Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kitap Listesiii
Lordlar ve Varisler Krallar ve Soytarıları 17 Numara-Katliam 17 Numara-Piyes Emare-Sarmaşık Emare-Pusula Emare-Maske Onun Şeytanları
Zehra
Demir kapıyı açıp karanlık avludan içeriye girdi. Avlu soğuktu. Biraz yürüdükten sonra geniş tahta merdivenin önüne geldi. Kapancanın boşluklarından beliren ışık, evdekilerin uyumadığını gösteriyordu. Kirli fistanın içine üşüyen ellerini koyarak beklemeye başladı. Iki saat kadar bekledikten sonra kapancanın üzerindeki ışık süzmeleri çoğaldı.
Reklam
Benim Hikayelerim II
Gelelim sana, hiç bu kadar susmak istememiştim... Bizim mevzular belliydi de, kafamız karışıktı işte biraz. “Kendi düşmanına kıyamadığında, dostuna hainlik üzerine konuşmaktan da caymalı insan.” demişti Sara hatun. Yani insan ki; omuz omuza yürür, uzun uzadıya böyle yollarda yan yana akar, süzülür ve gider ya hani. Demem o ki, oğlum Mehmet, “Aynı
Sağ Bileğim (+18)
Saat 09:00 Bu sabah yoğun kar yağışı altında Odessa’ya indim. Yolculuğun böyle acil olanından çok nefret etsem de seçme şansım olmadığı için yolculuk boyunca Bay Pavel’e sövmeyi kendime oyun edinip, çokta eğlendim. Uçağın iniş takımları açıldığında ise Bay Pavel’in sadece kulaklarının ardı kalmıştı dokunulmamış. Kıpkırmızı yüzü bu alengirli
#2018#Haziran#okundu/bitti (5058)
1=Şibumi /Trevanian (445) 2=Acı çikolata /Laura EsQuivel (221) 3=Anılar /Ilya Ehrenburg (288) 4=Kaputt/Curzio Malaparte(594) 5=Yılanı öldurseler /Yaşar Kemal (102) 6=Bir Alkoliğin anıları /Jack London (268) 7=Savaştan sonra /Carol Matas (150) 8=Baraganın Devedikenleri/Panait Istrati (135) 9=Demiryolu serseriler /Jack London (200) 10=Dünyayı Sarsan 10 gün /John Reed (368) 11=Tolstoy un yaşamı /Romain Rolland (145) 12=Bet_Şeba/Torgny Lindgren (274) 13=Ademden önce /Jack London (192) 14=Savaşta bir yazar Vasili Grossman Kızıl orduyla 1941_1945 /Antony Beevor (382) 15=Düşünüyorum öyleyse vurun /Ilhan Selçuk (206) 16=Kız, Kar ve Kan /Jack London (251) 17=Yüzyılın Lideri /Sinan Meydan (399) 18=Bir ıngiliz afyon tiryakisinin anıları /Thomas de Quincy (133) 19= Allahın kullanılması ve kut istismarına karşı Atatürk /Necati Ulunay Ucuzsatar (305)
Gelelim sana, hiç bu kadar susmak istememiştim... Bizim mevzular belliydi de, kafamız karışıktı işte biraz. “Kendi düşmanına kıyamadığında, dostuna hainlik üzerine konuşmaktan da caymalı insan.” demişti Sara hatun. Yani insan ki; omuz omuza yürür, uzun uzadıya böyle yollarda yan yana akar, süzülür ve gider ya hani. Demem o ki, oğlum Mehmet, “Aynı
Reklam
BU KADINLARIN ÇIĞLIKLARINI DUYUN! (Sema Maraşlı) On sekiz yaş altında evlenmenin cezasını çeken genç kadınlar onlar. Severek isteyerek düğünle dernekle evlendikleri kocaları hapiste, gerçek tecavüzcülerle aynı koğuştu yatıyor. Onlar da dışarıda babasız büyütmek zorunda kaldıkları çocukları ile hayat mücadelesi veriyorlar. Kocaları hapiste
TANYA....
1942 yılının Ocak ayıydı. Moskova buz kesmişti... Öyle soğuk bir yel esiyordu ki ölüm bile üşüyordu. Moskova yakınlarında bir cenaze töreni; gömülen 18 yaşında bir genç kız. Sessiz sedasız, gencecik bedeninin üstü buzlu toprakla örtülüyordu. Mezarın başındaki tahtada şunlar yazıyordu: Zoya Kosmodemyanskaya. Peki kimdi bu Zoya Kosmodemyanskaya,
Hep en sevdiğim şiir olarak kalacaksın..
Nokta Noktam, Dün bir dosttan uzun bir mektup aldım. Beni anlatmış sana ve sen de ona, "Unuttum artık onu." demişsin. Hem bu sözü gülerek, medar-ı iftiharla söylemişsin. Unutamazsın Nokta Noktam, unutamazsın. Çünkü, unutmak için önce unutulmak gerek. Oysaki sen, hâlâ bende esen eski kavak yelisin. Kan değil, tüküremezsin. Ruj değil,
doğdukları yerde ölenler sıcak öğle sonları, kan uykularda serinliği dipsiz kuyuların soğutulmuş testilerde sızıntı güneş birden devrilir gider ve geceleri titrer fenerler hiç şikayet etmezler doğdukları yerde ölenler dağ başında bir köyde kar altında dal gibi bir kız munzur dağı gibi köye yazgılı çeşme başındaki gülüşmeler dünya onlar için dönmez bilmezler yol yorgunluğunu sesleri yankı bulur hep aynı kayadan, aynı saat diliminden düşlerinde çin ü maçin'e giderler doğdukları yerde ölenler.
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
Reklam
Fransız Azizesi (Jeanne D'Arc) Mayıs Ay'ı Etkinliği
Kasım ayının son günleriydi, kar erkenden Domremy köyüne çökmüş, yüzyılın en derin kışlarından birine şahitlik eden köy sakinleri – bahar gelene deyin o kış yüz yirmi yedi kişi hayatını kaybetmişti- kara kışın bu sene sonuna kadar bitmeyeceğini dile getiriyorlardı. Bazı köylüler aralarında buğday ve çavdar ile iddiaya dahi girmişlerti. Kış
Doğdukları Yerde Ölenler
Bozkırda bir kasabadan geçerken Tozlu yolda iki sıralı kahveler Öyle sakin kıpırtısız Otobüsü süzerler Doğdukları yerde ölenler Sıcak öğle sonları, kan uykularda Serinliği dipsiz kuyuların Soğutulmuş testilerde sızıntı Güneş birden devrilir gider Ve geceleri titrek fenerler Hiç şıkayet etmezler Doğdukları yerde ölenler Dağ başında bir köyde Kar altında dal gibi bir kız Munzur dağı gibi köye yazgılı Çeşme başındakı gülüşmeler Dünya onlar için dönmez Bilmezler yol yorgunluğunu Sesleri yankı bulur Hep aynı kayadan, aynı saat diliminden Düşlerinde Çin-ü Maçin'e giderler Doğdukları yerde ölenler Zülfü LİVANELİ
Jack London
Jack London
Kitaplarını üst üste okuduğum dönemde sanırım beni en çok çeken yanı çok yönlü olması ve asla basmakalıp metinlere yüz vermemesiydi. Deniz Kurdu'nda saf halde bir kötü adam portresi çizerken kendini aşması, Demir Ökçe'de sosyalizm tutkusunu fütüristik bir öykülemeyle yansıtabilmesi, Oyun, Şampiyon ve Meksikalı'da boksu bir
FİRUZE
—bilmeyenler seni ne anlasın Firuze Sen hayal ustu bir kadınsın— Gün doğar Gece aydınlığa karışır Saçlarını umut gibi Yaralı yüreğinle toplarsın Hayata her gün bir adım
suyun ayak sesi
* suyun ayak sesi * annemin sessiz geceleri için! * * kaşan şehrindenim * fena sayılmaz halim, * bir lokma ekmeğim var, biraz aklım, * iğne ucu kadar da zevkim. * annem var, ağaç yaprağından daha güzel,
141 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.