Gözlerini açtı ve kederle Rohan’a baktı, “Duvardakilerin hepsinin nakledilmesi mi gerekecek?” Rohan cevap vermeden konuşmaya üçüncü bir ses karıştı. “Neler oluyor?” Bu yataktan yeni kalkıp giyinmiş olan Leo’ydu. Çıplak ayak odasından geliyordu. Uykulu gözleri ikilinin üzerinde dolaştı. “Yerde, düğmelerin açık bir halde ne yapıyorsun?” “Pek tanımadığım bir adamla salonun girişinde buluşayım dedim.” “Tamam da bir dahaki sefere daha sessiz hallet. Uyumak isteyenler var.”
Sayfa 120 - LeoKitabı okudu
Her Sabah Seninle Başlar
Önce gözlerin girer odamdan içeri Sonra ellerin, saçların dudakların Bir bir hatırlarım Her sabah senin olan ne varsa Yüzüm aydınlanır Şarkılar söylemek gelir içimden Yakında bir kuş öter Uzaklarda bir tren sesi Sonra kornalar, çocuk ağlamaları Vapur düdükleri Sesler bir uğultu halinde yükselir büyük şehirlerden Ve alışılmış bir yaşamaktır çöker
Reklam
631 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Vedat Türkali'nin "Kayıp Romanlar" adlı kitabı bana çocukluğumda çok sık duyduğum bir deyimi anımsattı. "Laf salatası", çocukluğumda boş konuşmalara atfedilen bir deyimdi. "Kayıp romanları" iki sözcükle anlat deseler en uygun söz. Saçma sapan bir aşk hikayesi içine serpiştirilmiş komünizm, feminizm, ırkçılık hakkında görüşler, bol argo, az saçmalık... Salatanın zeytinyağı olarak daha önce yazılmış roman, "Güven" e göndermeler. Keyiften çok yorgunluk ve sersemlik duydum okurken. Karakterlerin gerçek kişiler olduğu belli olsa da  kitabın okunabilirliğini arttırmıyor. Konuya ne zaman girecek diyerek sıradan olayları okuyarak kitabın ortalarında "Ay ben bunu neden okuyorum ki?" diyorsunuz. Anlattım bozuklukları Laf salatasına yanlışlıkla katılmış biber gibi keyifsizliğinizi arttırıyor. Her bölüm sonundla Vedat Türkali'nin Doktor Nahit Kotar olmadığını vurgulayan zorlama bölümler eklense de kitap inandırıcılıktan çok uzak. Sürpriz son bile laf salatasının ağırlığını kurtarmıyor... Bütünsel bakıldığında anlatılanlar kısmen gerçeklik taşısa da Türkiye'yi tam anlatmıyor. Ülkenin geldiği yaşam düzeyi bu değil. Sınıf atlayanları ile, dönmeleri ile, eski Komünist yeni  Kemalistleri ile eski solcuların sosyal durumları da farklı sunulmuştur. Yazara ait bir ifadeyle yorumumu sonlandırıyorum; "Gülünç edebiyat". Nesrin Aykaç.
Kayıp Romanlar
Kayıp RomanlarVedat Türkali · Everest Yayınları · 20041,361 okunma
#Kasım yastır bizde#
# 10 Kasım’da Gökten Yağan Düğmelerin Hikayesi# Düğme basit bir şey. Bir giysinin önünü, yakasını ve bileklerini iliklemek için kullanılan basit bir kilitleme yöntemi. Erkek gömleklerinde düğmeler sağdan sola, kadın gömleklerinde de tam tersi şeklinde ilikleniyor. İlerleyen yıllarda
Kendine tarihçi.... :)))
Bu gönderiyi alıntılama sebebim.... çok komiksinizzz laaaaa gerçekten.... al sana kaynak Günümüzde İslam dininin ilk olarak Türklere ne şekilde ve hangi şartlarda geldiği pek bilinmez, bilinmesi de istenmez. Ancak, bu topraklarda yaşayan bir çoğumuzun bilmediği, ya da bilmek istemediği bu tarih, aslında ders diye anlatılan o taraflı tarihi
M Sinan Öznişastacı

M Sinan Öznişastacı

@ms1nan
·
4s
Türkler için "sıradan" olan şey herhangi bir dine geçmektir. İslamlaşmanın bu bapta olağan dışı bir tarihselliği bulunmaz, sadece sonuçları diğerlerinden çok farklı olduğu için şu anda böyle bir çalışmada konuyu tartışıyoruz.
Sayfa 131
Yohsa nâ-geh suret-i hâli olur Sultân'a ‘arz .. Kahra uğrar muktezâ-yı vaz‘-ı nâ-hem-vâr gül .. Ol gül-i bâğ-ı hilâfet kim bahâr-ı devleti .. ‘Alem-efruz olalı görmez cefâ-yı hâr gül .. Oldı devrinde hevâ mahbûs-ı zindân-ı habâb .. Gâliba görmiş hevadan şemme-i âzâr gül .. Berg-i gül gezdürmez oldı mahmil-i bâd-ı şabâ .. Haddi yoh kim
Reklam
406 öğeden 301 ile 310 arasındakiler gösteriliyor.