Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İLK YILLAR NE GÜZELDİ! Yağmur çiselemeye başlamıştı. “Hadi koş,” dedi Zehra, Ayşe’ye. “Koş, yoksa sırılsıklam olacağız.” Gülüşerek kol kola çalıştıkları bankanın kapısından içeri girdi iki genç kız. Öğle yemek saati arasının bitmesine bir dakika kala Zehra, bankonun arkasındaki masasına oturmuştu. Uç ay olmuştu Zehra bankada çalışmaya
"Yaşlanıp öyle kol kola yürüyelim mi? Ne güzel yaşlanırsın sen. Seni sevmek ne güzel! Kadınım, yârim…" Cemal Süreya / Temmuz 1972
Reklam
"...dün sabah baktım aynaya çırılçıplak, ilk katı vermiş göbeğim, geceleri bacaklarım şişiyor, göz kapaklarımda alkol memecikleri, başında ta başında kafamıza vura vura bir eyleme soksalardı bizi, edindirselerdi öylesine değerler uğruna ölünesi. ..sonunda anamın istediği biçim bir kız oldum heh! evli barklı-evlilikle sınıf değiştirmiş,eşine pek bağlı, başkalarınla yatmayan-yatmayan değil yatamayan-ayrı ev açmış, sokaklarda mutlu çift olarak, cıvıl da cıvıl konuşaraktan, kol kola yürüyerek, bayramlarda divandan bir kilo sütsüz çukulata alıp büyüklerinin elini öpmeye, yani 'örselenir' diye düşünenlerin, geçmişinden iğrenmiş, şimdisinden tiksinen salihatı nisvandan, başı ezilecek bir burcuva. Çocuklarımız ne olacak kimbilir orospu çocuğu herhalde.."
SENİ DÜŞÜNDÜĞÜM ZAMAN Seni düşündüğüm zaman İçimde bir çocuk bahçesinin kapıları açılıyor Dünyanın bütün çocukları doluyor içeri Seni düşündüğüm zaman İlkbahar gibi bir şey oluyor Anlatılmaz bir sevinç kaplıyor her şeyi Elimdeki kalem Parmaklarımda şakıyan Bir kuşa dönüşüyor Masam bir güneş denizinde yüzüyor Seni düşündüğüm zaman Yalnızlık çeken sözcükler Kol kola giriyor birden Seni düşündüğüm zaman Bir bulut oluyorum Uçmaktan başka bir şey bilmeyen Bordeaux-2003
Sayfa 177Kitabı okudu
Bil ki Güzellikler de var bu hayatta Gel git’lerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin? Hüzün olgunlaştırır kaybetmek sabrı öğretir Şimdiler de bol bol dua ek. Hasat yakındır can! Kaderini sev! Varsa kederini de sev! Üzülme hastalıklarına, Gör, hangi günahlarına kefaret olacak, Terk edildin diye de üzülme Demek ki sevebilecek bir yüreğin var. Geçmişi unut, hiç yaşanmamış gibi davran, Buluttan nem kapma! Döküver kirpiklerinden sonbaharı, Bir gün ama bir gün mutlu tebessümlerle kol kola gireceksin. Koklayacaksın yağmur sonrası toprakları, Yükleyeceksin ruhunu kelebek kanadına, Uçacaksın semalara sevdiklerinle can! Kim demiş ebemkuşağı yedi renk? Bakmakla görmek arasındaki farkı çözdüğünde, Anlayacaksın ne demek istediğimi can!!!
yanarak öle 129 kadın işçinin bize armağanı içinin boşaltılmasına ve sömürülmesine izin vermeyin!!!! ekmek ve gül Yürüyoruz yürüyoruz, günün aydınlığında Donuk fabrika bacalarına, yoksul mutfaklara Çarpıyor sesimiz ve birden parlayan Bir ışık gibi ulaşıyor insanlara "Ekmek ve gül! Ekmek ve gül!" Yürüyoruz yürüyoruz, erkekler için de
Reklam
Nevruz Türklerin Ergenekon'dan Çıkış Bayramıdır. Bu yazıyı okumaya başladığınızda Bölücüler yine o tehdit dolu Nevruz kutlamalarından birini gerçekleştirmiş olacaklar. Bu yılı "çözüm Nevruzu" ilan ettiler. Muhtemelen yaktıkları nefret ateşinin üzerinden "Öcalan'a özgürlük" sloganlarıyla atlayarak "ayaklanma"
Uzaktan izlerdim onu. Parası olmadığı zamanları iyi bilirdim. Hep beraber yemek yediğimizde biz kola isterdik; o su. Eğer hiç parası yoksa bunu dile getirir ama kimsenin kendisine bir şey ısmarlamasına izin vermezdi.
Bardağa kola doldurur gibi değer vereceksin insanlara, ağır ağır ve yavaş; çok verirsen köpürür taşar, elinde bardakla kalırsın. -D.Noel
Mutluluk Anıtı Mutluluğun capcanlı anıtını gördüm geçen gün Dimdik bir yokuştan çıkıyor Çok yaşlı bir kadınla bir erkek Kol kola elele Dayanmışlar birbirine Bakışları gülüşleri titrek titrek Sanki yapışıp kaynaşmışlar Buruşuk dudaklarıyla öpüşerek Bakıyorlar gözbebeklerine İlk günkü gibi ürkek Kim görse onları inanırdı Bu aşk sonsuza denk İlk günkü gibi sürecek Bir ayrılsalar birbirinden Sanki ikisi birden Düşüp birbirinin kucağına Hemen oracıkta can verecek Her ilk aşk böyle bitecek sanılır Sonu düş kırıklığı olsa bile Mutluluk anıtına inanılır En güzel aldanıştır aşka inanmak
Sayfa 173Kitabı okudu
Reklam
Acı Bir Düş Gibi Çocuk 1 bir çocuk ya beş ya altı yaşında duruşu tomurcuk başında
"Bir böcek isterim, bir de sıçrayan pire, İki sümüklüböcek, üç sürüngen ekle, Ve denizlerden gelen ıslak bir nesne, Eşek Arısının zehirli iğnesiyle, Hünnaptqn aldığın meyvenin suyu hele, Bir vombatın, diz kemiğinin tozu bir de. Ve bunun dışında yüzlerce tür şey girer, Her birinin kokusu birbirinden beter. Karıştırıp uzun uzun kaynatacağım, Sert, güçlü bir karışım yapacağım. Ve sonra, haydi bakalım, bir defada yut, Nefis koca bir kaşık ( aman burnunu tut ). Haydi haydi, hemen iç, korkacak bir şey yok, 'Nasıl buodun Büyükanne, beğendin mi çok?' Patlar mı Büyükanne? Acaba patlar mı? Yollara düşüp uçarak hızla kaçar mı? Yoksa puf diye puflayıp, duman mı olur? Kola gibi fısırdamaya mı koyulur? Kim bilir? Ben bilmem. Bekleyelim, görelim. ( Neyse ki ne sizler ne de ben görevliyim. ) Büyükanne, bir bilsen Sana neler pişirdim!!!"
Sayfa 22 - Can Çocuk KitapeviKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.