Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Ben sadece yaşamak, düş kurmak, umut etmek, her şeye yetişmek istiyorum. Hayat kısa, değerli dostum. Onu dolu dolu yaşamak lazım.
Sayfa 93 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
-Arzu, sana arzulamanın boşuna olduğunu öğretti, dedi Bilge. Şimdi de pişmanlık, pişmanlık duymanın fayda etmediğini söylüyor. Sen, birer parçası olduğumuz Yanilgi; Sen, kusursuzluğun içinde kendiliğinden bilinçlenen kusurlu güzel; Sen, ille de ölümsüz olmayan Gazap... Sabret.
Reklam
Pelin konuşacağı zaman biraz zorlanıyor, sıradan sesini arayıp buluyor ve o tonda konuşuyordu. Zorlandığında etrafına öylesine baktığını Sultan hemen anlıyor, sesindeki annesizliği seziyor, bir türlü dile getirememesine de hak veriyordu. Doğru bir yere çıksın diye yürünmüş bu çok uzun yolun ortasında; durmanın mı yoksa devam etmenin mi daha doğru olacağına karar vermek ne kadar da zordu.
Sayfa 65
Yürüdüğü yoldaki ağaçlar o kadar eğiliyordu ki Pelin’in zihnindeki resimlerden taşacak gibi oluyordu. […] Dönüş yolundayken “Seni bir şeyler dışarda bırakıyor,” diye fısıldıyordu Tülay. Pelin, patika yoldan tek başına yürürken neyin dışında kaldığını düşünüyordu. Kasabaya iyice yaklaşmıştı. İlkokulunun önünde, dut ağacının altında şiir ezberleyen küçük kızı gördü. Uzaktan seyretti onu. Ezberlediği şiiri tekrarladı. Unutmamıştı. Onu okuldan almaya gelen annesinin peşinden yürüdü.
Sayfa 65
Saraybosna'da yanıp gitmiş tüm kütüphaneleri tek tek saymak onları hatırlamak imkansızdır. Kimin yüzünden yandığını da bilinmez. Ancak tüm alevler ve ateşler, tıpkı en son görülen efsanevi kül ve toz bulutu gibi Saraybosna üniversitesi kütüphanesinin ve meşhur Viyeçnitsa kütüphanesinin kaderini hatırlatır. Oradaki kitaplar bütün bir sabah ve gece boyunca yanmaya devam etmişti. Bütün bunlar , tam bir sene evvel duyulan o ıslık sesinin ve peşinden gelen patlamadan sonra yaşandı. Belki de tam da Bu satırları okuduğun gün. Kitaplarını şefkatle okşa ey yabancı ! Ve hatırla, onların tozdan ibaret olduklarını..
Sayfa 188Kitabı okudu
Bütün iyi çocuk öykülerinin sonu kötü biter ,bu kötü sonlardan ise, mutsuzluğun gerçeklikten ziyade kurguda daha önemli bir hal aldığını öğrenmek dışında hiçbir şey öğrenemezdin
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
Hayatın yaşanan kısmı unutulmaya değerdir , gelmekte olan kısmında ise insan , tıpkı masallardaki gibi , ölene dek mutlu mesut yaşamalıdır.
Sayfa 178Kitabı okudu
Hayat , nabız gibi, tüm ufak aldatmacılar ve ertelemelerle atmayı sürdürüyordu, tıpkı çekler ve kredi kartları gibi ,insanlar kapalı çemberler içerisinde neon ışıklı reklamlar gibi titriyorlar ve ait oldukları yüzyılı yaşıyorlardı, anne rahminden mezara kadar tüm felaketlerden uzak bir biçimde. Aslına bakarsanız ,savaşın şehrimdeki her şeyi paramparça etmesi ve tüm üretimi değiştirmesinden önce ben de böyle yaşıyordum...
Sayfa 170Kitabı okudu
Peki ya aşk neydi? Aşk; hayal etme plan yapma, düşlere dalma hakkından kimseyi mahrum bırakmamaktı..
Uyumadan evvel, haça baktı ve kendi kendine tekrarladı : " Ben, Tanrı'm , buradayım ne kendime ne de ona yardım edebiliyorum ancak Sen de buradasın, bize yardım et !"sözlerinin bir duaya benzediğini düşünüyordu.
Reklam
Mutluluk ,diğer bütün duyguların yokluğunda , diğer bütün intibaları unutturacak o sahneyi gözetler ve tıpkı bir orgazm anı gibi , hayatın iplerini elinde tutmaya az çok önem verirsin..
Her beş günde bir odama çıkıp kaktüsü suladım. Artık yüzü çetnik mevzilerine dönüktü. Ürkekçe güneşe doğru baktım ve baktığım her anda bir kurşun bekledim. Aşağısı sıcak, nemli ve sıkış tıkıştı. Etraf çürük patates kokuyordu. Gözlerimi ise kömür tozu yakıyordu. Muhtemelen ana rahminde de durum bundan iyi değildi..
Fırın Saldırısı
Ne var ki, zaman, bir balığın karnındaki yutulmuş gemi çapası kadar ağırdı.
Sayfa 36
61 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.