Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
"Gerçekten dokuz ayın çarşambası bir araya gelmişti."
Sayfa 301 - Altın KitaplarKitabı okudu
Şeytanın boynuzlarına salıncak kurup kırk yıl sallanmış.
Reklam
''Dağı görüp tavşan, suyu görüp balık olmak ''
Cehenneme zebani olur musun demişler maaş kaç demiş.
Eli kulağında deyimi
Gerçekleşmesi pek yakın olan İşler hakkında "henüz olmadı ama eli kulağında" deriz. Bu deyimin kaynağı Asr-ı Saadet'e Bilal-i Habeşi'ye kadar uzanır. İslamiyet yayılmaya başlayıp da Müslümanların sayısı artınca, namaz için onları bir araya toplamak üzere ezan okunması kararlaştırılmış ve sesi güzel olduğu için de habeşistan'lı eski köle Hz. Bilal, bu vazifeye seçilmişti. Ama Medine'deki Müşrikler ve diğer dinlere mensup olanlardan bazı tahammülsüz insanlar ezan okunurken sesi duyulmasın diye gürültü yapmaya, çocukları toplayıp Bilal Habeşi ile alay ettirmeye başlamışlardı. Bunun üzerine Hz. Bilal ellerini kulaklarına tıklayarak ezan okumaya başladı. Müezzinler ellerini kulaklarına tıkamayı bir tür bir Bilal-i Habeşi sünneti gibi gördüler ve ezanı öyle okudular. Eskiden birisi yanındakine, "Ezan okundu mu?" dediğinde, eğer vakit çok yakın ise, - "Okunmadı ama (müezzinin) eli kulağında" dermiş.
Eskiden kibrit yokmuş. Ateş sönünce, ateş küreği ile komşuya gidilir, bir parça ateş alınırmış. Ateş almak için komşuya geçen kadınlar, kürekteki ateş sönmesin diye oturup çene çalamazlar ve acele ederlermiş. “Ateş almaya mı geldin” deyimi burdan gelir.
Reklam
muhavere-i tebabüliye
Efsaneye göre, Nuh'un torunları gökyüzüne tırmanmak için birçok kattan meydana gelen ve son katı tapınak olarak düzenlenen bir kule yapmışlar. Gökyüzünü hakimiyet altına almak isteyen insanın kendini beğenmişlik ve nefsine güvenini simgeleyen bu kule hakkında Tevrat ve İncil ile Yunan mitolojisinde de değişik varyantlar vardır. Babil Kulesi yapılırken Allahu Teala, kendisine şirk koşmak üzere yapılan bu binada çalışanların dillerini değiştirmiş (insanlığın dağılması) ve hiç kimse diğerinin dilini anlamaz olmuş. Onun için kimsenin birbirini anlamadığı konuşmalara "Muhavere-i Tebaülliye" (babillerin konuşmaları) denilir ve bu söz eskiden beri, halk arasında bir deyim olarak kullanılır. Her kafadan bir sesin çıktığı kalabalık bir mekanda meclis adabını çiğneyerek, ikişer kişinin birbiriyle lafladığı ve seslerin bir uğultuya dönüştüğü durumlar, tam da muhavere-i tevabüliye sayılır.
Sayfa 161Kitabı okudu
Ateş pahası
Bu deyimin nerden geldiğini öğrenmek isteyenler için
Yüreğim ağzıma geldi dedikleri kolay şey değildir
Ama şu yürek dedikleri ne korkunç şey! Neredeyse ağzıma gelmişti de tükürecektim.
Sayfa 13 - Türkiye Iş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Utanmaz pazar, mideyi bozar. Bir de sırıtıyor pişmiş kelle gibi.
125 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.