Julian Barnes
İlk tanışmamız, dili anlatımı bıraz karışık olsada deneme okumsyı sevdiğim için kusa olududa etkili oldu okumam da..
Hayatımızdaki değerlerin farkına varmalıyız, zıra yatın gec plmkla meşgul
Man Booker Ödülü sahibi, çağdaş İngiliz roman yazarı. Dan Kavanagh takma ismiyle polisiye romanlar da yazan Barnes, Fransa'da da popüler olan İngiliz yazarlardan biridir. Sanatçı bu ülkede aralarında Médicis Ödülü ve Prix Femina'nın da bulunduğu bir çok ödül kazandı..
Farklı hayatlar arasındaki "ortak motifler" arayışından yola çıkan Julian Barnes, XIX. yüzyılın tanınmış fotoğraf sanatçısı Nadar'ın, aynı yüzyılın ünlü tiyatro oyuncusu Sarah Bernhardt'ın ve yine aynı yüzyıldan serüvenci bir albay olan Fred Burnaby'nin hayat hikâyelerini ilginç anekdotlar aracılığıyla bir bir katederek, kitabının son bölümünde kendi yas deneyimine varıyor:
2008'de kaybettiği ve yazdığı bütün kitapları adadığı karısının ardında bıraktığı derin boşluğu betimliyor ve ortaya çıkan "keder" duygusunun o çok katmanlı uzamını, kederin devasa boyutlarını, tek başına kalmışlığın ve yalnızlığın ıstıraplarını, bu ıstırabı dindirebileceği varsayılan kimi çözümleri çarpıcı ve düşündürücü bir dille sorguluyor.
İnsan yaşamına son vermek, yüce tanrının kendine has iradesine ayrılmış olsaydı ve insanların kendi hayatlarını sonlandırmaları tanrının hakkına müdahale etmek anlamına gelseydi, hayatın sona erdirilmesi kadar muhafaza edilmesinin de aynı derecede bir suç sayılması gerekirdi. Kafama düşmekte olan bir taşı rotasından saptırdığımda yine doğanın gidişatını bozmuş oluyorum çünkü Yüce tanrının genel madde ve hareket kanunlarına göre benim için belirlemiş olduğu yaşam süremi uzatarak yine onun kendi takdiri ilahisini ihlal ediyorum.
.
➤Ölüm hem yaşama anlamını verir hem de onu geri alır. Ölüm bir insanın yaşamının hem trajedisinin hem de güzelliğinin nihai kaynağıdır. Ölümün yokluğunda çok az şeyin ehemmiyetin önemi vardır. Varlığında ise pek çok şeyin.
➤Öleceğimiz gerçeği hakkımızda en önemli gerçektir. Yaşamlarımızda bundan daha ağır hiç şey yoktur .Ölümümüzden sonra hızlı unutuluruz.
➤Ölüm yaşamlarımızın yapılanmasına yardım eder, belki de hayatlarımızdaki en etkili motivasyon kaynağıdır. Başak birinin ölümünü kabullenerek kişi kendi ölümünü anlayamaz.
➤Doğmuş olmakla, ölmek için her zaman yeteri kadar yaşlıyımdır. Sorun benim öleceğim gerçeğidir. Ve hiç kimse ölümü benden alamayacağına göre, hiç kimse benim yaşamıma derin bir katkıda bulunmaz.
➤İnsan olmak ölmektir ve daha da önemlisi yaşam boyu öleceğini bilmektir, bu bilgiden kaçınmak için her türlü çareye başvurduğumuzda bile.
Şöhreti seven, kendi iyiliğinin diğer insanların etkinliğinde bulunduğunu düşünür, hazzı seven onun de-
neyimlenmesinde bulunduğunu düşünür, olan biteni kavrayan ise onun sadece kendi eyleminde olduğunu görür.
Yalnızlık ne demk dıye kendime soruyorum da;kalabalıklar içinde yalnız olmk geliyor aklıma, asıl yalnızlık bu olmalı, çeşitli ve kişiye göre değişken bır durum olsada ne dersınız..
Kitap'da okura şöyle sesleniyor ;
"insanın kimi zaman kaçındığı kimi zaman arzuladığı yalnızlık üzerine Seneca, Arthur Schopenhauer, Sâdık Hidayet, Emily Dickinson ve daha pek çoklarının derin düşüncelerinde bir gezinti sunuyor. "
"sevinçlerimizi, acılarımızı, en büyük korkularımızı; antik dönemlerden modern dönemlere kadar yaşamış yetenekli zihinlerin rehberliğinde gözden geçirmeyi sağlıyor.
"En sevdiğiniz yazar, aklınıza takılan bir konu hakkında ne düşünürdü diye merak ettiniz mi? Ya da yaşamı algılama biçimine hayran olduğunuz bir filozofun o konuyu nasıl değerlendireceği üzerine kafa yordunuz mu? Eğer siz de yaşama dair pek çok konu üzerinde yazarların, filozofların, psikologların fikirlerini öğrenmeyi heyecan verici buluyorsanız Derin Düşünceler’e dalma vaktiniz gelmiş demektir...
Kendini yalnız hissedenler buraya uğrayın derim, #Buyurun #OKUYUN