu Madonna ikinci defa okuduğum ender romanlardan biridir, ikinci okuyuşumda da en az ilk okuyuşumdaki hazzı aldığımı, aynı duygu yoğunluğunu yaşadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Kitabı okurken Zwieg’in “Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu” nu okurkenki hislere benzer hislere kapıldım. Her iki romanda da kahramanları hakkında derin psikolojik tahliller yapılarak melankolik bir aşk hikayesi işlenmiş, her iki romanı da hiç sıkılmadan, hiç bitmesini istemeden zevkle okudum. Ayrıca Sabahattin Ali ile Stefan Zweig’in aynı dönemlerde yaşamış yazarlar olması da ilginç bir anekdot sanırım. Kitabı şiddetle tavsiye ediyorum. Ayrıca Zweig sever olup da henüz Kürk Mantolu Madonna’yı okumayan varsa çok şey kaçırdığını belirtmek isterim.