... herkesin ara sıra yoğun mutluluk anları vardır ama sürekli olarak kişisel mutluluk peşinden koşmak, bir kepazelikten başka bir şey değildir. Böyle bir dünyada bunca felaket, bunca yoksulluk, bunca haksızlık ortasında ancak inekler kadar kafasız ve duyarsız olanlar kişisel açıdan mutlu olabilirler.
... üniversiteden atıldığım zaman, beni ve iki çocuğumu, Armutlu'daki kumsalda birkaç kuruşa kiraladığı, elektriksiz, susuz, kırık dökük eve götürüp, sanki lüks bir oteldeymişçesine haftalarca rahat ettirmesini, üzüntümü gidermesini unutamıyorum.
Vakıf kurulduğu sırada dudak büktüler.
"Ne yani?" dediler. "Birkaç kimsesiz çocuğu eğitecek de, memleketi mi kurtaracak?" Oysa Aziz Nesin'in böyle bir iddiası yoktu. O sırada bana söylediği gibi tek amacı, küçükken kendi çektiği sıkıntıları, yirmi otuz çocuğun çekmemesiydi.
“Viyana'da hiç kalmaksızın seyahatime devam etmek niyetinde iken, o zamanın çok yaygın ve öldürücü bir hastalığına, İspanyol nezlesine yakalanarak, bir müddet Viyana'da kalmaya mecbur oldum.”
Hayvan haftası sebebiyle bugün çocuklarla hayvan barınağı etkinliği yaptık. Barınakları gezerken gözleri mavi ve beyaz renkte çok güzel bir köpek gördük. Cinsini öğrenmek için bakıcısına sorunca; sibirya kurdu olduğunu öğrendim. Devamında bakıcısı "Ama hocam vukuatlı bir köpek o" deyince ben endişelendim. "Herhalde birkaç insanı ısırmış olmalı, saldırgan demek ki "diye içimden geçirirken, bakıcısına "nedir vukuatı?" diye sordum. Meğer bu afacan vakti zamanında çok tavuğa musallat olmuş. 😁 😂
Kalbimi sana bir bankta bırakmıştım
Senle ilk ve son defa konuşmuştum,
Ondan sonra ki,
Tüm konuşmalarımız;
Hep birer yabancı gibiydi,
Bir ciddiyetin gizli ,
Hatırası vardı...
İkimizin yüzde!
Oysa duygular başka konuşurdu,