Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İstanbul'da Mustafa Kemal ve Ali Fuat ( Cebesoy) ile Anadolu'da direniş hareketi planlarını görüşmüş olan Rauf (Orbay) 23 Mayısta başkentten ayrıldı.38 Çerkez kökenli olan Rauf (Orbay), Marmara Denizinden Bandırma'ya geçerken, 19. yüzyılda Kafkasya'daki baba evlerinden Ruslar tarafından sürülüp, Kuzeybatı Anadolu'ya yerleştirilmiş olan Çerkezlerle temas kurdu. Mustafa Kemal ile sürekli ilişkide olan askeri komutan Bekir Sami de ( Günsav) Rauf'un tanıdığı Çerkezlerden biriydi. 39 Temelinde Çerkezler savaşçı insanlardı ve en iyi örneklerini Enver Paşa'nın Teşkilat-ı Mahsusa örgütünde çalışmış olan Reşit, Tevfik ve Ethem adlı üç kardeş oluşturuyordu. 1915 yılında İran'daki çarpışmalarda Ethem'in komutanı olan Rauf (Orbay) onlarla yeniden ilişki kurdu ve henüz oluşturulmaya başlanan ulusal direniş örgütünün çekirdeğine katılmaları için yönlendirdi.
Boşanma Coşkusu
21.yüzyılda büyük şehirlerimizi kuşatan benzerleri gibi uzun bacaklı, bakımlı kumral saçlı, giyimine özen gösteren çok hoş bir kadındır ve bütün güzel kadınlar gibi korkutucudur, tedirgin edicidir çünkü çocukluğundan beri ne kadar güzel olduğunu duyarak büyümüş bütün alımlı kızlar gibi, okul yıllarında, güzelliği karşısında afallayan ergen oğlanları parmağının ucunda oynatmayı öğrenmiştir. Güzelliğin ve cinselliğin çok önemli bir silah olduğunu kavrayan bir komutan gibi düzenlemiştir hayatını. Annelerimizin kuşağında bulunmayan bir üstünlük duygusuna sahiptir erkekler karşısında; kimseye sevdalanmaz, kendisine aşık olunmasını bekler. Hizmet etmez, hizmet edilmesini bekler, erkeğin ona kapı açmasını, iltifat etmesini, pahalı hediyeler almasını bekler, övülmeyi bekler, arkadaş toplantılarında ikisinin de bildiği bir hikayeyi kendi anlatır ve kocasının susmasını ister.
Reklam
"Mazi ile bir şekilde rekabete girişmenin hiçbir anlamı yoktur. Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran insanlar basit maceracılar, küskünler veya kendine yer arayanlar değildir. Her birinin imparatorlukta komutan olarak, bürokrat olarak, münevver olarak seçkin bir yeri zaten var idi.."
Sert ve vakur adımlarla saltanat arabasına yöneldi.Arabasına tek başına binen Sultan,sanki hiçbir şey olmamış gibi ,atların dizginini eline alarak Yıldız'a doğru baktı.Aslinda o an koca imparatorluğun dizginlerini eline almıştı."Bizi asla yıldıramazsınız,asla ölümle korkutamazsınız.Allah'ın takdirinin dışında hiçbir şeye gücünüz yetmez ,"der gibi arabasını savaş alanına dönmüş avludan muzaffer bir komutan gibi çıkardı.Selamlık törenini takip eden yabancı sefirler,Hunkârımın metaneti karşısında kendilerini tutamayarak alkışlarla bağrışmaya başladılar.
Sayfa 135 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
Kısa sürede başlarına geçeceği milliyetçi subaylar Mustafa Kemal'in İstanbul'daki yakın çevresini oluşturuyordu. Rauf (Orbay) onunla neredeyse her gün görüştüğünü iddia etmiştir. Ama o, donanma komutanıydı ve Osmanlı Donanması ortadan kalktığı için, İtilaf devletlerine karşı koyma görevi kara ordusuna düşüyordu. Bu sorumluluğu yüklenmeye hazır olan komutanlar sık sık Mustafa Kemal'in Şişli' deki evinde buluşuyordu. En yakın dostu, Harbiye Mektebi'nden arkadaşı ve Suriye Cephesinde 20. Kolordu Komutanı olarak emri altında çalışmış olan Ali Fuat idi. Ateşkesten sonra, Ali Fuat askerlerini Toros dağlarının kuzeyine, Konya yakınındaki Ereğli'ye kaydırmıştı. Konya, başka bir milliyetçi komutan olan Albay Fahrettin'in (Altay) komutasındaki 12. Kolordunun karargahıydı. Aralık ayında sıtmaya yakalanan Ali Fuat tedavi olmak için gittiği İstanbul'da defalarca Mustafa Kemal ile görüştü. Anılarında 1919 Şubatındaki son görüşmelerinde Mustafa Kemal'in resmi bir görevle Anadolu'ya gönderilmediği takdirde, en çok güvendiği komutanın yanına gideceğini söylediğini belirtiyor. Ali Fuat "Kolordum her zaman emrinizdedir," yanıtını vermiş.
Ben kimseyi tekfir etmiyorum diyenler!!!
İslam dini, insanları ve onlara karşı sorumluluğumuzu verdiği isimlerle belirler. Birine mümin/Müslim ismini vermişse o bizim kardeşimizdir, onu severiz, yardım istediğinde yardım ederiz, onunla nikah akdi gerçekleştirebilir, velisi olur, onun velayetini kabul ederiz, yönetici olursa itaat eder, komutan olursa onun ordusu oluruz. Kâfir ismi vermişse onu sevmeyiz, kardeş kabul etmeyiz, kız veremeyiz, kız alamayız, yönetici olursa itaat edemeyiz, velimiz olamaz, onun arkasında namaz kılmayız, ölünce istiğfarda bulunamayız, cenaze namazını kılamayız...
Reklam
30 Temmuz'da, 3. Ordu Komutan Vekili Kâzım Karabekir Paşa'ya bir şifre göndererek, Mustafa Kemal Paşa ile Rauf Bey'in yakanıp İstanbul'a yollanması için mülki makamlara yardımcı olmasını istedi. Oysaki Kâzım Karabekir Paşa milletçe girişilen bu mücadeleyi daha İstanbul'da iken tasarlamış, Anadolu'ya bunun için gelmiş, Karadeniz kıyılarına ayak basdığı andan itibaren de, halkla beraber, milli mücadele gayretlerinin önderi olmuştu.
Sayfa 110Kitabı okudu
Osmanlı başkomutanlığı bir mütareke istemiş, ama teslim olmamıştı. Ateşkes anlaşmasının koşullarını öğrendiği anda direniş planları yapmaya başlayan tek komutan Mustafa Kemal değildi ama o en etkilisi olduğunu kanıtlayacaktı.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.