''Her yazarın bir Çukurovası vardır'' der Yaşar Kemal. Her yazarın, her insanın doğup büyüdüğü topraklardan etkilendiğine inanır. Kendinsi de memleketi Çukurova'yı, Anadolu topraklarını anlatır her eserinde. Efsaneleşmiş Anadolu hikâyelerini, Anadolu'nun kahramanlarını, çalışma şartlarını, işçileri, köylüleri işler, onların sesi olur eserlerinde. Her eserinde mücadeleci, hakkını arayan bir kahraman, bir de ona ve halkına elinden geldiğince zulmeden, hak yiyen bir köy ağası, patron vardır. Üç Anadolu Efsanesi'nde de kuşaktan kuşağa aktarılan 3 Anadolu hikayesini; Köroğlu, Karacaoğlan ve Alageyik hikâyelerini anlatır. Köroğlu hikayesinde at yetiştiriciliği ile nam salmış 3 kuşağın hikayesi ve Koca Yusuf ile oğlu Ruşen Ali'nin (namı diğer Köroğlu) Bolu beyi ile mücadelesi ve ondan intikam almasını anlatır. Karacaoğlan'da ise Karacaoğlan ve Elif aşkını, Alageyik'te ise geyik avcısı olarak bilinen Halil ile Zeynep'in aşkını ve onları ayırmaya çalışan Karaca Ali ile mücadelelerini anlatır. Dili oldukça destansıdır. Betimlemeleri buram buram Anadolu kokar. Nobele aday gösterilmiş, Türkçe'yi olabildiğince sanatsal ve yalın kullanan Yaşar Kemal yakın tarihimizin en iyi yazarıdır kanımca.