Sanırım japon edebiyatına biraz alışmam zaman alacak.
Kendimi sonuna kadar birşey oldu olacak diye bekleyerek bitmiş bir iran filmi izlemişim gibi hissettim.
Cok yavaştı kitap olay yoktu ,karakter yoktu, yazarın anlatımı çok uzun ,yavaştı .
Eser hiçbir yerde merak uyandırmadı .çok fazla detay uzun anlatımlar vardı .
Bilemiyorum negatif yorum yapmak istemezken pozitif bir cümle bulamadım yazmaya .
Herkesin kitaptan aldığı haz farklıdır.
Sevilen bi eser ki bana da tavsiye edildi. Ama bana o his geçmedi
Üzüldüm…
GönülNatsume Soseki · Maya Kitap · 20181,564 okunma
Bir klasik esere başlamak beni her zaman heyecanlandırır çünkü baştan bilirim ki beni çok değişik karakterler insanlar, duygular beklemektedir. Heyecan duyarım çünkü hele önceden yazarın başka eserlerinden etkilenmişsem, kitaba sırtımı dayayabileceğimi bilirim. Heyecanlanırım, bilirim ki karşılaşacağım bir cümle hayatımızın belli noktalarına
Lisede okulun son günleri neredeyse bomboş sınıfta filmini izlemiştim.. Yıllar sonra öğrendim bir kitaptan esinlendiğini tabii ki alıp okudum. Filmi çok sevmiştim benim için özel bir anlamı vardı ve en az filmden etkilendiğim kadar kitaptan da etkilenmiştim. Kâh siyasi kâh toplumsal referansları çok hoşuma gitmişti, aşkın masumiyeti, saflığı, içindeki çatışma... Mesela filmde sürekli bir yolculuk içindeydi karakterler, eee ben de öyleydim... Tekrar filmi izlediğimde filmin kitaba bu kadar sadık olması ayrıca mutlu etmişti beni. Bende yeri ayrı olduğu için tarafsız bir inceleme yapamayacağım buraya kadar okuduysan kitaba dair havalı,çok bilmiş cümleler bekleme benden... Sadece şunu belirtmek isterim , kitapta şöyle bir cümle geçiyor:
“Kitapların da bir kaderi vardır...”
Ben bir kitabı okurken altını çizerim yüreğime değen yerlerin... Bunu da çizdim... Sonra o altını çizdiğim yerlerin olduğu kitabı artık tanımadığım birine hediye ettim ki filmi de lisede beraber izlemiştik... Yıllar geçmiş üzerinden... Geçenlerde kitaplığımı dizerken bu kitabın bende olmadığını fark ettim. Nasıl olmazdı bu kadar sevdiğim bir kitap başta şaşırdım hatta kitabı aradım... O kadar unutmuştum ki, kitabı verdiğimi bile kazıyıp sökmüşüm aklımdan... Veshasılı kelam filmi, filmi izlediğim yılları unutmak için eski bir baskısını geçenlerde sipariş ettim yeni baskısında filmin kapağı vardı zira... Bu baskısının bir zamanlar bende olduğunu, bu kitabı okuduğumu, hediye ettiğimi gene unutacağım...
Ne yapalım bu kitabın da kaderi buymuş... Unutulmakmış...
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336,4bin okunma
Herkese merhaba,
Neden bilmiyorum bu aralar para yönetimi ile ilgili kitaplar ilgimi çekmekte.
Daha önce de bununla ilgili birkaç kitap okumuştum.
İçlerinde en beğendiğim
Zengin Baba Yoksul Baba idi.
Fakat bu kitapta ondan daha aşağı kalır bir kitap değil. Hatta bu kitap ondan çok daha eski 1926 basımı...
En önemli özelliklerinden bir tanesi de eski
İnsan
eşref-i mahlûkattır derdi babam
bu sözün sözler içinde bir yeri vardı
ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman
bu söz asıl anlamını kavradı
geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından
geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı
kararmış rakamların yarıklarından sızarak
bu söz yüreğime kadar alçaldı
damar kesildi, kandır
Kitap sohbet havasında geçiyor, zaten denemelerde belli bir konu üzerinde durulmaz, aynen o şekilde yazılmış. Kitabın dili ne kadar hafif ve az önce söylediğim gibi sohbet havasında geçse de yazarın üslubu oldukça ağırdı. Bir konu hakkında söyleyeceklerini can yakıcı olsa da açık seçik söyleyebiliyor. Bu yazarın insanlara dair hiçbir çekincesi